*Azıcık oynaşmalı bölüm*
Magnus gözlerini açtığında kendini Alec'in huzurlu kollarında bulmuştu ve yüzüne bir gülümseme yayılmıştı. Dün gece ona sarılarak uyumuştu ve onun kollarında uyanmıştı.
Hava sıcaktı bu yüzden ikisi de birbirine bu kadar yakın oldukları için terlemişlerdi ama zaten terlerinin birbirine karışmasına ikisi de alışıktı.
Dün gece Magnus uyuyana kadar Alec ile muhabbet etmişti, hayatı hakkında şeyler anlatmıştı. Alec de onu büyük bir özveriyle dinlemişti. Magnus ilk defa hayatı boyunca birisinin onu bu kadar dikkatli dinlediğine şahit oluyordu. Tabii Collin haricinde birisinin.
Elbette Raphael ile de çoğu şeyi paylaşıyordu ama onunla dert paylaşmak yerine güzel anılar paylaşmaya çalıştığı için genelde "Boş verelim kötü konuları" modunda oluyordu.
Alec ile olduğu zamanlarda ise her şeyi yapabilecek gibi hissediyordu. Sanki... kanatları olmamasına rağmen çok yükseklerde uçuyor gibiydi Magnus. Ayaklarının yere değmesini istemiyordu ve çok yüksek uçarsa da çakılmaktan endişe duyuyordu.
Ama bu korkusunu bir süreliğine unutup Alec ile uçabildiği kadar yükseğe uçacaktı. Çünkü Magnus düşerse yine ayağa kalkabilirdi ama uçma fırsatı eline bir kez geçecekti.
Yüzünü kaldırıp dikkatli bir şekilde Alec'i süzdü. Bu adamın yüzü adeta bir meleğin yüzü gibiydi. Kirpikleri uzun ve gürdü, kaşları da aynı şekilde öyleydi.
Dudaklarından söz etmek bile istemiyordu Magnus. Dolgun ve pembemsi dudakları vardı, bu dudakları ile birçok kadının hakkına girmişti Alec.
Magnus elini uzatıp onun dudakları üstünde parmağını gezdirmişti. Bunu yaptığında Alec'in alt dudağı aşağı doğru kaymış ve dudakları aralanmıştı.
"Tanrım, aklıma mukayyet olmamda bana yardım et." Demişti Magnus onun dudaklarına bakıp iç çekerken. Sonrasında dayanamayıp onun dudaklarına bir öpücük bırakmıştı.
Çok geçmeden ikinci ve üçüncü öpücüğü de bıraktı. O sırada Alec istemsizce ona karşılık vermiş ve sonrasında uykulu gözlerini açıp geriye çekilmişti.
"Uykumda böyle şeyler yapmaya utanmıyor musun sen? Önce uyandır da ben de zevkini çıkarayım."
Magnus gülümseyip onun yanağına bir öpücük bıraktıktan sonra geriye çekilmişti.
"Günaydın."
"Sana da günaydın. Saat kaç?"
"10'a geliyor." Deyip elini Alec'in yüzüne attı Magnus. "Dudaklarını biraz daha öpebilir miyim?"
"Sorman hata sevgilim."
Sevgilim...
Magnus bir an için kalbinin teklediğine yemin edebilirdi.
Alec onun heyecanını fark edemeyecek kadar uykuluydu ama dudaklarına değen dudaklar yavaş yavaş uykusunu açmaya başlamıştı.
Magnus onu öperken ikisi de adeta kendilerinden geçiyorlardı. Özellikle de Magnus.
Sevgili olmadan önce, seks arkadaşı oldukları dönemlerde Alec'i öpmek bu kadar farklı ve güzel hissettirmiyordu. Şimdiyse her şey daha güzeldi. Daha renkliydi.
O zamanlar sadece kırmızı vardı. Şehvet ile yoğurulmuş bir kırmızı. Şimdiyse... şimdiyse gökkuşağı vardı. Her duygunun esiri olmuş renkler etrafta dolaşıyor ve Magnus'u bir renk curcunası içine çekiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Just Friends(?)
FanfictionAlec üniversitenin okçuluk kulübünün kantininde, dans kulübünden Magnus adında birisi ile tanışır. Ve ikisi de ne olduğunu anlamamışken kendilerini boş bir kulüp odasında sevişirken bulurlar. Sıradan bir hikaye gibi başlayıp ilerleyen zamanlarda geç...