BÖLÜM-58

1.7K 75 0
                                    

~~~~Israrla çalan telefonu parmaklarının arasına alan kadın sanki ateşe dokunmuş gibiydi. Yıllar önce bu anın elbet bir gün geleceğini biliyordu. Sadece inanmak istememişti. Tıpkı inanmakta zorlandığı pek çok şey gibi buna da inanmak istememişti.

Mesela kız kardeşini kanlar içinde gördüğü o günü unutmuyordu ve hiçbir şey o anı zihninden silmeye yetmeyecekti. Parçalanmış dizleri, patlamış dudağı, yırtılmış kıyafetleri...

O an ilk kez dünyanın durduğunu hissetmişti. Sonsuza dek ise onu kaydettiğin de durmuştu.

O pislik adamın ona yaptıklarını dinledikçe ruhu paramparça olmuştu. Donmuş bedenini suyun altında saatlerce ısıtmaya çalıştığını unutmayacaktı. Bembeyaz tenini saran çürükleri unutmayacaktı. O geceyi, o banyoda geçen  saatleri unutmayacaktı. Güzel saçlarındaki kan ve çamurları temizlemeye yeten suyun ruhuna dokunamayışını unutmayacaktı. Biricik kardeşinin acı çığlıklarla uyandığı geceleri ölse de unutmayacaktı. O masum bebeği kendi elleriyle verdiğini unutmayacaktı...

Ellerinin arasındaki telefonu öyle sıkıyordu ki sanki birazdan parçalara ayrılacaktı. Nefesini tuttu, önündeki pencereden uzaklaştı. Derin bir nefes aldı ve koltuğa oturdu. O an sonunda gelmişti.

"Alo?" dedi sessizce. Güçsüz sesi bir kuşun kanat çırpışı kadardı.

"Bunu nasıl yaptın," dedi öfkesinin her yerinden kırgınlık akan adamın sesi. Kadın duyduğu sesle parmaklarını boğazına sardı. Yıllardır duymaktan korktuğu tek soruydu bu. Yıllardır cevabı yüreğini korlayan tek soru...

"Yapmak zorundaydım," dedi kadın. Tuttuğu nefesi özgür bıraktı. O kadar uzun zaman sırtında taşınmıştı ki bu yükü her sözcükte kalbinin üzerinden bir taş kalkıyordu sanki. "Verdiğim sözü tutmak zorundaydım."

"Bu kadar zalim olamazsın, olamazsınız," 
Genç adam onu, buna inanamayacak kadar çok seviyordu. Bunu çok sık dillendirmezdi, hatta bu kelimeleri çok uzun zamandır kimseye söylememişti ama onu sevdiğini biliyordu. O, onun tek ailesiydi.

"Zalim olan ben değildim, zalim olan biz değildik. Kimse günahkar doğmaz oğlum, ta ki şeytan ruhuna dokunana kadar. Ben ruhumu kaybettim. Senden çok önce kaybettim."

"Tek bir soru," dedi genç adam öfkeyle. "Senden nefret etmemem için tek bir cevap ver bana."

Kadın bir kez daha kaybetmenin eşiğinde dolaştığını biliyordu. Geri de neyi kalmıştı ki ondan başka. Kalbini ısıtan bir adam vardı bir de, onun da her şeyi öğrendiğinde kendisini terk edeceğinden emindi. Yani, kaybedecekti. Her şeyini, sevdiklerini son bir kez kaybedecekti. Kaybetmek onun kaderiydi.

Sessizliği bir cevaptı, bekledi. Korka korka bekledi.

"Eğer öğrenmeseydim bana söyler miydin, bir gün söyleyecek miydin teyze?" dedi genç adam. Kadın sessizce gözlerini kapattı ve yanaklarından dökülen yaşları sildi. Bir süre sonra yeniden açtı gözlerini. Gecenin sessizliğine baktı fakat bu sefer susmayacaktı.

GECE GÜNEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin