Affedildim mi?

571 75 94
                                    

Alec hastanedeki bazı evrakları imzalamak için danışma kısmına giderken Izzy'i de Magnus'a emanet etmişti. Zaten Magnus şu an Izzy ile ilgileniyordu ve bu Alec'in hoşuna gitmişti.

"Buyrun Bay Lightwood, bu belgeleri imzalayacaksınız."

Alec önüne uzatılan kağıtları inceleyip altlarına imza atarken ödeme kısmında yazan şey bir anlık dikkatini çekmişti.

"40 bin dolarlık bir ödeme mi yapılacak?" Deyip gözlerini danışmadaki kadına çevirdi Alec. "Ameliyatın ücretsiz olduğu söylenmişti bize."

"Bir saniye, bakmama izin verin." Deyip kağıdı önüne çekti kadın. "Ödemesi varmış ama zaten ödemesi önceden yapılmış ameliyatın."

"Nasıl anlamadım? Kim tarafından yapılmış. Biz herhangi bir ödeme yapmadık."

"Sistemde ödeme yapan kişi kayıtlı olmalı, bakmam lazım." Deyip bilgisayar yardımıyla kayıtlara baktı kadın. "Aa hatırladım, ödemesi Bay Bane tarafından yapılmış."

"Bay Bane mi?"

"Birkaç gün önce Asmodeus Bane ve oğlu buraya geldiler ve annenizin ameliyatı adına ödeme yapıldı. Bildiğim kadarıyla doktorla da bizzat Magnus Bane konuşmuştu. Zaten bu hastanenin ortaklarından birisidir Asmodeus Bane." Kadın tekrar ayaklanmıştı. "Yoksa sizin bunlardan haberiniz yok muydu?"

"Hayır yoktu."

Alec elindeki kalemi hareket ettirecek halde bile değildi. Duyduğu şeyler ona kısa süreli bir şok yaşatmıştı.

Annesi Magnus'tan para mı istemişti yani bu ameliyat için? Ama annesi bunu yapacak bir kadın değildi. O halde bu iş nasıl gerçekleşmiş olabilirdi?

"Lütfen imzalarınızı atın Bay Ligthwood."

"Üzgünüm, bir an dalmışım." Deyip son kağıtlara da imzayı atarak dosyayı kadına uzatmıştı. "Her şey için teşekkürler."

"Ben teşekkür ederim, geçmiş olsun şimdiden."

Kadın yerine otururken Alec derin bir nefes alarak kardeşi ve Magnus'un yanına ilerlemeye başlamıştı.

Izzy'nin de bir arkadaşı gelmişti yanına ve Izzy şu an onunla konuşuyordu. Magnus da onların yanında oturup konuşmalarını sessizce dinliyordu.

"Magnus, benimle gelir misin? Hazır Izzy de yalnız değilken biraz hava almak istiyorum. Izzy eğer sorun olmazsa..."

"Gidin tabii ki, ben Clary ile oturuyorum zaten."

"Tamamdır."

Magnus ayaklanıp Alec'in peşinden giderken bir şeylerin yolunda olmadığını anlamıştı. Bahçeye çıktıkları zaman Alec sağ taraftaki banklardan birisine oturdu ve Magnus'un yanına oturmasını bekledi.

"Bir sorun mu var Alec?"

"Neden böyle bir şey yaptın ve benim neden bundan haberim yok?"

Alec bunu dediğinde Magnus içindeki şüphenin haklı çıktığını fark etmişti.

"Annen öyle istedi çünkü."

"Bana söylemen gerekiyordu!"

Alec biraz sert bir tonla bunu söyleyince anında pişman olmuştu.

"Özür dilerim, sesimi yükseltmek istemezdim. Sadece... bu olayın neden ve nasıl olduğunu merak ediyorum. Bana açıklama yapmaya ne dersin?"

"Olay şöyle oldu. Öncelikle annen gelip benden para falan istemedi, annen zaten böyle bir kadın değil bunu sen de biliyorsun. Geçen hafta küçük bir mide ağrısı için hastaneye geldiğimde anneni koridorda moralsiz bir biçimde otururken bulmuştum. Yanına gidip ne olduğunu sorduğumda bu ameliyat olayından bahsetti bana. Paralı olduğu için de bu ameliyatın onu zorlayacağından bahsetti. Ben de parayı ona vereceğimi söyledim, durum tamamen bu şekilde gelişti. Annen zaten karşılıksız almadı bu parayı bizden, sonrasında bunu bize vereceğini de söyledi. Ha geri istiyor muyum? Tabii ki istemiyorum. Annen o an öyle dediği için kabul ettim sadece."

"40 bin dolar çok yüksek bir meblağ Magnus, bunu çıkarıp öylece anneme mi verdin? Hem de aramızın kötü olduğu bir zamanda."

"Seninle aramızdaki olayla annenin ne ilgisi var Alec? Ben Izzy'i ve anneni senden ayrı olarak seviyorum. Seninle bağlantılı oldukları için değil. Ben sizde kalırken bana ikisi de aileden birisiymişim gibi davranmışlardı.  Ayrıca Alec, 40 bin gibi bir miktar için anneni tehlikeye atmayı mı isterdin?"

"Hayır tabii ki, ben sana bu konuda minnet duyuyorum şu an."

"Minnet duymaktan çok sitem ediyor gibisin. Birazdan neden verdin bu parayı diye ağzıma edersen şaşırmam."

"Hayır saçmalama." Deyip yüzünü önüne eğdi Alec ve eliyle yüzünü kapadı. "Sadece annemin bunu bizden saklamasından dolayı üzgünüm biraz."

"Sizi üzmek istememiş olmalı. Para olayını da siz kötü hissetmeyin diye size söylemedi. Kısaca bu olaydan dolayı üzülmen gerekmez."

Alec bir şeyler demek istiyordu ama şu an ne diyeceğini kendisi de bilmiyordu.

"Teşekkür ederim, yaptığın her şey için. Şu an şoktan yanlış ya da gereksiz tepkiler veriyor olabilirim ama bu konuda ne kadar minnet dolu olduğumu bilemezsin. Yanlış bir şey yapıp seni üzdüysem özür dilerim."

Bunu dedikten sonra arkasına yaslanıp Magnus'a bakmıştı.

"Affedildim mi?"

"Keşke sana karşı bu kadar yüksek toleransa sahip olmasaydım ama Tanrı sanırım beni de böyle sınıyor. Yapacak bir şey yok." Deyip gülümsemişti Magnus. Bu çok tatlı bir gülümseme olduğu için Alec de buna karşılık gülümsemişti.

"Bu aramızdaki buzların eridiğini mi gösteriyor peki?" Demişti Alec sorunun cevabını merak edercesine Magnus'u süzerek.

"Sen yine hayal alemine dalmış gibisin, annenin olayına yardım ettim diye seni affettim anlamına gelmez bu. Bir bunda anlaşalım bence."

"Peki affedilmek için ne yapmalıyım? Bunu ciddi anlamda soruyorum Magnus."

"Olan şeylerden sonra hiçbir şey yapmasan inan bana seni daha kolay affederim. Çünkü ne zaman konuşsan daha da batırıyorsun her şeyi."

"Biz ilk halimizden bu hale nasıl geldik?"

"İlk halimiz sanki çok mükemmeldi." Deyip göz devirmişti Magnus. Sonrasında Alec buruk bir gülümseme ile Magnus'a yaklaşıp onu kendine çekerek sıkıca sarılmıştı. "Her şey için teşekkürler Magnus, umarım benden nefret etmiyorsundur."

"Nefret etmeyi planladığım her an beni bu fikrimden vazgeçiriyorsun. Tıpkı seni affetmek istediğimde yaptığın gibi..."

....

Magnus'cum senin dürüst halini ham yapsam keşke *-*

Just Friends(?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin