Toplanan madenler ve köylülerin eşyaları Ersa'nın yüzüğüne yerleştirildi. Yük taşımak yolculukta hızlarını büyük ölçüde azaltırdı. Uzaysal yüzüğünün alanı göz önüne alındığında köydeki tüm eşyalar konsa bile sorun olmazdı. Ersa köylülerin sayısını kontrol etti. Köy halkı iki yüz kırk altı kişiydi. Aralarından elli üç tanesi çocuk grubundandı.
Daha önceden satın almış oldukları haritadan gidecekleri yörüngeyi kontrol etti. Köylüleri sessiz sakin bir alana yerleştirmek istiyorlardı. Bu nedenle imparatorluk şehrine uzak olan yeşillik alanlara yöneldi. Yua köyün şefi olarak sordu.
"Genç efendi Ersa, nereye gideceğimizi belirlediniz mi?"
Ersa'ya olan hitabı değişmişti. Hayatlarının Ersa ve Javier'ın elinde olduğunu biliyordu. Ersa, Yua'ya haritada çizdiği rotayı gösterdi.
"Yanımızda bu kadar insanla çok fazla uzağa gidemeyiz. İmparatorluğun uzak köşelerinden birine çekilip oraya yerleşeceksiniz. Yolculuk iki haftadan uzun sürebilir. Yanımıza yeterli miktarda erzak aldık. Yolda büyük bir tehlike ile karşılaşmazsak sorunsuz bir yolculuk gerçekleştirebiliriz."
Köylülere ne yapacaklarını anlattıktan sonra yerleşik hayata alışık olan insanlar büyük bir yolculuğa çıktı. Ersa'nın beklediği gibi birkaç saatlik yolculuk sonunda köylüler yorulmuştu. Yolculuk sırasında sıra dışı bir durum olmamıştı.
Javier yeşilliklerin arasına oturdu.
"Ilua halkının enerjisiyle sıklıkla mola vermemiz gerekecek."
"Yavaş olacaklarını tahmin ediyorduk, ama bu şekilde olurlarsa onları bıraktığımızda ne kadar süre hayatta kalabilirler bilmiyorum. Yeni köylerini kurmaya başladığımızda aynı zamanda dövüş sanatlarını öğrenmelerine yardım edelim."
Javier da bu konuda hem fikirdi. Yeni bir ortama adapte olmaları güç olacaktı. Sıkıntılı bir durumda yaşayabilirlerdi. Bu noktada onların güçlenmelerine yardımcı olmak lazımdı. Yolculuk tahmin ettikleri gibi birçok molayla sürdü. En azından köylülerin depolamış oldukları erzakları yanlarına aldıklarından dolayı yemek konusunda sıkıntı çekmiyorlardı. Güzergahta da tehlikeli bir durum ile karşılaşmamışlardı.
Haydut tehlikesi bulunmuyordu. Canavarlara ise nadiren denk geliyorlardı. Denk geldikleri canavarlar ise düşük seviye olduğundan dolayı kolay bir şekilde halledebiliyorlardı. Üç haftadan fazla zaman geçtikten sonra köy halkı bu yolculuktan sıkılmaya başlamıştı. Ersa ve Javier, çevreyi analiz ediyorlardı. Ersa köylüleri yönlendirirken Javier önden ilerliyor, köylülerin yerleşebileceği bir alan var mı kontrol ediyordu.
Bulacakları alan yerleşime uygun olmalıydı. Bu nedenle su kaynağı, toprağın verimliliği ve hayvan popülasyonu gibi konulara da dikkat ediyorlardı. Bir sürenin sonunda Javier fena olmayan bir yer bulmuştu. Bulduğu yer fazla büyük olmasa da köylüler için yeterli seviyedeydi. Zamanla ağaçları da kesip kendilerine daha fazla alan oluşturabilirlerdi.
Alana yakın bir su kaynağı da vardı. Javier kaynağı kontrol etmiş ve suyun temiz olduğundan emin olmuştu. Javier'ın haberi köylülerin sevinç ifadeleriyle karşılandı. Her biri yeni yaşam alanlarını merak ediyordu. Fazla uzun sürmeyen bir yolculuğun sonunda yeşilliklerle kaplı bir alana vardılar. Alanın arkasındaki dağdan kaynak suyu geliyordu. Çevrede bazı göller de bulunuyordu. Biraz uzaklarından nehir bile geçiyordu. Yakınlarda canavarların olmamasıyla bu alan köylüleri memnun etti.
Şef Yua, heyecanlı bir ifade ile Ersa'nın yanına geldi.
"Burası gerçekten güzel bir yer."
Ersa gülümsemekle yetindi. O da güzel bir yer olduğunu düşünüyordu.
"Herkese yapacak bir iş vereceğim. Alanda toplansınlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasyYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...