"Biraz konuşalım"

1.2K 104 45
                                    

Magnus kantinde oturmuş Alec'i beklerken morali son derece bozuktu. Dün gece babası ile kavga etmişti ve babası her zamanki gibi onun sinirini son derece bozmuştu.

Derin bir nefes alıp kahvesini içmeye devam ederken dalgınlığı yüzünden Alec'i bile fark etmemişti.

"Çok beklettim mi?"

"Hayır, fazla değil." Dedi Magnus ona bakarak. "Alec, bugün değişik bir şey yapsak olur mu?"

"Ne gibi değişik bir şey?"

"Bana sert olabildiğin kadar sert olsan mesela? Biliyorum, nazik birisin ama şu an canımın yanmasını istiyorum."

"Bir sorun mu var?" Demişti Alec şaşırarak. Magnus genelde böyle davranmazdı. Aksine can yakan şeyleri aşırı sevmediğini düşünmüştü.

"Kafamı dağıtmak için bir şeylere ihtiyacım var, bu sayede kendime gelirim belki."

"Yani... gerçekten istiyorsan yaparım ama bence saçma bir istek. İnsan neden kafasını canını yakarak dağıtmak ister ki?"

"Bilmem, bir nevi kendime bir ceza. Boşver ya da sen, dediğin gibi saçmaladım. Hadi sınıfa geçelim artık."

Magnus kalkacağı sırada Alec onun elini tutup ona engel olmuştu.

"Bir şey varsa anlatabilirsin."

"Bunun iyi geleceğini sanmam. Şu an sadece o odaya gitmemiz bana iyi gelecektir."

Alec anladığını belirten şekilde başını sallayıp ayaklandı ve Magnus'un peşinden yürümeye başladı. Genelde onun neşeli hallerine şahit olduğu için bu halleri çok tuhaf geliyordu şu an.

Sınıfa girdiği zaman Magnus ona anında yaklaşırken Alec ona engel olmuştu.

"Biraz konuşalım."

"İstemiyorum. Seninle şu ana kadar hiç konuşmadık ve konuşursak büyüsü tamamen bozulur. Yarın yüzüne bakmam, anladın mı beni?"

"Bazen hepimiz bir şeyler paylaşmak isteriz Magnus."

"Ben istemiyorum. Ne bir şeyler paylaşmak ne de senin hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum. Şimdi devam edecek miyiz yoksa çekip gideyim mi?"

Alec derin bir nefes alıp Magnus'u kendine çekmişti.

"Gitme, öyle bir şey istemedim senden."

"İyi kalpli birisi olduğunun farkındayım Alec ama benim sırlarım senin boyunu aşar. O yüzden gördüğün şeyle ilgilen, içindekiyle değil."

Alec başını olumlu anlamda sallayıp eğilerek Magnus'u öpmeye başlamıştı. Magnus da bu anın verdiği rahatlık ile kollarını onun boynuna doladı.

Birkaç dakika boyunca birbirlerini sadece öpmüşlerdi. Sonrasında Alec onu yavaşça duvara yasladı ve geriye çekilip elini Magnus'un saçları arasına yerleştirdi.

"Şunu unutma, konuşmak istersen konuşuruz. Bu şey aramızda olana engel teşkil etmiyor. Senin hayatını öğrendim diye senden uzak durmayacağım."

"Sen durmazsın Alec ama ben dururum. Bazen... paylaşılmaması gereken şeyler vardır. Bazense, paylaşmaman gereken insanlar vardır. Anlatabildim değil mi?"

"Anlatabildin. Pekala, eğer ben sana bir şeyler anlatırsam dinler miydin?"

"Dinlerim. Olay konuşmamız değil, olay benim seninle bir şeyler paylaşmam. Ben kimse ile kendi hayatım hakkında konuşmadım Alec ve hayatım boyunca da konuşmayı düşünmüyorum. Bunu kişisel algılama, bir şekilde kendimi koruma şeklim bu."

"Bu kadar kötü ne yaşadığını merak ettim şu an."

"Etme ve bu söylediğim şeyleri unut olur mu?" Deyip elini Alec'in yüzüne çıkardı Magnus. "Çünkü ben bir daha bahsetmeyeceğim."

Alec olumlu anlamda başını sallayıp Magnus'un yanağına küçük bir öpücük bırakmıştı.

"Öyle olsun o zaman."

Alec o ana kadar Magnus'un ciddi ilişkiler istememe nedeninin çapkınlık olduğunu düşünmüştü ama yanıldığını fark etti. Magnus hayatında herhangi birisini istemiyordu. Çünkü hayatına birisini alırsa sırlarını da o kişiye açmak zorunda kalacağını biliyordu. Belli ki bundan bir şekilde kaçmak istiyordu.

Onu tekrar öperken içinde oluşan burukluk ile geriye çekildi ve bir süre Magnus'u süzdü.

"Alec..."

"O zaman ben bir şeyler anlatayım. Sen şu haldeyken devam etmek istemiyorum. Belki ben anlatırsam sen de rahatlarsın. Hem benim de anlatmak istediğim şeyler var."

Magnus pek istekli olmasa da tamam dercesine başını sallayıp sonrasında Alec'in elini tutarak onu minderlerin üstüne çekmişti. Sonrasında birlikte bir süre sessiz kalıp öylece birbirlerini izlediler.

"Anlatacak mısın?"

"Bu okula bu sene geldim. Aslında buraya kendi isteğim yüzünden değil annemin durumu yüzünden geldim."

"Annenin? İş durumu filan mı?"

"Hayır. Annem kanser tedavisi görüyor. Ve tedaviye burada devam etmesi uygun görüldüğü için annem ben ve kız kardeşim bu yazın başında buraya geldik. Kız kardeşim lise sonda. Ben de kaydımı bu üniversiteye aldırdım."

"Alec ben... geçmiş olsun. Umarım annen en kısa zamanda iyileşir. Peki baban?"

"Babamla annem ayrılar. Ama babam bu hastane işini kendisi bizzat ayarladı. O da burada oturuyor. Hatta ilk geldiğimiz zaman onunla kaldık, sonra ayrı eve çıktık."

"Ayrı olmalarına rağmen yaptığı şey cidden çok güzel bir davranış. Peki annenin durumu nasıl?"

"Tedavisi olumlu gidiyor. Annem çok güçlü bir kadındır, atlatamayacağı şey yok buna eminim. Yani bilirsin, anneler her zaman güçlüdür."

"Pek bildiğim söylenemez, annemi çok küçük yaşta kaybettim ben." Dedi Magnus eliyle oynamaya başlayarak. Bunu söylemek istemese de o anki duygusal boşlukla söyleyivermişti işte.

"Ben... çok üzgünüm Magnus."

"Önemli değil, en azından annen hayatta ve bunun için savaşmaya devam ediyor. Sen de onun yanındasın ve destek oluyorsun. Bu arada benim de erkek kardeşim var." Demişti konuyu değiştirmek için konuşarak. "Annelerimiz farklı... o da liseye yeni geçti ve kendisi tam bir ergen."

"Ergen kardeşinin olması nasıl bir şey bilirim, Isabelle de henüz ergenlikten çıktı denemez."

"Collin de sürekli kıyafetlerimi alıyor ve kendisinin bir düzine kıyafeti var. Neymiş, benim tarzım daha güzelmiş. Tabii ki benim tarzım daha güzel."

İkisi de biraz buruk da olsa gülmeye başlamışlardı. Sonra ortamda tekrar bir sessizlik oldu.

"Annenin durumu hakkında arada bana da bilgi verir misin? Ayrıca eğer bir sorun olursa yardımcı olabilirim. Babamın tanıdığı çok iyi doktorlar vardır."

"Şu an için buna gerek yok ama olursa eğer söylerim."

"Başka bir şeye ihtiyacınız olursa da söyleyebilirsin Alec." Demişti Magnus biraz çekinerek. Belki bu teklif Alec'i kırabilirdi o yüzden çekinmişti.

"Teşekkür ederim ama gerek olacağını sanmıyorum. Babam da elinden geldiğince yardımcı oluyor."

İkisi de tuhaf bir şeyler hissetmişlerdi o an. Şimdi ikisi bu konuşmaları unutup nasıl eski hallerine döneceklerdi?

....

Unutmayın...

Güya bunları 378392 bölüm seviştirecektim. Sözlerime asla sadık kalamıyorum anssmdajsj

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin