Karmela uzaysal eşyasından çıkardığı bir parça kumaşı Ersa'nın gözlerine bağladı ve "İlk eğitim olarak havanın yoluna çalışacağız. Diğerlerini tek başına halledeceksin." dedi.
Ardından Ersa'dan birkaç metre uzaklaştı ve elinde varolan top şeklindeki maddeyi oluşturdu. Ersa'ya uyarı vermeden fırlattı. Ersa rüzgarda sürtünen topun sesi ile hemen kaçındı ama yine de top bacağına çarpmıştı.
Karmela bir şey söylemeden tekrar bir top fırlatınca Ersa tüm dikkatini algısına verdi ve rüzgarın yolunu hissetmeye çalıştı. Ama ne kadarsa denesin toplardan kaçınamıyor, sadece işittiği ses ile bir şeyler yapabiliyordu.
Bir saatten fazla süren antrenmandan sonra Ersa'nın vücudunda birçok morluk oluşmuştu. Ağrı vücuduna hakimken topun rüzgarda sürtünme sesi yerine babasının sesini duydu. "Bugünlük bu kadar yeter. Şimdi diğer yollara vakit ayır. Ben ayrılıyorum."
Karmela ayrıldığına vücudundaki morluklara bakan Ersa kısa bir iç çekti. Havanın yolunu anlaması zor olacak gibi görünüyordu. Az önce yol eğitim yapmasına rağmen fazla ara vermeden ilerisinde olan göle yürüdü. Gölün önünde dizüstü oturduktan sonra elini dikey konuma getirdi.
Hızla göle bir darbe indirince suda hafif bir dalgalanma oluşmak dışında bir şey olmamıştı. Tekrar tekrar aynı şeyi gerçekleştirdi ama biraz bile ilerleme kaydedemedi. Babasının bunu nasıl başardığını çok merak etti.
Nasıl suyun umursamaz etkisini bozabileceğini düşünürken aynı zamanda vuruşlarını da sürdürdü. Bir saatten fazla vaktini su yoluna harcadıktan sonra toprak yolunu anlamaya geçti.
Aslında bu yolu nasıl anlayacağını bile bilmiyordu. Sadece ağaçlarla çevrili bir yere gitti ve gözlerini kapatarak toprağı ve doğanın etkileşimini hissetmeye çalıştı. Düzenli bir ritimde nefes alıp verirken çevredeki hayvanların sesleri, bitkilerin rüzgardaki hışırtısını ve doğanın ilerleyişini dinledi. Zihni büyük bir rahatlığa kavuşuyor, daha sakin ve mantıklı düşünebildiğini hissediyordu.
Uzun süre bu şekilde kaldıktan sonra yıldızlar gibi ışıldayan gözlerini gün yüzüne çıkardı. Sırada ateşin yolu eğitimi vardı. Akademide de bu eğitimleri gerçekleştiriyordu ama babasının yönlendirmeleri olduğunda ne yapması gerektiğini çok daha iyi anlamıştı ve olay çok daha basit bir hale gelmişti.
Ormana zarar vermek istemediğinden biraz dal ve yakılabilecek malzemeler topladıktan sonra taşlık bir alana geçti. Daha önceden eğitiminde ateş yakmak için kullandığı kıvılcım tozlarını denge yüzüğünden çıkardı ve dalları yerleştirdikten sonra üzerine kıvılcım tozlarını serpiştirdi.
Ardından kıvılcım sıvısını da çıkardı ve dalların üzerine döktü. Sıvı ile toz temas ettiği anda aniden dalların her yanında ateşler oluştu. Ersa dikkatle ateşin yanışını ve dalları tahrip edişini izledi ve ateş yolunu anlamaya çalıştı. Bu şekilde arada biraz dal eklerken ateşi de bir saatten fazla izledi.
Hava kararmaya başlamıştı, bu nedenle yeterli olduğunu düşündü ve ateşi söndürdükten sonra insanın içini rahatlatan yeşilliklerle dolu bir alana geçti. Bu sefer insan ile kılıç tekniğine çalışacaktı.
Kılıcını çıkardığında duru bir ifade barındırıyordu. Sırasıyla kırk iki hareketi gerçekleştirdi ve bunu tekrar tekrar daha iyi bir şekilde yaptı.
Akşam yemeğine gitmesi gerektiği vakitte eğitimi bıraktı ve eve gitti. Alvina'nın onu karşılaması ile birlikte mutfağa geçtiler. Annesi enfes yemekler hazırlamıştı. Mutlu bir ifadeyle masaya yemekleri yerleştirdi.
"Eğitim nasıldı oğlum?"
"İyiydi anne. Bugün birçok yeni şey öğrendim."
"Öyle mi? Aferin benim oğluma."
Normalde soğuk ifadede olan Ersa'nın yüzünde annesinin övgüsü ile sıcak bir gülümseme oluştu.
...
Ersa sıkı bir program uygulayarak eğitimini sürdürdü. Sabah erkenden başlayan eğitim akşama kadar sürdü ve akşamları da kız kardeşi ile birlikte kitap okudu, oyun oynadı ve vakit bulduğunda simya ve tıp konusunda alıştırma yaptı.
Günler birbirini peş peşe kovalarken bir ay su gibi akmıştı.
Karmela ve Ersa ormanda karşılıklı duruyordu. Ersa'nın gözleri bir bezle bağlanmışken Karmela'nın elinde kahverengi tonda top şeklinde bir madde vardı. Elindeki maddeyi fırlattığında Ersa omzuna doğru gelen toptan vücudunu yana bükerek kurtuldu ve üst üste gelen diğer toplardan sürekli olarak kaçındı. Onlarca sıyrılmadan sonra Karmela'nın yüzünde tebessümün belirtileri vardı.
Karmela'nın elinden çıkan yeni top havada ilerlediğin de hiç ses çıkarmıyordu. Ersa'nın göğsüne doğru hızla süzüldüğünde Ersa son anda gelen tehlikeyi fark etmiş ama geç kalmıştı.
Göğsüne çarpan top Ersa'yı sersemletmişti. Bu seferki topu algılayamamıştı.
Hiç ses bile çıkmamıştı! "Her zaman bu şekilde ilerleyeceğini mi düşünüyordun?"
Ersa, babasının eğitimin seviyesini arttırdığını fark ettiğinde küçük bir tebessüm oluşturdu. Bu ilerleme kat ettiğini gösteriyordu.
Karmela'nın attığı her topta Ersa'nın teninde yeni bir renk ortaya çıkıyordu. Bir süre böyle devam ettikten sonra Karmela eğitimi bitirdi ve tatmin olmuş bir durumda ayrıldı.
Şimdiden hava yolunda bu derece bir kavrayışa sahip olmuş. Mükemmel bir anlayışa sahip.
Karmela, aklından geçenlerle kendi eğitim yerine geçtiğinde Ersa da göle doğru ilerledi.
Gölün önünde diz çöktü ve eli ile dikey bir kesme hareketi yaptı. Otuz santim civarında oluşan bir yarık ile gözleri memnun olduğunu belirtiyordu. En azından yavaş yavaş suyun duruluğunu bozuyor ve saldırısını geliştiriyordu.
Bu sefer toprak yolu eğitimine geçti ve ağaçların arasına oturdu. Dakikalar geçerken varlığı ormanın bir parçası haline geliyordu. Bazen omzuna bir kuş konuyor bir süre durup tekrar yoluna devam ediyordu.
Uzun sürenin ardından derin bir sakinlik barındıran gözlerini açtı ve ormanın havasını içine çekti.
Sırada ateş yolu vardı. Kayalıkların oraya geçerek bir ateş yaktığında çok nadir kırptığı gözleri ateşle muhabbete dalmış gibiydi. Uzun süren trans hali devam etti. Ara sıra parlayan gözleri ile bulunduğu konumdan ayrılmadı.
Ateş yolu için de yeterince eğitim yaptığını düşündüğünde kılıç yoluna geçti. Günde iki kere kılıç ile insan tekniğini çalışıyordu ve artık hareketler bir parçası olmuştu.
Kılıcını eline aldı ve ilk hareketten başlayarak sanki kılıç ile tek vücutmuş gibi ustalıkla kırk iki hareketi de ele aldı. Hızı ne yavaş ne hızlı, yüzü ise ne mutlu ne de hüzünlüydü.
Sanki hiçbir şeyden etkilenmiyor gibi çalışmasını sürdürüyordu. Karmela uzaktan Ersa'ya baktığında gözleri gurur duygusunu yansıtıyordu. Ersa'nın ilerleme hızı o kadar hızlıydı ki o bile hayretler içerisinde kalıyordu.
En son yay ve okunu çıkaran Ersa keskin gözlerle atış talimi yapmaya başladı. Okçuluğunun aynı kalması hatta gerilememesi için her gün talim yapıyordu.
Karmela, Ersa'yı izlerken yeşil kıyafetlerle kaplı, insanın ilgisini çeken bir havaya sahip adam Karmela'nın arkasında belirdi.
"Durum nasıl Alfa?"
Alfa üzgün bir görünüme sahipti. "Hala bir sonuç yok patron. Ulu Hekimin nereye gittiğini kimse bilmiyor. Araştırmaları sürdürüyorum ama kendisi ortaya çıkmadan bulunmayacak gibi."
"Anlıyorum. Araştırmaya devam edin. En küçük gelişmeyi bana bildirmenizi istiyorum."
"Anlaşıldı patron. Merak etme."
Gözleri Ersa'ya kayan Alfa, Ersa'yı bir süre izledikten sonra Karmela'ya döndü. "Oğlun nasıl bu kadar yüksek bir anlayışa sahip olabilir patron? Jenerasyonundaki en yetenekli öğrenciler ile kapışıyor anlayışı."
Karmela'nın dudakları kıvrıldı. "Hayır, jenerasyonun anlayışı onunla rekabet edemez."
Alfa suskun kalmıştı. Bu sözü reddedebileceğini düşünmüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasíaYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...