Bölüm 59 : Ölüm Ormanı

3.9K 431 46
                                    

Yaklaşık elli metre karelik dikdörtgen tabanlı bir alana varmışlardı. Duvarlar çizimler ile doluydu. Odanın içerisi kasvetli bir havaya sahipti. İskeletler, çürümeye yüz tutmuş cesetler iğrenç bir kokuyu burunlarına ulaştırıyordu. Mely biraz ürkmüştü.

"Burada tam olarak ne olmuş?"

Ersa ise çok fazla etkilenmeden kaldı. Yabani yoldaki yolculuğunda çok daha kötü durumlarda bulunmuştu. Böyle bir görüntü onu sarsacak seviyede değildi. Bir cesede yaklaştı ve ürkek bir bakışın altında cesedi kontrol etti.

"Öleli birkaç hafta geçmiş."

"Köyden biri olabilir mi?"

"Olabilir. Belki de köylüler bulaşmaması gereken bir şeye bulaşmıştır."

Ersa cesetten ayrıldı ve çevresini inceledi. Duvarlardaki çizimler göz kamaştırıcı bir görüntü ortaya çıkarıyordu. Bir duvara yaklaştı ve çizimlere daha yakından baktı. Ersa'nın hareketlerini fark eden Mely hemen arkasından onu izledi.

Duvarda simsiyah kılıca sahip bir adam çiziliydi. Siyah gözleri korkutucuydu. Çevresini kaplayan simsiyah gazlar ve bu gazların altında ölü insanlar vardı.

Ersa adamın uzun siyah saçlarını ve yüz hatlarını inceledi. Çizimi kim yaptı ise mükemmel derecede iyi yapmıştı. Koyu gri tonlarındaki duvar siyahlarla göz kamaştırıcı şekilde boyanmıştı.

Duvarlar buna benzer çizimlerle donatılmıştı ve çizimlerin yanlarında merdivenleri inerken gördükleri dilde yazılar kazınmıştı.

Ne kadar anlamaya çalışsalar da ikisi de hiçbir şey anlamıyordu. Ersa duvarın her yerini ayrıntıyla incelediğinde gözlerini aydınlatan bir şey fark etti. Duvara yaklaştı ve elleri ile duvarı yokladı.

Kenardaki çıkıntıya eli dokunduğunda gıcırdama sesi ile elinin dokunduğu yer hareket etmeye başladı. Hemen geriye çekildi ve ne olduğunu izledi.

Mely ise hayretle yavaşça açılan kapıyı izledi. Kapı açıldığında uzun bir tünel ortaya çıktı. Dört metre civarında genişliğe ve altı metrelik yüksekliğe sahipti.

"Bu gerçekten de usta evre seviyesinde bir görev mi?"

Ersa da Mely kadar şaşkındı.

"Artık öyle olmadığını farz etmemiz daha iyi olur."

Ersa tünelin içine girdiğinde Mely arkasından takip etti. Tünele girdikten sonra kapı arkalarından kapandı. Tünelde altı kilometreden fazla yürüdüklerinde yine de karşılarına bir şey çıkmadığını gördüklerinde hızlı gitmeye karar verdiler.

Yol ayrımına da uğrayan tünelde yirmi kilometre kadar yol kat ettikten sonra durdular. Karşılarına dört uzuvlu, keskin pençeli bir canavar çıkmıştı. Canavar içgüdüleriyle önündeki insanlara saldırdı. Ersa ve Mely, aynı anda kılıcını çıkardı ve biri canavarın boynuna kılıcını saplarken diğeri kalbine sapladı.

Canavarın koca bedeni yere düştüğünde Mely bir gizemi çözmüş gibi konuştu.

"Canavarlar bu yoldan gelmiş olmalı."

Ersa düşüncelere dalmıştı. Aklına gelen bir fikirle meraklı bir ifadeye büründü.

"Yabani yol buralardan çok uzakta değil. Oradan geliyor olabilirler mi?"

"Bu tünelin yabani yola çıktığını mı düşünüyorsun?"

"Evet. İlerlemeye devam edelim. Sonunda ne olduğunu öğreneceğiz."

Yıldızlar KralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin