"Selam Raphael, Magnus hala uyuyor mu?"
Alec elindeki poğaçalar ile Raphael'in kapısından içeriye girerken sormuştu bunu. Raphael Alec'e olanları anlatıp onu eve çağırmıştı.
"Evet, sınavı öğleden sonra diye uyandırmadım. Sen de hemen uyandırma."
"Haber verdiğin için teşekkürler."
"Babamın oğlusun diye haber vermedim herhalde, benim sınavım erken olduğu için şimdi çıkmam lazım. Sen onun yanında kalırsın, okula falan götürürsün. Sınavın da yokmuş nasılsa."
"Evet yok. Bu arada poğaça falan aldım yemek için. Mutfak ne tarafta?"
"Vay be, sen adamsın." Deyip Alec'in elindeki poşeti kapmıştı. "Ben giderken yerim bunları."
"Hey... orada üçümüz için de yiyecek var."
"Ama bunlar bana anca yeter. Sen de git mutfağa, kendi ellerinle Magnus'a bir şeyler hazırla. Mutfakta çoğu şey var. Böyle poğaça ile olmaz o işler."
"Zaten hazırlayacaktım, o poğaçaları ekstra almıştım."
"Kime niyet kime kısmet değil mi?" Deyip poğaçalardan birisini ısırdı Raphael. "Ihmm, çok da güzelmiş. Hadi ben kaçtım. Düzgün bak arkadaşıma."
"O senin arkadaşınsa benim de..."
Alec bir an için Magnus'u nasıl tanımlayacağını bilememişti.
"Eski yatak arkadaşın, yeni sevgili adayın... doğru tanımı bu sanırım." Deyip bir süre Alec'e bakmıştı Raphael. "Bak Alec, ben ciddi bir insan değilim ve her şeyi her zaman dalgaya vururum. Ama iş ciddiye binince ben de ciddi olabilirim. Magnus belli etmese de içinde hassas bir çocuk taşıyor, kırılıyor, dökülüyor ve kendi kendine bunları aşmaya çalışıyor. Eğer sen onu hem kırıp hem de aşmaya çalışırken yanında olmazsan Magnus onları yine aşacaktır. Er ya da geç. Ama seni de asla affetmeyecek."
"Yanında olmak elimden ne geliyorsa yapıyorum zaten Raphael."
"Elinden ne geliyorsa değil elinden gelenin daha da fazlasını yapmak zorundasın. Zira Magnus şu an sana değil de bana sığınıyorsa bundaki en büyük suç sendedir."
"Evet bunun farkındayım. Ne kardeşinin olayında ne de şu an bana haber verdi. İki seferdir senden öğreniyorum olayları."
"Nedenini biliyorsun. Çünkü zamanında yanında yoktun ve Magnus bunun gayet farkında."
Alec anladığını belirten şekilde başını sallamıştı.
"Seni seviyorum Alec, gerçekten seviyorum. Nefret ediyor gibi davranıyor olabilirim ama durum bu değil. Magnus'a iyi geldiğin ölçüde seni seviyorum, Magnus'u üzdüğün sürece de senden nefret ediyorum. Çünkü o benim arkadaşım ve ne olursa olsun hep onun iyiliğini isteyeceğim. Ama bilmelisin ki, ben onun yanındayken onun başkasına ihtiyacı dahi olmaz. O yüzden, onu tekrar üzersen onu senden koparmak için her şeyi yaparım. Akıllanmış olduğunu düşünerek sana yardımcı oluyorum, yüzümü kara çıkarma benim."
"Bu kadar kötü konuşmayı hak ettiğimi düşünmüyorum ben."
"Ama ben düşünüyorum, bununla ilgili bir sorunun varsa gece ağlayarak günlüğüne yazabilirsin Alec. Ayrıca..." Raphael son kelimeden sonra yüzüne her zamanki tatlı gülümsemesini yerleştirmişti. "Poğaçalar için de teşekkürler."
Raphael bunu dedikten sonra hızlıca kapıdan çıkmıştı. Alec onun ani ruh değişimlerine ayak uydurmakta zorluk çekiyordu bazen.
Yine de ona kızamazdı, neticesinde çoğu konuda haklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends(?)
FanfictionAlec üniversitenin okçuluk kulübünün kantininde, dans kulübünden Magnus adında birisi ile tanışır. Ve ikisi de ne olduğunu anlamamışken kendilerini boş bir kulüp odasında sevişirken bulurlar. Sıradan bir hikaye gibi başlayıp ilerleyen zamanlarda geç...