Genç adam uzun süre kitabı elinden bırakmadı. Düşünmek bile yardımcı olmuyordu bu durumda. Aklına gelen düşünce ile kitapların içlerine tek tek bakmaya başladı. Umutla yeni bir yazı, yeni bir ipucu ararken kayboldu kitaplarda. Saatlerini harcadığı bu vakitlerde kendisine dair birkaç ipucu elde edebilmişti, ama hiçbiri Bedensel Dövüş Sanatları kitabındaki kadar net değildi.
Kitaplardan çıkardığı kendisinin tıp ve simya ile ilgilenen biri olduğuydu. Ayrıca enerji kullanmamasına rağmen yolu kullanan, bedensel dövüş sanatlarına çalışan biri olmalıydı. Kitaplara aldığı notlar bunu gösteriyordu. Yine de birçok şeyi anlayamamıştı. Dövüş sanatları ile ilgili bilgiler yabancı gelmese de tam olarak hatırlayamıyordu da. İyi tarafı bu tarz şeyleri düşünürken başının ağrımamasıydı.
Baş ağrısının etkisi sadece geçmiş kimliğini düşününce oluşuyor gibi görünüyordu. Vücudunu gerdi ve yatağa uzandı. Çok yorgun hissediyordu. Bütün bunları sonra düşünmeye karar verdi. Bedenini çevirdi ve uyumak için rahat edeceği bir pozisyon aradı. Bu sırada göğsünde bir şey baskı uyguladı. Yumuşak ve küçük bir şeydi. Üst kıyafetini çıkardı. Göğüs bölgesinin biraz altında avuç içi büyüklüğünde kumaş ile sarılmış görünen bir şey vardı.
Kumaşın düğümlenmiş kısmını kopardı ve merakla kumaşla kaplı şeyi aldı. Yatağın üstüne koyduktan sonra yavaşça kumaşı açtı.
Kumaşın içindeki şeye ulaştığında yüzünde şaşkın bir ifade oluştu. Kumaştan çok daha beyaz renkte yavru bir kedi vardı. Kediyi nazikçe eline aldı. Kedinin tüylerinden aldığı yumuşaklık ile tebessüm etti.
"Sende mi benimle birlikte kayıp oldun?"
Genç adam kediyi eline aldığında çekirdeğinin merkezinden kırmızı bir ışıltı damarlarına aktı ve çocuğun parmaklarından kedinin bedenine girdi. Kırmızı ışıltı çocuğun çekirdeğini terk edince, çocuğun göz bebekleri küçülerek bedeni kasıldı. Kediyi refleks olarak elinden bıraktı.
Birkaç saniye süren kasılmadan sonra kendine gelince doğruldu ve kediye baktı. Kedinin beyaz tüylerinin dört beş saniyeliğine sürdürdüğü soluk kırmızı parlamasını fark etti. Kafası daha çok karıştı. "Az önce ne oldu?"
Kapının çalışı ile hemen kediyi geri kumaşa sardı. "Müsait misin?"
"Bir dakika."
Kediyi hızla göğsüne geri bağladı ve kıyafetini giydi. "Gelebilirsin."
Javier, odaya girdiğinde gence ve çevresine baktı. "Acıkmış olmalısın. Yemek hazırladım. Gel de yiyelim."
Genç adam onayladı ve Javier'ın verdiği kıyafetlerle eski kıyafetlerini değiştirdikten sonra aşağı indi. Alt katta yere döşenmiş tahtadan kalın bir masada yemekler bulunuyordu. Gencin beklentisinin aksine yemekler çok da kötü görünmüyordu. Meyveler, et yemekleri ve yanına bir aperatif konulmuştu.
İkili masaya karşılıklı yerleştiler. Javier gülümseyerek masadaki yemekleri tanıtmaya başladı. "Meyveler karanlık ormana aitler. Tatları özeldir ve enerji gelişimine yardımcı olurlar. Özellikle karanlık yolu çalışan bizler için yararlıdırlar."
Eti gösterdi ve devam etti. "Et de köyümüzün çevresinde avladığımız hayvanlardan geliyor. Herkes kendisi için yemek bulmak zorunda, yani bu et benim avladığım hayvanın eti. Tadı kötü değildir, çekinme."
"Sonuncusu ise aileme has bir aperatif. Özel karışım otlarla ve ailemize ait bir tarife göre yapılıyor. Sağlığına ve gelişimine katkısı iyidir."
Genç adam hala yemeklere bakarken Javier eliyle yemesini işaret etti. "Hadi, tatlarına bak."
Genç etten bir parça ısırık aldı. Yüzünde memnun olmuş bir ifade vardı. "Lezzetli."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasyYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...