Ersa ormanın temiz havasını içine çekti. İçsel eğitime başlayacaktı. İlk olarak şelalenin içine girecek ve sürekli nefesini tutacaktı. Bu şekilde nefessiz kalma ile karşı karşıya kalacak ve her seferinde sınırını zorlayarak akciğerlerinin kapasitesini ortaya çıkaracaktı.
Şelaleye atladı ve suyun altına girdi. Bir nefes, iki nefes, üç nefes... Yirmi altı nefes süresinde suyun altında kaldıktan sonra nefes almak için kafasını dışarı çıkardı. Üç nefes zamanı için de tekrarladı. Bu seferde yirmi altı nefes sürdü. Bu eylemi on defa tekrarladı. Ancak pek bir değişiklik olmamıştı. Bazen yirmi yediye çıkıyor, bazen de yirmi beşe kadar dayanabiliyordu.
Elli defa tekrar tekrar nefesini tutmasının sonucu farklı değildi. Tüm denemeleri boyunca suyun altında kalabilme süresi hemen hemen aynıydı. Gökyüzüne baktı. Güneş zirveye yükselmişti. Bu da eve dönüp bir şeyler yemesi gerektiği anlamına geliyordu.
Eve geldiğinde Alvina'nın dışarıda beklediğini gördü. Alvina oturduğu yerden kalktı ve abisine doğru koştu.
"Abi, neredeydin?"
Ersa, Alvina'nın kafasını okşadı.
"Ormanda eğitim yapıyordum. Seninle bu aralar oynayamayacağım. Üzgünüm Alvina."
Alvina'nın gözlerindeki beklentiyi görülebiliyordu. Ersa, kız kardeşinin bu halini görmeye dayanamadı.
"Kitap okumak ister misin Alvina? Sana eğlenceli kitaplar verebilirim."
"Hayır ben kitap okumak istemiyorum. Benim için eğlenceli değiller."
Alvina'nın sözleri Ersa'yı güldürdü.
"Şuna ne dersin sana vereceğim kitapları bitirince kitabı beraber değerlendiririz."
Alvina sessiz kaldı. Kitap okumayı abisi gibi sevmiyordu.
"Önce deneyelim. Devam etmek istemezsen kitap okumayı bırakabilirsin. Tamam mı?"
Alvina da iki yıl sonra akademiye gidecekti. Ersa kitap okuyarak bilgisini arttırmasını istedi. Alvina abisinin önerisini denemeye karar verdi.
"Tamam deneyelim abi."
Ersa memnun bir gülümseme verdi.
"Önce yemek yiyelim."
Yaptığı eğitim sonucunda deli gibi acıkmıştı. Normalde yediğinin birkaç katı yemek yedi. Alvina şaşkın bakışlarla abisini izledi.
"Çok mu acıktın abi?"
"Eğitimden dolayı acıktım."
Ersa karnını doyurduktan sonra odasına geçti. Okuduğu kitapların seviyesi Alvina için çok fazlaydı. Başlangıç seviye kitaplardan Alvina'ya vermeliydi. Alvina kolay sıkılan biriydi. Bilgi içerikli kitaplarla başlaması Alvina için ağır olurdu. Roman kitaplarını karıştırdı ve kardeşi için eğlenceli bir tanesini seçti.
Alvina abisinin arkasında bekliyordu. Ersa seçtiği romanı Alvina'ya verdi.
"Kitabı bitirdiğin zaman haber verirsin."
Ersa, Alvina'nın yanından ayrıldı ve ormana döndü. En önemli eğitimlerden biri olan güç eğitimine sıra gelmişti. Çok fazla taş barındıran bir yer bulduğunda durdu.
"Burası uygun."
Yerdeki ağır taşlardan birini iki eliyle kaldırdı. Birkaç metre ileriye taşıdı. Ağırlık kaldırarak kaslarına yük bindirecekti. Başka bir taş daha aldı ve önceki taşın yanına koydu.
En başlarda kolay bir eğitim olsa da onlarca taş kaldırdığında kolu gücünü kaybetmeye başlamıştı. Umursamadı ve taşları taşımaya devam etti. Bir süre sonra kolu taşıdığı taşlardan titremeye başlamıştı.
Yerden bir taş daha aldı. Taşı kaldırdığında taş elinden kaydı. Vücudu o kadar terlemişti ki taş uzaklaşmak istercesine kayıyordu. Taşın kaymasını engellemek için o kadar sıkı baskı uyguladı ki parmaklarını artık hissetmiyordu.
Sonunda amacına ulaşmış ve taşı hedeflediği noktaya bırakabilmişti. Taşı bıraktığında taşta kan izleri görüldü. Bu sahneyi gören birinin içinin sızlaması elden değildi. Ersa parmaklarında baş gösteren acıyı görmezden geldi. Yavaş yavaş ilerledi.
Yolun ortasında taş yeniden Ersa'nın elinden kaydı. Ersa bağırdı ve taşı daha yukarı kaldırdı. Parmaklarından akan kan miktarı artıyordu. Mantıklı düşünme durumunu geçmiş saf iradesi ile hareket ediyordu. Damarlarındaki kızıl enerjiler soluk bir parlaklıkla parladı. Ersa biraz daha enerjik hissetti. Taşı diğer taşların yanına taşıdı. Başka bir taş almadı ve diz çöktü.
Gökyüzüne doğru ter ile ıslanmış yüzünü çevirdi. Çılgınca güldü.
"Başardım! Başardım!"
Yorgun düşmüş bedenini sevinçli haykırışlarıyla rahatlattı ve yere düşmesine izin verdi. Nefes alışverişi birbirini kovalarcasına hızlıydı. Kolları titremeyi bırakmıyor, taşları taşırken kendisini göstermeyen ağrı taşımayı bıraktıktan sonra güneş gibi gözle görülür bir oranda ortaya çıkmıştı. Uzun bir süre uzandı. Hava kararmaya başladığında eve gitmesi gerektiğini hatırladı. Eğer eve gitmezse ailesi endişeye kapılırdı.
Eve doğru yürürken her adımı büyük bir yüktü Ersa için. Sanki kullandığı vücudu ödünç almıştı. Ağrı dolu vücuduyla eve ulaşması bir saati bulmuştu. Bu sürede sanki saatler geçmiş gibi hissetti. Rahat bir nefes alarak evin içine girdiğinde burnuna gelen enfes kokuyu duydu. Evdekilere görünmek istemiyordu. Sessiz adımlarla odasına ilerledi ama annesinin seviyesindeki birinden nasıl kaçabilirdi? Eve varmadan önce Ersa'nın geldiğini fark etmişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızlar Kralı
FantasyYıldızlardan gelen bir çocuğun Armedia kıtasında ortaya çıkmasıyla kader çarkı yeniden oynadı. Tarih tekerrür etti, seçilmişler kaderleri için sınandı. Evren hayatta kalmak için yeni bir çağı başlattı. Bilinmeyen geçmişe sahip kahramanımızın neler y...