Bölüm 25 : Test

4.3K 466 20
                                    

Bir hafta geçtiğinde o kadar çok savaşmıştı ki akademideki eğitim alanı artık çocuk alanı gibi geliyordu Ersa'ya. Asıl tehlike burasıydı. Ölümle burun buruna kaldığı birkaç defa olmuştu. İlk başlarda uyum sağlamakta zorlansa da zamanla ormanın bir parçası haline geldi.

Edindiği tecrübe miktarı hayatı boyunca edindiklerinin birkaç katıydı. Ersa için sürekli tehlike altında olmak hoş bir duygu değildi. Geceleri rahatça uyuyamıyor biraz uyusa da kısa sürede uyanıyordu. Avladığı canavarların etlerini tüketirken nehirden ve diğer su kaynaklarından su ihtiyacını gideriyordu. Canavar etleri güzel bir tada sahip olmayan çiğnenmesi zor etlerdi. Tadından farklı olarak Ersa'nın açlığını yatıştırabiliyorlardı.

Ersa ormana tamamen alıştığında günde yetmiş civarında canavar öldürebilmeye başladı. Önceki gibi tecrübesiz değildi. Canavarların hayatını sonlandırmak için etkili saldırılar düzenliyordu. Can almaktan eskiden olduğu gibi rahatsız değildi. Tuhaf ve rahatsız edici bir duyguydu.

***

İki metre boyunda, keskin pençeli ve sivri dişli bir canavar Ersa'ya kızgın gözlerle bakıyordu. Sağ bacağına bir ok saplanmış, vücudu kılıç yaralarıyla kaplanmıştı.

Ersa'nın durumu da iyi değildi. Kanlar içindeki bedeni hareket etmesini zorlaştırıyordu. Ormanda karşılaştığı en güçlü canavarla karşı karşıyaydı. Savaşın seyri değişmezse kaybeden taraf kendisi olacaktı. Kaybetmenin sonucu da hayatının son bulmasıydı.

Ormanın temiz havasını ciğerlerine doldurdu ve zihnini sakinleştirdi. Kılıcın yolunu düşündü. Eğer biraz anlayabilirse çıkış yolu olabilirdi. Kılıcıyla bir olduğu zamanlar aklından geçti.

"Sen bir yolsun. Evrende var olan yollardan sadece bir tanesi. Evrenin yolundan bir parçasın."

Ersa sakince zihninde bilgilerini toparladı. Evrenin enerjisini hissedebiliyordu. Canavar Ersa'ya pençesini savurduğunda Ersa sıyrıldı ve canavarın kolunu kılıcıyla kesti.

Canavar çığlık atarak geriye çekildi. Ersa şaşkın bakışlarla kılıcına baktı. Az önce canavarın bileğini kemiğine kadar kesebilmişti! On dakikadır canavarla savaşıyordu ancak ilk defa derin bir yara verebildi. Kılıcının çevresinde toplanan şeffaf enerjiyi hissetti. Dışarıdan belli olmasa da Ersa enerjinin varlığını rahatlıkla hissedebiliyordu.

Kılıcının yüzeyi enerji ile kaplıydı. Heyecanla nefes alıp verdi.

"Yoksa? Kılıcın yolu?"

Kalp atış hızının artmasını engelleyemedi. Canavar tekrar saldırdığında Ersa da canavarın kafasını hedef aldı. Yaralı kolunun olduğu taraftan saldırınca canavarın tepki vermesi mümkün olmadı. Kılıç canavarın kafasını derin bir yarık oluşturarak kesti. Kanlar Ersa'nın üstüne sıçradı.

Ersa'nın alışık olduğu bir sahneydi. Hayranlıkla kılıcının çevresindeki enerjiyi izledi.

"Kılıç yolundan küçük bir parça anlamak aslında kılıcımın keskinliğini başka bir boyuta ulaştırdı."

Canavarın çekirdeğini çantasına koydu.

"Seninle altı yüz yirmi yedi oldu."

Ersa kılıç yolunu kullanabildiğinden beri canavarlarla savaşını kılıç yolundaki anlayışını geliştirmek için kullanmaya başladı. Kılıç yolu ile avlanma hızı normalden çok daha hızlıydı. Kılıç yolunu aktif etmenin mantığını denedikçe anladı. Artan gücü ise Ersa'ya kalfa evreyi aşabilme ümidi verdi. Günler geçtikçe hızı ve gücü gözle görülür bir oranda artıyordu.

Yıldızlar KralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin