HELYA
Bölüyorum ama bu kez cidden kusmak üzereyim gençler!
Huzurla kapattığım gözlerimi Alpin içerden yankılanan sesiyle açarken kollarımı Akselin boynundan geri çektim. Onu kesinlikle unutmuştuk! Aksel, kulağımın yanında homurdanırken arkamda Duygunun kıkırtısını duydum.
Birileri de çok mutlu! diyerek ağzının içinde geveleyen Aksele bakışlarımı çevirirken onun bakışları da tezgahın önünde duran Kuzey ve Duygudaydı. Bu hali beni her ne kadar eğlendirse de bunu sonraya sakladım ve Akselin elini tutup Alpin yanına geçerken arkamı dönüp Duyguya seslendim.
Geliyor musunuz? Duygu gülümseyerek bize bakarken, Elbette! dedi.
Elbette geliyorlar ufaklık, mutfağa kamp kuracak halleri yok!
Aksel, kulağımın dibinde dişlerinin arasından fısıldayarak konuşurken bir yandan yürüyüp bir yandan da dirseğimi hafifçe karnına geçirdim. Şunu yapmayı keser misin! dedim.
Alp, köşe koltuğun en ucuna rahatça oturmuş elindeki telefona bakarken hemen karşısına oturdum. Hemen yanıma, omzu omzuma yapışacak şekilde oturan Aksel, Yok, benim sınavım kesinlikle bitmiyor! diye söylenmeye devam ederken gözlerimi devirdim.
Bu arada Duygu ve Kuzey el ele yanımıza geldi. Kuzeyin bakışları biraz önceki kadar sert olmasa da hala uyarı dolu olarak Alp de dolaşırken Duygu sevgilisini kolundan çekiştirip Akselin yanına oturtturdu. Kendisi de hemen yanına oturdu.
Ne zaman geldi bu? Kuzey, bunu her ne kadar Duyguya eğilerek sorsa da kesinlikle hepimiz duymuştuk. Duygu kocaman olmuş bakışlarla omzunun üzerinden Kuzeye dönerken uyarı dolu bir bakış attı. Keyifle arkama yaslanıp bu hallerini izledim. Duygu, hala telefonunun ekranına bakan Alpe ufak bir bakış atıp yeniden Kuzeye döndü.
Ben çalışırken gelmiş, hayatım, dedi dişlerinin arasından gülümseyerek.
Ne zaman gidecekmiş? diyen Kuzeyin sorusuyla Aksel, fısıltıyla Acaba dedi.
Saçmalama istersen Kuzey! diyerek fısıldayan Duygu, mahcup bakışlarla arada Alpi kontrol ediyordu. Duyacak şimdi
Duyuyorum zaten sarışın, Alp çarpık bir gülümsemeyle bakışlarını telefondan kaldırmış Duygu ve Kuzeye bakıyordu.
Kuzey, Bunu pek de önemsemiyoruz! derken Duygu kolunu Kuzeyin karın boşluğuna geçirdi. Elbette önemsiyoruz! dedi bakışlarını Alpe çevirerek.
Aksel bir anda yaslandığı yerden doğrulup parmağını Alpe uzatırken, Bir dakika, o benim lafım bir kere, dedi.
Gerçekten buna mı takılmıştı. Kuzey de benim gibi düşünüyor olacak ki yüzünü buruşturarak Aksele dönüp, Konumuz bu mu şimdi dostum? dedi.
Konumuzun ne olduğunu ben eve gidince sana anlatacağım zevzek herif! diyerek tıslayan Aksel, konuya bir anda dahil olmuştu.
Dostum bu durum ne kadar daha böyle sürecek! diyerek bıkkınlıkla konuşan Kuzey, yanında oturan Duygunun elini kavradı. O benim sevgilim! dedi.
Duygunun bakışları ikisi arasında gidip geliyordu. Akselin Kuzeyin birleştirdiği avuçlarına bakarken çenesi seğirdi.
Dostum, sence de bu mantıklı bir hareket mi? Alpin gergince sorduğu soruyla ikisi de hiddetle ona dönerken yaslandığım yerden doğruldum. İşler sanki kızışıyor gibiydi. Alp ellerini havaya kaldırıp sustuğunu belirtti. Aksel kısa bir an Duygunun panikle onları izleyen gözlerine bakıp yeniden Kuzeye döndü. Yapacağı ya da söyleyeceği en ufak şeyin Duyguyu inciteceğini biliyordu ve bunu istemediğini biliyordum. Onun için ne kadar zor olsa da Duygunun karşısında büyük bir kontrol sağlamaya çalıştığının farkındaydım. Sadece sözleri ya da hareketleri değil bakışlarını bile kontrol ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE GÜNEŞİ
General FictionHelya AKSOY- Sonsuza kadar görmek istediğim tek manzara onun gözleriydi. Aksel AZEMOĞLU- Benim yeminim senin gözlerinde bozuldu. --------Bir daha görmeyecek gibi baktım yüzünün her bir detayına. Ezberlemek ister gibi. Yüzünü mıh gibi kazıdım aklıma...