Ersa yüzünde oluşan gülümseme ile oturduğu yerden kalktı ve etrafına yaydığı asil aurasıyla savaş alanına geçti. Abril de cesur yüzüyle savaş alanına geçmiş, savaşacağı çocuğu inceliyordu.
Seyirciler ise beklenmedik şekilde ikiye ayrılmıştı. Ersa şaşırtıcı oranda hayran toplarken birçok kişi Abril'in adını haykırsa da, Ersa'nın adı da duyuluyordu.
Herkes Abril'in gücünü biliyordu ancak Ersa hiçbir zaman gücünü tam anlamıyla göstermemişti. Bu da onu daha gizemli yapıyordu.
''Başlayın!''
Hakemin tek bir sözü tüm alanın dikkatinin ikiliye odaklamasını sağladı. Nefesler tutulmuş, savaşın hiçbir sahnesi kaçırılmak istenmiyordu. Abril kılıcına enerji yüklemeden saldırıya geçerken, Ersa eline aldığı yayına bir ok yerleştirdi. Abril'in hızı şimdiye kadarki rakiplerinden çok daha hızlıydı. Aralarında bir metre mesafe kaldığında Ersa hızla oku fırlattı.
Diğerlerinin aksine Abril oktan rahatlıkla kurtulmuştu. İnanılmaz bir hızla Ersa, yayına yeni bir ok yerleştirdi ve gücünü arttırarak yeni bir ok fırlattı.
Abril hem kılıcından yardım alarak hem de kenara çekilerek oktan yine kaçsa da öncekinden daha zor olmuştu. Oktan kaçtığında daha güçlü bir ok onun yerini teslim aldı.
Bu oku da atlatınca gelen başka bir ok görünmüştü havada. Abril şimdi neden Lakky'nin çok zor bir duruma düştüğünü daha iyi anladı. Lanet olası oklar önündeki çocuğun eline geçtiğinde ölümcül bir silaha dönüşmüştü. Hafiften sinirlense de kendisini sakin tutmayı başardı ve gelen oklardan sıyrılmaya devam etti. Ersa gücünün yüzde seksenini kullandığında gelen ok Abril'in sağ kolunu sıyırmıştı.
Seyirciler Abril'in yara aldığını şaşkınlıkla izlerken Abril'in kontrol altına aldığı öfkesi yeniden kabarmaya başladı. Böyle devam ederse maç çok sıkıntılı olacaktı. Kılıcını sıkıca kavradı ve kalfa evre onuncu seviye gücünü aktif hale getirdi.
Ersa'nın ise yüzünde hafif bir gülümseme vardı. Abril'in tüm gücünü aktif hale getirdiğini görünce okları ile yayını uzaysal yüzüğüne yerleştirdi.
Seyirciler Ersa'nın ne yapmak istediğini anlamaya çalıştılar. Ersa'nın elinde beliren kırmızı kabzalı kılıç ile herkesin maça olan dikkati daha da artmıştı. Ersa'nın ilk kez hakiki savaş silahını çıkarması neler olacağını görme isteklerini açığa çıkarmıştı. Abril bile biraz şaşırmış olduğu yerde durmuştu.
Ersa aniden ileri atıldı ve Abril'in şok olduğu bir hızla atağa geçti. Ersa'nın kılıcı çapraz bir çizgide Abril'e ulaştı. Abril'in kılıcı saldırıyı karşıladı. Saldırıyı engellemesi ile elinde oluşan titreme Abril'in kalbini bir miktar harekete geçirdi. İlk karşılıklı darbe alışverişinden sonra üst üste gerçekleşen saldırılar Abril'e yoğun bir baskı oluşturuyordu.
Ersa'nın saldırılarının gücü o kadar fazlaydıki Abril'in elleri kılıcı düşürmemek için zar zor dayanıyordu. Karşısındaki gence tekrar baktığında içinden geçen tek bir kelime vardı; canavar!
Normal bir kalfa evre 10. Seviye savaşçının kol gücü yaklaşık olarak iki yüz kilogram civarında oluyordu. Ama Ersa bunun neredeyse iki katı olan dört yüz kilogram civarında kol gücüne sahipti.
Durumun kötüye gittiğini fark eden Abril, hemen hiçbir gücünü sakınmayarak savaşını sürdürdü. Saldırıların güçleri o kadar fazlaydıki kılıçların çarpışma sesleri alanın tüm sessizliğini alıp götürüyordu. Ersa başka bir saldırı gerçekleştirdiğinde tekniğini aktif hale getirmişti.
(Altın Kralın İhtişamı Tekniği)
Kullandığı teknik öğrendiği teknikler arasında güç olarak üçüncü sıradaydı. Amacı Ersa'yı bu teknik ile sınamaktı.
Saldırı Ersa'ya ulaştığında Ersa da teknik kullandığını fark etmiş gücünden sakınmamıştı. İki kılıcın birbirine kavuşmasıyla birkaç adım geri çekildiler. Ersa bir miktar şaşırmış durumdaydı. Tekniklerin verdiği güç miktarını gördüğünde kısa bir iç çekti. Hiçbir zaman kullanamayacağı türden şeylerdi teknikler.
Abril ise tekniğinin Ersa'yı bir miktar bastırdığını görünce kalbinde sevinç duygusu yükseldi. Aynı tekniği tekrar kullanarak saldırdı. Ersa bu saldırıyı yüzünde bir gülümseme ile karşıladı.
Dikkatle saldırının yönünü gözlemliyordu. Hafif çaprazdan gelişini fark ettiğinde sağ ayağını öne, sol ayağını arkaya götürdü. Saldırı geldiğinde sağ ayağına bir miktar kuvvet uyguladıktan sonra vücudunu geriye attı.
Saldırı bedenini birkaç santimle sıyırdı. Aynı anda sol ayağına da bir miktar kuvvet uygulayarak bu sefer bedenini öne getirerek Abril'in hiç beklemediği ani bir saldırı gerçekleştirdi.
Her şey birkaç saniye içinde gerçeklemişti. Ersa'nın saldırısını Abril son anda kılıcını havaya kaldırarak zar zor kesti.
Saldırının gücünün büyük çoğunluğunu engellese de kılıç saldırısı göğsünü delmiş kanların süzülme görüntüsüne sebep olmuştu.
Seyircilerin gözleri genişlemiş birbirlerine az önce gerçekleşen olayı anlatıyorlardı. Abril'in yaralanması şimdiye kadar sadece Ersa ile mümkün olmuştu. Gözleri göğsüne kayan Abril içende yükselen kızgınlık duygusu ile en güçlü tekniğini aktif hale getirdi. Normalde bu tekniğini Mely için saklıyordu. Ersa'nın kendisini bu kadar çok zorlayacağını düşünmemişti.
Konsantrasyonunu en üst seviyeye çıkardı. Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar yenme isteği vücuduna yayılmıştı. Ersa'ya en yüksek hızını kullanarak saldırıya geçti. Ersa'da gelen saldırının kuvvetini hissetti ve kılıcın yolunu aktif hale getirdi.
Abril, Ersa'nın önüne geldiğinde kılıcını yüksek sesli bir haykırış ile savurdu.
(Altın Kral Tahribat Tekniği)
Kılıcın giriş yolunu uygulayan Ersa ise karşılık olarak sakin bir ifade ile gelen saldırıya karşılık verdi.
İki kılıç buluşmasıyla Abril'in her şeyi yok edebilirmiş gibi görünen tekniği hiçliğe karıştı ve sağlam kılıcı elinden düştü.
Ersa'nın saldırısı ise gücünü kaybetse de ilerlemeye devam ediyordu. Abril'in içinde korku duygusu oluştu. Saldırının kendisine doğru geldiğini görmesi göz bebeklerinin küçülmesine neden oldu.
Hemen kendini geriye doğru attı, ama saldırının hızı kendisinden çok daha hızlıydı. Omzunun sol tarafına ulaşan saldırı uzun bir kılıç yarası oluşturduktan sonra Ersa'nın zorlukla kılıcın yolunu değiştirmesi ile ancak durmuştu.
Ölüm sessizliği etrafı sarmış, herkes hayretler içerisinde yerdeki Abril'e ve kazanan Ersa'ya bakıyordu.
''Hemen müdahale edin, çabuk!''
Haria'nın sesini duyan doktorlar hızla Abril'in yanına koştular ve yaralarını tedavi etmek için götürdüler. Seyirciler hararetle savaşı tartışmaya girişmiş, Abril'in durumunu konuşuyorlardı. Ne yapması gerektiğini bilmeyen hakem ise Ersa'nın ayrıldığını izlediğinde herkesin beklediği anonsu yaptı.
''Kazanan, Ersa!''
Ersa taraftarları sevinç çığlıkları atarken Abril'i tutan çoğunluğun ağızları açık kalmıştı.
"Bu çocuk..."
Haria, savaşı izleyenlerden biri olarak hayrete düşmüştü.
"Kullandığı teknik bana nedense çok tanıdık geliyor. Bu derece güçlü bir teknik- tam olarak ne kullandı?"
Haria'nın neler olduğunu anlamıyor gibiydi.
"Çok kısa sürede bu çocuğun bilgilerini istiyorum. Soyu nereden geliyor? Hangi klanda? Anne, babası kim? Vücudu neden bu derece tuhaf? Ne üzerine uzmanlaşmış?"
Haria'nın isteklerini duyan görevli şaşkınlığından bir şey söyleyememişti. Sadece bir öğrenci için bu derece kapsamlı bir araştırmamı istiyordu?
''Beni duymadın mı!?''
''Ev- evet efendim. Hemen araştırmaya başlıyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasyYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...