2. Sezon 6. Bölüm: Renklerin Çarpışması

1.1K 156 10
                                    

Ersa esneye dokununca ürperdi. Zihninde belirsiz anılar canlandı. Bulanık görüntüler hızla gözlerinin önünden geçmeye başladı. İlk gördüğü kızıl rengiyle kaplı bir yerde elindeki nesneyi tutuyor olduğuydu. Sırada bazı canavarlarla savaştığı anlara geldi. Daha sonra görüntü tekrar değişti. Bir köprünün üzerindeydi. Köprünün altında simsiyah alevler yanarken karşısında onlarca insan vardı. Her biri silahlarıyla kendisine saldırıyordu. Vücudu kanlar içinde kalmıştı. Savaşırken ara sıra bakışları bir kıza yöneliyordu. Görüntü net olmasa da kızı görmek kalbinde yoğun bir acı oluşturdu. Kızı, saldıranlara karşı delicesine savunmaya çalışıyordu. Kız ise bakışlarını ayırmadan onu izliyordu. Belirsizce kızın ağlayan sesini duyabildi. Kendisi için endişelendiğini anlamıştı. Görüntüler hızla zihninden geçti ve kayboldu.

Görecek bir şey kalmadığında Ersa kıpırdamadan durdu. Vücudunda hareket eden tek şey göğsüydü. Sürekli inip kalkan göğsü ve kalbindeki tuhaf hisle kendisini sakinleştirmesi birkaç dakikasını aldı. Bakışları yeniden nesneye yöneldiğinde hala tuhaf hissetsede mantıklı düşünmesini engelleyecek kadar değildi.

"Kızıl-Kan?"

Ersa'nın mırıltısı alanı kızıl rengiyle aydınlattı. Ersa elindeki nesnenin bunu yaptığını anlamasıyla şaşırdı. Gördüklerinden bu nesnenin adının Kızıl Kan olduğu aklına kazınmıştı ama bunun dışında diğer her şey hala belirsizdi. Neden birden bütün bunları gördüğünü bilmiyordu. Yine de bunların unuttuğu anıların küçük bir kısmı olduğunu dair bir tahmini vardı.

Yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. Kalbinin ağrımasına neden olan şeyler görmüş olsa da artık bir ipucu vardı elinde. Önceden çok değer verdiği bir kız vardı ve ikisine bir grup saldırmıştı. Yaşadığına göre kızda yaşıyor olmalıydı. Aksi durumda ne yapacağını bilmiyordu.

Gördüğü kadarıyla anılarında enerji kullanmamasına rağmen yaşına göre güçlüydü. Neden enerji kullanmadığı ise hala muammaydı.

"Önceden benim yoldaşım mıydın?" Ersa'nın Kızıl Kan'a sorduğu soruyla alan tekrar kızıla büründü. "En azından geçmişimden başka biri daha benimle."

Kızıl Kan çok ilginç bir nesneydi. Daha doğrusu bir silahtı. Ersa böyle bir silahın var olduğuna şüphe etti. Canlılar gibi bir bilinci olan bir silah. Böyle bir şey nasıl mümkün olabiliyordu ki? Bu durumu aklı almıyordu.

Ersa içinde bulunduğu zifiri karanlık alanda gözlerini gezdirdi. Burada kontrolün kendisinde olduğunu hissediyordu. Derin bir nefes aldı ve zifiri karanlık alanın başka ne sırlar barındırdığını çözmeye çalıştı. Alandaki şeyleri hissedebildiğini keşfetti. Alan on kilometre kadardı ve içerisinde neredeyse hiçbir şey yoktu. Kızıl Kan dışında böylesine büyük bir alanda sadece bir tane nesne daha hissetti.

Nesneyi hissettiği an büyük bir heyecanla nesnenin yanına gitti. Nesneyi dikkatle inceledi ve bir kitap olduğunu gördü. Ne kadar yıldır var olduğu belli olmayacak kadar eski görünümlü bir kitaptı. Eski görünümünün aksine türlü renklerle bezenmişti. Ersa kaşları hafiften çatık kitaba uzandı. İki eliyle kavradığı kitap oldukça büyüktü. Kitabın kapağı üzerinde ilk defa gördüğü bir dilde bir şeyler yazıyordu. Kapağını açtı ve incelemeye koyuldu. İlk birkaç sayfa farklı dilde yazılarla devam etti. Ancak başka bir sayfa açtığında sayfadaki yazılar değişmeye başladı ve okuyabileceği bir hal aldı. Ersa beklenti ve heyecan karışımı duygularla okudu.

'Evrende bir etki bırakmak istediler, ancak bu basit değildi. Sonra bir adam saklı olanı keşfetti. Bilgiye olan arzusuyla özümsedi saklı bilgiyi. Artan güveniyle yeni amacını edindi. Kendisini takip edenlere yetenekler bahşetti. Evreni etkiledi aldığı tepkiyle. Evren değişime uğradı. Ezeli denge tehlikeye girdi. Saklı hazineler gün yüzüne çıktı. Büyük yıkım başladı. Evrenin yeni doğumu gerçekleşti."

Yıldızlar KralıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin