Birkaç saat içinde Ersa ve Javier, Ilua köyüne vardılar. Köy haydutlar tarafından daha fazla rahatsız edilmediğinden eski yaşamına kavuşmuştu. Köy Şefi Yua karşısında Ersa ve Javier'ı görünce şaşırdı. Javier'ın ciddi ses tonu onun da ciddileşmesine sebep oldu.
"Şef Yua, sizinle konuşmamız gereken önemli bir konu var."
Yua kafasını salladı ve onları evine götürdü. Yua'nın evinde eşi ve iki çocuğu vardı. Javier ve Ersa'nın görünümü onları şaşırttı. Yua eşine onları rahatsız etmemesini söyledi ve konuşmak için uygun bir odaya götürdü. İçine doğan kötü bir hisle sordu. "Benimle konuşmak istediğin konu nedir?"
Javier'ın bakışları kalp atış hızını arttırdı. Olay düşündüğünden de kötü olabilir miydi?
"Şef Yua, haydutların neden köyünüze saldırdığını öğrenmek ister misiniz?"
Yua derin bir nefes aldı. En merak ettiği konulardan biri buydu. Kendileri kuytu köşede fakir bir köydü. İmparatorluk bile onları önemsemiyordu.
"Dün gece bir grup haydut tarafından saldırıya uğradık. Konakladığımız yerdeki cesetleri görmüşsündür. Bu olaydan sonra Ersa ile köye saldıran haydutların inine gittik. Yolculuğumuz haydutların neden size saldırdığıyla ilgili bize fikir verdi. Eğer anlatacaklarımı dinlemeye hazırsan hayatının eskisi gibi olmayacağına da hazır olmalısın."
Javier, Yua'nın yüz ifadesini inceledi. Korku dolu bir yüzle ona bakıyordu.
"Hazır olmasam da bu konudan kaçınamam. Lütfen anlatmaya devam et."
"Şef Yua, haydutların köyünüze saldırma nedeni daha güçlü birinden emir almaları. Köyünüzde, emri veren kişinin istediği bir şey var ve bunu alana kadar da sizi rahat bırakmayacak. Gücünüzle onlarla baş edemezsiniz. Bizde aynı şekilde onlarla savaşacak güce sahip değiliz."
Yua, Javier'ın anlattıklarını sindirmeye çalıştı. Onlar bir grup basit köylüydü. Onlara gözlerini diken güçlü birine karşı yapacak hiçbir şeyleri yoktu. Javier'ın da onlarla savaşacak güce sahip olmadığını söylemesi gerginleşmesine neden oldu. Tek başına Javier onları yok edebilirdi, yine de kendisinden daha güçlü olanların köylerinden bir şey istediğini söylüyordu. Küçük bir umutla sordu.
"Bi-biz onlara istediğini verirsek bu iş burada kapanmaz mı?"
Yua'nın sözleri Javier ve Ersa'yı şaşırtmamıştı.
"İstediklerini verseniz bile sizi hayatta bırakmazlar."
Javier'ın soğuk çıkan sesi Yua için karamsarlık çukuruna giden yoldu. Ersa'nın devam ettirdiği cümlede Yua'nın karamsarlıktan çıkma umuduyla bakmasını sağladı.
"Bu sıkıntıdan kurtulmanız için bir yol var."
Heyecanla sordu. "O nedir?"
"Şef Yua, bizim tahminimiz köyünüzde maden olduğu yönünde. Bu madeni çıkarmak içinde sizlerin Ilua halkı olarak burayı terk etmeniz gerekiyor. Köyde kalmanıza izin vermezler. Köyü terk etmelisiniz."
Yua'nın yüzü soldu. Köyü terk ederlerse kaç kişinin öleceğini kestiremiyordu. Köylülerin hiçbiri dövüş sanatları konusunda eğitim almamıştı. Köyün dışı ise haydutlar ve canavarlarla doluydu. Kendilerine yaşayacak bir yer bulana kadar muhtemelen ölürler veya köle olarak satılırlardı. Umut arayan gözlerle sordu.
"Başka bir yol yok mu?"
Ersa, Yua'nın ifadesini izledi. Neler düşündüğünü tahmin edebiliyordu. O da köylülerin başına bir şey gelmesini istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasyYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...