Ersa hızlı bir şekilde beşinci kata çıktı. Beşinci kata girmeden önce gergin hissetti. Adımını attı ve savaş sanatları bölümüne girdi. Çevresini gözleriyle süpürdü. İçeride hiç öğrenci yoktu. Rafları inceledi ve bir tanesine ilerledi. Kitaplardan birini aldı ve kapağında yazanı okudu.
Yetiştirme Yolu Başlangıç
Sayfayı çevirdi ve yazılara göz attı.
'...Yetiştirme yolları çok farklı yapılara ayrılmıştır. Şuana kadar keşfedilen temel yollar; su, rüzgar, ateş, toprak, yıldırım, ışık ve karanlık...
...Silahların yolları silahların çeşidine göre değişebilmektedir. Kılıç yolu, mızrak yolu, okçuluk yolu bilinen birkaç silah yollarıdır.
...Her insan kendisine uygun olan yolu seçer. Bir insanın birden çok yolda ilerlemesi oldukça zordur. Bunun nedeni yolların derinliği ile doğru orantılıdır. Her yol kendi içerisinde derin bir anlama sahiptir. Bu nedenle birden çok yolda ilerlemek isteyen kişinin ilerleme hızı yavaşlar.'
Ersa okumaya devam etti ve okudukça heyecanlandı. Burada anlatılan yolların genel olarak çok ileride kullanılacağını bilse de düşünmeden edemedi. Onun için hangi yol uygundu? Ateş yolu yıkım sağlamakta iyiydi, rüzgar hız, ışık yaşam, toprak koruma, karanlık gizlilikti. Yani her bir yolun kendine has belirgin özellikleri vardı.
Ersa insan vücudunu ayrıntılarıyla biliyordu. İnsan vücudundan temel sistemler haricinde bir sistem vardı. Bu sisteme insanlar enerji sistemi adını koymuşlardı. Bu sistem kalbin bulduğu yönün zıt tarafında yani göğsün sağ tarafında bulunuyordu. Normalde işe yaramaz bir haldeyken eğer yetiştirme yoluna girilirse çekirdek olarak adlandırılan enerji sisteminin kalbi gelişiyor ve enerji damarlarını oluşturuyordu.
Enerji sisteminin kalbi ise çekirdek olarak adlandırılıyordu. Eğer çekirdek yok edilirse çekirdeği yok edilen kişi bir daha dövüş sanatları çalışamaz ve sonsuz sıradanlığa maruz kalırdı.
Çekirdeğin aktif hale getirilmesi içinse çekirdeğe evren enerji çekilmeliydi. Yeterli enerji toplanırsa acemi evresine adım atılırdı. Enerji damarları oluştuğunda ve enerji akışı başladığında ise temel evreye geçiş yapmış olunurdu.
Ersa bir an önce dövüş sanatları çalışmaya başlamak istese de hava kararmıştı ve şimdi başlaması anlamsız olurdu. Uzun süre beklemişti. Bir gün daha bekleyebilirdi. İlk evreler çok önemliydi. Temel iyi olmaz ise ileride dövüş sanatları gelişiminde sorunlar ortaya çıkardı.
Ersa, kütüphane görevlisi olan yaşlı adama veda etti ve kütüphaneden çıktı. Odasına girdiğinde Ray ve Bailey yataklarında oturmuş sohbet ediyorlardı. "Dostum o kızın adı Mely'miş. Belki bir gün tanışabiliriz?"
"Onun gibi biri ile arkadaşlık kurma olasılığımız çok düşük. Bizden çok farklı kulvarda.''
Ersa odaya girdiğinde ikili onun da fikrini almak istedi. "Ersa sence yedi kız arasından hangisi en güzeliydi?"
Ersa onlara anlamsız bir bakış attı.
"Sence de Mely değil mi? İleride kesinlikle akademinin kraliçesi olarak adlandırılacak."
"Mely ve yedi kız kim?" Ersa bu soruyu sorduğunda yemekhanede olan yedi kızı hatırladı. Dövüş sanatlarına karşı olan heyecanından aklından çıkmıştı.
"Sen ciddi misin?"
Ray ve Bailey Ersa'ya tuhaf bir varlıkmış gibi baktılar.
"Yemekhanedeki kızlardan bahsediyoruz elbette. Sence hangisi güzeldi?"
Ersa en güzel kızın en önlerinde olan mavi gözlü kızın olduğunu düşündüğünden bahsettikleri Mely isimli kızın o olduğunu düşündü. Gerçekten akademideki ilk günde böyle şeylerle ilgileniyorlardı. Gereksiz muhabbete girmek istemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasyYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...