Bölüm 27 : Akademiye Dönüş

4.3K 464 20
                                    

Kadim imparator yüzüğü Ersa'ya uzattı.

"Testleri geçebilen kişi yüzüğü takmaya hak kazanır. Benim görevim ise yüzüğü sahibine teslim etmek. Yüzük antik kalıntıya girdiğinde seni yönlendirecek."

Ersa elleri arasına giren yüzüğü yakından inceledi. Kadim İmparatorun yüzünde samimi bir gülümseme bulunuyordu.

"Yüzük tek ödülün değil."

"Karşıma çıktığın için minnettarım evlat. Gelecekte karşılaşacağımızı umuyorum. Seni bekliyor olacağım."

Kadim İmparator, Ersa'nın alnına hafifçe dokundu ve Ersa kalıntıların arasına döndü.

Yüzüne yoğun bir şaşkınlık hakimdi. Yeraltı girişi kaybolmuştu ve her şey eski haline dönmüştü. Sanki haftalardır yaşananlar bir rüyaydı.

Aniden Ersa kalp atışı normal ritminin anormal olduğunu fark etti. Vücudundaki organlar, damarlar, kaslar çok daha hızlı çalışıyordu.

Vücuduna dayanılmaz bir acı hakim olduğunda diz çöktü. Hücrelerinin parçalandığını düşündü. Beyaz derisi kırmızılaşmıştı. Dayanılmaz acı çığlık atmasına sebep oldu.

"Ahh-"

Ersa acıya alışıktı. Bedensel dövüş sanatlarını çalışması vücudunun yaralarla kaplı olmasına neden oluyordu. Ama şuan da hissettiği acı tüm eğitimlerde çektiklerinden fazlaydı. Kasları kontrolsüz bir şekilde titriyordu. Yerde kıvranmaya başladı. Aklına gelen tek neden Kadim İmparator'un bahsettiği bilinmeyen ödüldü. En azından kendisini uyarabilirdi!

"Ahh- Bana ne yaptın Kadim İmparator!"

Ersa'nın acı dolu inlemeleri üç saat boyunca devam etti. Acıları dindiğinde berbat bir haldeydi. Vücudu terler içinde kalmış, uzandığı yer kir ile dolmuştu. Yeşil ve siyaha boyanmış toprak Ersa'nın donuk bakışlarına maruz kaldı. Şaşıracak hali bile kalmamıştı.

"Vücudumu arındırdı?"

Ersa uzun bir süre uzandıktan sonra durumunu kontrol edebilecek takati bulabildi. Vücudunun yumuşaklığı artmış, derisi pürüzsüzleşmişti. Kıyafetleri ise kirle kaplıydı.

Kalıntıların olduğu yere geri dönerse oradan yolunu bulabilirdi. Ormana doğru koştuğunda dengesini kaybetti. Düşmekten kurtulsa da şok olmuştu. Dengesini kaybetmesinin nedeni hızına uyum sağlayamamasıydı. Hatırladığı hızından farklı bir hızdı bu. Hızı neredeyse öncekinin iki katıydı!

Dudakları yeni keşfiyle yukarı kıvrıldı. Çok daha hafif hissediyordu. Kılıcını çıkardı ve temel hareketleri uyguladı. Her kılıç sallayışı yüzündeki gülümsemeyi genişletti.

"Neler oluyor? Nasıl bu kadar güçlenebildim?"

Gücü de hızı gibi neredeyse iki katına çıkmıştı. Güç ve hız konusunda niteliksel bir değişim geçirmişti. Bedeni yeni bir aleme ulaşmıştı. Savaş gücü en son kalfa evrenin başlangıç aşamalarındaydı. Vücudu arındıktan sonra ne kadar güçlendiğini tahmin edemiyordu.

Değişiminin heyecanından çok önemli bir noktayı kaçırdığını fark etti. Yirmi üç günden fazla bir süredir kayıptı!

Ersa kalıntılara geri döndüğünde tamamen yıkılmış bir alan keşfetti. Neyin kalıntıları yıktığını merak etti. O yokken bir şeyler olmuş olmalıydı. En yüksek hızını kullandı ve akademiye doğru yol aldı. Hızıyla iki saatte akademiye varabilmişti. Akademinin girişinde kartını okuttu ve akademiye girdi. Ersa'nın berbat haldeki görüntüsü öğrencilerin bakışlarını çekiyordu. Ersa bir an önce odasına gitmek ve kıyafetlerini değiştirmek istiyordu.

Yıldızlar KralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin