Bölüm 84 : Kaçınılmaz

4.1K 453 81
                                    

Ozzy ve Sid köprüde Ersa ve Mely'nin olmadığını gördüler. Gruptaki öğrenciler ise etraflarını korku ile inceliyorlardı. Korkunç görünümdeki siyah ateşler tüylerini diken diken etmişti. Köprüdeki sisten dolayı görüş açıları da çok dardı.

"Beni takip edin. Fazla ilerlemiş olamazlar."

Ozzy öğrencilere öncülük etti ve köprüde ilerledi. Öğrenciler ise hala korkuyor olsalar da peşinden takip ettiler.

...

Ersa ve Mely ilerlerken Ersa'nın tehlikeye karşı algısı açıktı. Mely de yanında bulunduğu korkutucu ortama rağmen mutlu bir şekilde yürüyordu. "Burayı neden tercih ettiğini söyleyebilir misin?"

Mely, Ersa'nın o kadar iyi yerden neden en tehlikelisini seçtiğini merak ediyordu.

Ersa denge yüzüğündeki parıltıya baktı. Mely'nin yüzükteki parıltının farkında olmaması onu biraz şaşırtmıştı. "Aslında ben seçmedim. Seçmem istendi."

Bu sözler Mely'i çok şaşırtmıştı. Dış dünyada, burada tam olarak neler olduğunu bilen biri yoktu. Ersa'yı yönlendiren biri varsa kalıntıdan biri olmalıydı, ancak bu nasıl mümkün olabilirdi ki? "Seçmeni isteyen kişi, kalıntının içinden biri mi?" Mely sorusunun cevabını duyabilmek adına nefes alışverişini bile durdurmuştu.

Ersa tebessüm etti. Yüzüğün asıl sahibi kendisini yönlendirdiğinden bu sorunun cevabı evetti.

"Doğru, ama daha fazla soru sormak yok. Daha sonra her şeyi anlatacağım."

Mely şaşkın şaşkın Ersa'ya baktı. Ersa'nın kalıntıda biri ile karşılaşmış olması düşüncesi inanılmaz bir şeydi. "Tamam daha fazla soru yok."

Ersa ve Mely daha dikkatli bir şekilde ilerlemeye devam ettiler. Köprü sanki hiç bitmeyecekmiş gibi devam ediyordu. En küçük değişiklik bile olmamıştı.

Birkaç dakika daha ilerlediklerinde önlerindeki sis biranda kendilerine doğru harekete geçti. Çevreleri beyazlarla kaplandı ve görüşleri kapandı.

Mely çevresine baktığında Ersa'yı göremedi. Biraz telaşa kapılmıştı. "Ersa!" Birkaç saniye geçse de cevap gelmedi. Ortama derin bir sessizlik hakimdi. Mely'nin endişesi artarken daha yüksek sesle bağırmak adına ağzını açtı, ama o sırada ileride beyazların arasında Ersa'yı gördü. Gülümsedi ve yanına doğru koştu.

Ersa'nın bakışları da Mely'e dönmüştü. Mely, Ersa ile arasındaki mesafeyi süratle azaltırken birden Ersa'nın göğsünden kanlarla kaplı keskin ve büyük bir pençe çıktı. Mely olduğu yerde dona kaldı.

Vücudu titremeye başlamıştı. Acı dolu bir haykırış verdi. "Errsaaa!"

Ersa'nın göğsünden çıkmış pençe geri çekildi ve göğüs bölgesine koca bir delik bıraktı. Kanlar durmadan oluk oluk akıyordu. Ersa'nın göz bebekleri küçüldü ve yere diz çöktü. Saniyeler içinde gözleri kapandı.

Mely kalbi yoğun bir acı ile kavrulur halde Ersa'ya doğru koştu. Yere doğru düşen bedenini kavramak adına kollarını uzattı. Elini uzattığı gibi Ersa'nın vücudu havaya karıştı.

Kolları boşluğu kavrayan Mely ise afallamış bir ifade ile olduğu yerde durdu. Olan her şeyin antik kalıntının oyunu olduğunu yeni anlamıştı. Hala durmak bilmeden göğsünden kaçmak istercesine çarpan kalbi ile yere diz çöktü. Gözlerinden kontrol edemediği yaşlar akıyordu.

Kısa bir süre bu şekilde kaldıktan sonra beyaz sisler kayboldu. Mely elinin tersi ile göz yaşlarını sildi ve çevresine bakındı.

...

Yıldızlar KralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin