Bariyer saldırıyı en küçük sarsılma bile yaşamadan karşıladı. Siyah madde başka saldırılar gerçekleştirdi ama ne kadar çabalasa da çekirdeğe hiçbir şekilde ulaşamıyordu.
Ersa ise çekirdeğine saldırıldığı her an titreyerek haykırıyordu. Siyah madde vücudunda kaldığı her saniyede bütün olarak kalmıyor parçaları bedeninin içinde dağılıyordu.
İlk girdiği büyüklüğün yarısından bile azı kaldığında siyah madde hızla Ersa'nın bedeninden çıktı. Dışarıya ulaştığında Mely'i gördü ve kısa süreli bir beklemenin ardından Mely'e doğru ilerledi.
Ersa, hala acılar içindeyken durumu fark etti ve hızla bedenini döndürdü ve siyah maddeye tekme attı, fakat tekmesi siyah enerjiye hiç etki etmeden içinden geçmişti.
Ersa'nın gözleri genişledi ve hemen haykırarak bedenindeki ağırlığı sıfıra getirdi. Mely'e ulaşması bir saniye sürmemişti. Kollarıyla Mely'i sarmaladı ve sıkıca sarıldı. Siyah madde ise yanlışlıkla Ersa'nın bedenine girdi.
Mely, Ersa'nın kendisine ilk defa sarıldığı bu durumda afallamış bir halde tüm vücudu taş kesilmiş gibi duruyordu. Hareketsiz halini Ersa'nın gevşeyen kolları ve acı haykırışı bozdu. Siyah madde, Ersa'nın bedeninde tekrar dağılmaya başladığı için aceleyle kaçtı.
Ersa siyah maddenin çıkışından sonra acılarına dayanarak Mely'i arkasına aldı ve siyah maddenin karşısında durdu. Öylece bir süre duran siyah madde Ersa'yı geçemeyeceğini anlayınca gökyüzüne yükseldi ve uzaklaştı.
Siyah maddenin gidişi ile rahatlayan Ersa diz üstü yere çöktü ve ağzından akan kanlarla kendine gelmeyi bekledi. Bu sırada siyah maddenin vücudunun içine dağılan parçaları bedeninin içinde dolanıyor ve katlanılamaz acısını arttırıyordu.
Siyah maddelerin dolaşımı bedenini yiyip bitirirken hücrelerinin içinde saklanan kırmızı renkli maddeler dışarı çıktı ve siyah renkli enerjiyi kan dolaşımından çekerek kendilerinin yanına bağladılar.
Siyah maddenin kalıntıları, kırmızı enerjinin gücü karşısında hiçbir şey yapamadan sadece uslu bir hale büründü ve yanına yanaştı.
Ersa'nın vücudu normal düzenine yeniden kavuştuğunda titremesi de durdu. Mely bunca zamandır bir şey yapamadan bekliyordu. Ersa'nın haykırışları karşısında ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Yardım etmek için ne yapabileceğini bilmiyordu.
Ersa aşırı solgun bir yüzle ona dönerek gülümsemesiyle Ersa'ya koşup sarılması bir oldu. O kadar sıkı sarılıyordu ki Ersa'nın yorgun bedeni acıya dayanamamış öksürmeye başlamıştı.
Mely, hemen ellerini gevşetti ve özür dilercesine Ersa'ya baktı.
Bu sırada arkalarındaki silindirin çöküş sesi yoğun bir patlamayla etrafa yayıldı. Ersa ve Mely şok olmuş ifadelerle silindirin parçalanmış haline baktılar. Silindirin parçalandığı konumdan başlayarak orman çökmeye başladı.
"Orman yok oluyor! Hemen gidelim buradan."
Mely'nin endişeli bir tonda söylediği sözlerle Ersa kendisini zorlayarak ayağa kalktı ve Mely ile birlikte tünele doğru koştu. Tünelin sarmaşıklarla kaplı çıkışını geçtiklerinde arkalarından tünelinde çöktüğünü gördüler. Bu manzara karşısında hızlarını arttırdılar ve daha hızlı koşmaya başladılar.
Ersa az önce bedeninin parçalanma hissinden ve yorgunluğundan sonra bu denli bir koşuyu kaldıramayarak tökezledi. Mely, Ersa'nın elini sıkıca tuttu ve enerjisini ona aktarıp destek olarak kendi temposuna ayak uydurttu.
Uzun ve yorucu bir kaçışın ardından tünele girdikleri yere vardılar ama çıkış yolu kapanmıştı. İkisi de şaşkın ve gergin ifadelerle tünelin kapalı girişine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasyYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...