Just Friends(?)

Sanat düşmanı

"Ben gidiyorum."

"Nereye Alec?" Deyip Alec ile ayaklandı Raphael. "Bak cidden... olayın Magnus ile hiçbir alakası yok."

"Açıklama yapmana gerek yok Raphael, ben bu kulis bölümüne girebilir miyim sence?"

"Magnus'un arkadaşıyım dersen eğer girebilirsin. Ama Alec... lütfen onu kıracak bir şey yapma."

"Raphael, bu saatten sonra onu kıracak bir şey yapma lüksüm olduğunu hiç sanmıyorum."

...

Alec kapıda duran görevliye Magnus'un arkadaşı olduğunu söyleyip içeri girmişti.

İlk amacı Magnus'u bulmak olsa da karşısına bir anda az önceki kız çıkmıştı.

"Sen benimle gelsene bi."

"Anlamadım?"

Alec kızı çekiştirip yan tarafta bir odaya soktuğunda kız şoka girmişti.

"Ne yapıyorsun be sen! Manyak mısın?"

"Asıl sen manyak mısın? Utanmıyor musun millete yalan yanlış şeyler anlatmaya."

"Bak tatlım, kimsin bilmiyorum ama benim bir an önce Magnus'u bulmam lazım. O yüzden beni rahat bırak."

"Birincisi, bana o samimiyetsiz konuşmanla tatlım deme sakın. İkincisi, Magnus ile sevgili olmadığınız halde onunla alakalı sağda solda konuştuğunu biliyorum."

"Sen kim oluyorsun da bu kadar emin konuşuyorsun?"

"Magnus'un çok yakınıyım, hatta flörtüyüm diyebilirim. Sense yalancı, iftiracı ve tacizci birisin."

"Tacizci mi?"

"Sahnede Magnus'u öpmen de bunun kanıtı. İnsanları izni olmadan öpemezsin, bu bir tacizdir."

Kız ellerini göğüsünde sinirle birleştirmişti.

"Sanırım Magnus sana o kadar değer vermiyor. Çünkü aynı zamanda benimle de takılıyordu. Evet sevgili değiliz ama takıldığımızı herkes biliyor."

"Sende bir şeyler hazımsızlık yapmış belli ki, hala daha iftiraya devam ediyorsun."

"Magnus'a çok güveniyorsun anlaşılan."

"Sana güvenememi mi beklemiştin. Bak, sana tek bir uyarı yapacağım. Eğer bu yalanlarına devam edersen ben de senin hakkında ortaya asılsız yalanlar atabilirim."

"Beni tehdit mi ediyorsun şu an?"

"Karşılıklı çıkar ilişkisi diyelim, ne dersin?"

"Buna gerek olduğunu düşünmüyorum."

Arka taraftan gelen sesle ikisi de aniden arkaya dönmüşlerdi. Magnus odadaki küçük giysi odasının önünde durmuş onları izliyordu.

"Magnus... sen... sen ne zamandır..."

"Başından beri buradayım Jess. Attığın tüm iftiraları duyacak kadar uzun zamandır yani. Gerçekten mi? Az önce seni uyardığım halde bunu yapmaya devam mı ediyorsun?"

"Bak ben..."

"Seni dinlemek istemiyorum. Alec iyi kalplidir, senin hakkında söylenti çıkarmaz eminim. Ama ben sabrımın sınırına geldim, bu yüzden senin hakkında her şeyi ortaya dökebilirim Jessica, inan yaparım. Bunu ister misin?"

Jessica endişeli gözlerle Magnus'a baktıktan sonra gözlerini kaçırmıştı.

"O yanlış anlaşılmaları düzelt. Kulağıma tek bir tanesi bile çalınırsa bu sefer ben de kartlarımı oynarım."