Just Friends(?)

Sadece öpüşüyoruz

"Zengin olmayı seviyorum." Dedi Magnus göğüsünde yatan Alec'e bakarak. Bugün denize gelmişlerdi ve Magnus plajlardan birisinde, yataklı bir yer kiralamıştı. İçki siparişi verdikten sonra da denize karşı yatağa uzanmış ve öylece birbirlerine sarılmışlardı.

"Öyle dersen kötü hissederim." Demişti Alec alttan ona bakarak. Magnus ise öne uzanıp onun dudağına bir öpücük bırakmıştı.

"Yatmaya devam et sen. Birazdan denize gireriz."

Alec başını olumlu anlamda sallayıp tekrar Magnus'un göğüsüne kafasını koymuştu. Her bölüm tüller ile birbirinden ayrıldığı için insanlar birbirini fazla göremiyorlardı.

Zaten genelde buraya çiftler geliyordu.

"İçkileriniz hazır efendim."

Garson ikisinin içkilerin yandaki küçük masaya bırakmıştı.

"Teşekkürler."

"Başka bir isteğiniz var mı?"

"Olursa söyleriz, şimdiden teşekkürler."

Garson geriye çekilirken Magnus da Alec'in saçları ile oynamaya başlamıştı

"Uyuma sakın. İçkiler geldi, ısınmadan içelim."

"Ben böyle kalmak istiyorum, çok güzel."

"Farkındayım, uzanmaya devam edersin birazdan."

Alec mızmız bir çocuk edasıyla başını kaldırdığında Magnus da yerinde doğrulmuştu.

Magnus içkileri bardaklara koyarken Alec de etrafına bakıyordu.

"Denize gidelim dediğinde böyle bir şey hayal etmemiştim."

"Ne hayal etmiştin?"

"Ne bileyim, sahile iki havlu atıp uzanırız. Arkadaki büfelerden kola, sandviç alır yeriz diye hesap etmiştim ama sanırım benim ruhum da fakir hayallerim de. Ben böyle bir yer olduğunu hayal bile edemezdim."

"Alec, günümüz güzel geçsin diye kiraladım burayı. Hem fazla pahalı bir yer de değil."

"O yüzden mi garson menüyü uzattığı zaman menüyü ışık hızında alıp bana göstermedin?"

Alec bunu dediğinde Magnus gülümseyip Alec'in yanağına bir öpücük bırakmıştı.

"Para babamın cebinden çıkıyor ve babamın bana bu kadar iyilik borcu olmalı bence."

"Böyle diye diye beni her şeye ikna edeceksin sanırım."

"Evet öyle yapacağım." Deyip Alec'in elini tuttu Magnus ve eline birkaç öpücük bıraktı. "Söz veriyorum, ileride kendi mesleğimi elime alınca standart bir hayat yaşayacağız. Ama mecbur babamın yanında çalışacağım."

"Cidden gerek var mı buna?"

"Yani... bir mimar olarak başka yerde çalışmam çok zor olur ve babam da içimden geçer öyle bir durumda. Adamın gül gibi şirketi var."

"Dans öğretmeni olmayı hiç düşünmedin mi peki?"

"Sanırım o hayalimde kalacak, hem ben bu bölümü de mesleği de seviyorum." Deyip bardağa doldurduğu içkiden bir yudum almıştı Magnus. Sonrasında Alec'e de bardağını uzattı. "Babamla zıt düşüp onu sinir etmek için bazen böyle gıcık şeyler yapıyorum."

"Baban hak ediyor. Son zamanlarda konuştunuz mu hiç?"

"Pek değil. Bazen arıyor ve halimi hatrımı soruyor. Onun dışında pek bir şey yapmıyor. Ya benden ümidini kesti ya da daha fazla sinirimi bozmak istemiyor."