Ersa, arkasında kılıç yarası ile yatan Mely'e ardından Ozzy'e baktı. Mely'nin durumu her geçen saniye daha tehlikeli bir hal alıyordu. En kısa sürede Mely'i kalıntıdan göndermeliydi. Savaşın tehlikeli geçeceğini biliyordu. Karşı taraf ciddi manada güçlüydü, ancak yine de insandı. Canavarlar gibi olamazlardı. Ersa'nın ifadesi ölümün soğukluğunu yansıtırken konuştu.
"Sizi öldüreceğim."
Kızıl Kanı sıkı sıkıya tuttu ve zihninde emir verdi. Sakın Mely tehlikede iken beni korumaya kalkma. Ayrıca kendini tutma, istediğin kadar kanımı tüket.
Karanlık alan kızıl rengi ile birkaç defa aydınlandı. Ersa'nın bu manzaradan sonra kalbi biraz rahatladı. Bu sırada yüksek sesli bir kahkaha duydu. "Öldürmek? Ben olmasam bile yanımdaki öğrencileri öldürecek gücün yok."
Ersa bir şey söylemedi ve savaşa hazır bir şekilde bekledi. Kafasına göre hareket edemez ve öğrencilerin Mely'e ulaşmasına kesinlikle izin veremezdi.
Ozzy, Ersa sessiz kalırken Sid'e seslendi. "Sid! Kendine gel. Mely'nin bu çocuktan ayrılmasını istemiyor muydun? Şimdi bu çocuğu öldürelim ve Mely'i kurtaralım. Mely'nin yararlanması bu çocuğun suçu."
Sid suçluluk duygusunu yok eden bir şey bulunca kafasını kaldırdı ve Ersa'ya nefretle baktı. "Evet senin suçun!"
Ersa gördüğü manzara karşısında ne dese bilemedi. Şuan öyle çok sinirlenmişti ki, karşısındaki kişilere karşı en ufak merhamet duygusu bile kalmamıştı. "Kapayın çenenizi ve gelin!"
Ersa'nın bağırması öğrencileri titretmişti. Ozzy silahını kavradı ve öğrencilere seslendi. "Herkes saldırsın! Öldürün şunu!"
Mely solgun yüzü ile Ersa'ya ve savaşacağı öğrencilere baktı. Ayağa kalkıp yardım etmek istiyordu, ama bir türlü beceremiyordu. "Er-sa." Endişeli bir mırıltı verirken Ersa, Mely'i yumuşak bir ses tonu ile cevapladı. "Biraz bekle olur mu? Fazla uzun sürmeyecek."
Ersa konuşurken ilk saldıran büyükusta seviyesinde bir çocuk oldu. Kılıcını Ersa'ya savurduğunda Ersa Kızıl Kanı sertçe çocuğun göğsüne vurdu. Çocuk darbe ile arkasındaki öğrencilere çarpa çarpa onlarca metre uçtu. Herkes göz bebekleri genişlemiş bu şok edici sahneye bakıyordu. Büyükusta evresinde olan birini sanki önemsiz biriymiş gibi fırlatmıştı!
Öğrenciler saldırmayı durdurmuş, Ersa'yı korku dolu gözlerle izliyorlardı. Özellikle büyükusta evresine bile ulaşmamış öğrenciler bilinçsizce birkaç adım geri çekildiler. "Ö-öl- ölmüş."
Duyulan ses ile herkes bakışlarını Ersa'nın saldırdığı çocuğa çevirdi. Öğrencilerden biri korku ve kızgınlık barındırırken bağırdı. "Sen! Ülkenden bir öğrenciyi öldürdün!"
Ersa'nın gözlerinde en ufak bir pişmanlık ya da merhamet duygusu yoktu. Çocuğa bu konuda cevap vermek içinde uğraşmadı. "Çok fazla konuşuyorsunuz." Mırıldandıktan sonra en yakın öğrencilerden birine ani bir hızla saldırdı. Tek bir vuruşla öğrenciyi kanlar içinde bırakmıştı. Özellikle Kızıl Kanın yardımına gerek bile kalmamıştı.
Ersa bir saniye bile beklemeden başka bir öğrenciyi daha öldürdüğünde Ozzy kızgınlıkla bağırdı. "Neyi bekliyorsunuz!? Ölmeyi mi!? Öldürün şu çocuğu!"
Öğrenciler duyularına yeni kavuşmuştu. Ölmek istemiyorlarsa Ersa'yı öldürmeliydiler. Kararlı gözlerle enerjilerini açığa çıkardılar ve Ersa'nın üzerine koştular.
Sid de tüm gücü ile saldırıya geçmişti. Ersa kendisine doğru gelen öğrencileri gözleri ile süpürdü ve Kızıl Kana seslendi. Mely'i iyi koruduğundan emin ol.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasyYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...