Bölüm 40 : Soru-Cevap

4.4K 459 32
                                    

Armedia'da hayat normal seyrini sürdürüyordu. Haftalar hızla geçmiş, akademinin tatile girmesine bir gün kalmıştı. Ersa ve Mely, bugünkü savaş antrenmanlarını kısa tutmuş, ayrı kalacakları için sohbet etmeye girişmişlerdi.

Karşılıklı oturdular ve birbirlerine merak ettikleri soruları sormaya başladılar. Birbirlerine hiç sormadıkları sorular akıllarına geldiğinde Ersa'dan ilk soru geldi.

"Nerede yaşıyorsun?"

"Martia şehrinde yaşıyorum."

Ersa, Mely'nin başkentte yaşadığını duyunca neden oradaki akademiye gitmediği konusunda şaşırdı. Ülkenin en iyi akademisi oradaydı.

"Neden Mavi Bulut Akademisine girmeye karar verdin?"

Bakışları uzaklara dalan Mely, birkaç saniye sustuktan sonra ancak cevapladı.

"Birtakım nedenlerim var, ama bunlardan bahsedemem."

Ersa, Mely'nin bahsedebileceği bir şey olsa bahsedeceğinden emindi bu nedenle bu konuyu uzatmadı.

"Ailenden bahsedebilir misin?"

Bir süre düşünen Mely, "Annem ve babam, genç sayılabilecek görünümdeler. Toplam yedi kardeşiz. Üç kız kardeşim ve üç erkek kardeşim var." diyerek cevapladı. Konuşurken sanki bir şeyler canını sıkıyor gibiydi.

Konuşmasına devam ettiğinde canı sıkkın yüzü rahatladı ve gülümsedi. ''Kardeşlerimde Kamelya ve Lila en küçüklerimiz. Biri beş yaşında, diğeri ise dört. İkisi de çok tatlılar. Eminim onları tanırsan sende çok seversin. Bir de ablam var, Amisa. Her zaman asil, güzel ve güçlü biri. Bizlere çok değer verir. Abilerim ise genelde babam tarafından sağlanan eğitime tabi tutuluyorlar. Bu nedenle birbirimizle çok görüşemiyoruz ama aramızda büyük bir bağ var. En büyük olan abimin adı Alkan. Alkan abim ayrıca en büyük kardeşimiz. Diğer erkek kardeşlerimin isimleri ise Dion ve Kian. İkisi de yaş olarak benden büyükler.''

Mely'nin kardeşlerini anlattığını duyan Ersa, gözlerinin önüne gelen Alvina'nın silueti ile yüzüne samimi bir gülümseme yerleşti. O da kardeşini çok özlemişti.

"Annem benim sırdaşımdır. O olmasaydı ne yapardım bilmiyorum. Bize karşı çok sevecen biri ama her zaman yapması gereken çok fazla şey oluyor. Babam da çok sevecen ve çocuklarına çok iyi davranan biri olsa da genelde ciddi oluyor ve bizimle zaman geçirecek vakti bulamıyor. Bu nedenle hiçbir zaman babamla olduğum anım çok değil." Mely ailesini anlattığında daha fazla anlatırsa kendisini daha kötü hissedeceğini düşündüğünden Ersa soru soracakken araya girdi ve kendi sorusunu sordu.

"Sen nerede yaşıyorsun?"

"Aslında bende tam olarak neresi olduğunu bilmiyorum. Annem, babam ve kız kardeşim ile bir ormandaki gölün yanında yaşıyoruz."

Ersa'nın yaşadığı yeri duyan Mely beklenmedik bir şaşkınlık yaşamıştı. "Sadece siz mi varsınız?"

"Evet, her zaman bizim ailemiz beraberdi. Başkası hiç kimse olmadı."

Mely, neden Ersa'nın bir klanda olmadığını merak etti. Bir ormanda yaşamaları tuhaftı. Belki de anne ve babası sakin bir hayatı tercih ediyorlar diye düşündü.

"Çok güzel olmalı. Senin ailen nasıl?"

Ailesini düşündüğünde Ersa'nın yüzüne geniş bir gülümseme yerleşti. "Ailem benim bu hayattaki en değerli varlığım. Babam, esprili, çalışkan ve sevgi dolu biri. Ayrıca çok havalı. İleride onun gibi biri olmak isterdim. Babamın, annemi çok sevdiğini her zaman hissedebiliyorum, tabi annemin de onu çok sevdiğini hissedebiliyorum. Annem duygusal bir yapıya sahip. Ailesini her şeyden çok ön planda tutan çok güçlü bir kadın. Beni her zaman anlayan kişiler onlar. Ne sorunum olursa olsun benimle ilgileniyorlar ve yardımcı oluyorlar. Onlar olmasaydı ne yapardım bilmiyorum.''

Yıldızlar KralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin