Babanla konuş

510 59 219
                                    

2 bölüm uzunluğunda bir bölüm oldu, tadını çıkarın ;)

Maryse öğle arasında bir şeyler almak için yakınlardaki bir kafeye gitme kararı almıştı. Asmodeus bugün acil bir toplantı için birkaç saatliğine şirketten ayrılmıştı, bu yüzden çoğu iş Maryse'e kalmıştı.

O yüzden oradakiler ona öğle tatili için biraz zaman tanımış ve dışarıda nefes almasını söylemişlerdi. Bu onun için cidden iyi olmuştu.

Ama yürürken iş yerinden biraz fazla uzaklaştığını fark etmişti. Yine de yürümeyi her zaman sevmişti, bu yüzden şikayetçi değildi.

Kafeye girmek için köşeyi döneceği sırada tanıdık bir ses işitmişti.

"O adamdan nefret ettiğimi biliyorsun."

"Ama hala onunla birliktesin, hem de karnında benim çocuğumu taşırken."

Maryse bir anda küçük bir şok yaşayıp o yöne baktığında yanılmadığını fark etmişti. Biraz ötede ara bir sokakta konuşan iki genç vardı ve o gençlerden birisi kesinlikle Alison'dı.

"Aiden, bunun gerekli olduğunu biliyoruz. O herif aşırı zengin. Eğer onunla evlenirsem bu çocuk sayesinde ondan yüklü bir miktar para alacağım. Bu sayede ikimiz de istediğimiz hayatı yaşayacağız. Yaptığımız şey küçük bir fedakarlık sadece."

"Sevdiğim kadının 45 yaşında bir herifin altına yattığını bilmek çok iyi hissettirmiyor ama."

Alison sevgilisinin dediği şey üstüne onun boynuna sıkıca sarılmıştı.

"O paralar geldiğinde her şeyi unuttururum ben sana. Sonrasında sen, ben ve bebeğimiz mutlu bir hayat yaşayacağız. O kart herif de kendi psikolojik problemleri ile kafayı yiyip dursun."

Alison bunu dedikten sonra ikili sokağın diğer tarafına doğru yürümeye başlamışlardı. Maryse'in ise resmen kanı çekilmiş, öylece kalakalmıştı.

Bu olayı Asmodeus'a nasıl anlatabilirdi ki?

....

Maryse hiçbir şey yemeden şirkete dönmüş, birkaç saat boyunca da buz kesmiş bir şekilde bilgisayar ekranını izlemişti.

Belki bunu Magnus'a anlatmalıydı. Ya da onu uzak tutması daha mı iyi olurdu?

Bunları düşünmekten başına ağrılar girmeye başladığında birisinin ona seslendiğini bile fark etmemişti.

"Maryse beni duyuyor musun?"

"Ah ben şey..."

Asmodeus Maryse'e tuhaf bir bakış attıktan sonra hafifçe gülmüştü.

"Toplantı iyi geçti, sen de yorulmuş olmalısın. Birer kahve söyleyeyim de odada konuşalım biraz. Şu son projenin dosyalarını getirirsin yanında."

Maryse başını tamam dercesine sallarken Asmodeus da odasına geçmişti. Maryse birkaç dakika kendini toplamaya çalışıp ayaklanarak odaya yöneldi ve kapıyı çalıp içeriye girdi.

"Geldin mi? Ee, dosyalar nerede?"

"Ne dosyası?"

"Proje dosyası Maryse. Sen iyi olduğuna emin misin?"

"Ben... pek iyi değilim." Deyip elini nereye koyacağını şaşırmış, en sonunda da Asmodeus'un karşısına oturmuştu. "Ben... seninle bir şey konuşacaktım."

"Konuş madem, bir problem mi var?"

"Şey... haddim olmadığını biliyorum ama... sen Alison'ın karnındaki çocuğun senin çocuğun olduğuna yüzde yüz emin misin?"

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin