Kafamda bir kalem altıma mavi gecelik şortum üstümde takımı olan askılı grceleğim ve yanımda bir kahve ile dizlerimin üzerindeki dosya üzerinde çalışıyordum.
Elimdeki kalem dudaklarımın arasında dönerken aynı satırları tekrar tekrar okuyor ve daha sonrasında koltuklarda görüşeceğimiz kişileri hayal ederek kurulum üzerinde konuşuyordum.
"Eğer ki binaları güney bölgesinden yapmaya başlarsak hem inşaatçıların işi kolaylaşır hemde bizim işimiz hemen bit-"
Elimde dosya ile koltuklara konuşurken sözlerimi bölen mesaj sesi ile yarıda bölünmüştüm. Dosyamı masaya indirip yanındaki telefonu almış ve mesaj atan kişiye bakmıştım.
Emir Bey: Merhaba Nefes, İstanbul gezimiz iptal edildi. Toplantıyı kendi şirketimizde yapacağız. Umarım yarın için hazırsındır. Bu arada toplantı odasının ikramları sana ait. İyi geceler...
Emir beyin attığı mesajın her sözünü okurken kaşlarım çatılmıştı. Dün müzik bardan geldiğimizde valizimi bile yapmıştım. Bütün hazırlıklarımın boşa gitmesine mi sinirlenseydim yoksa toplantı odasının yiyecek dekorunu bana kilitlemesine mi üzülseydim bilememiştim.
Nefes: Tamam Emir bey iyi geceler.
Sabahın köründe kalkıp şirkete gitmekten nefret ediyordum. Normal saatim sekizken bir saat erkenden gitmem ve hazırlıkları yapmam gerekiyordu.
Kolumdaki saate baktığımda gecenin üçü olduğunu fark ederek gözlerimi büyütmüştüm.
"Ben nasıl erkenden kalkıp gideceğim?" diyerek isyan ederken masadaki dosyayı alıp incelemediğim yerlere göz atmaya başladım.
Toplantının olacağı şirket ismi; Karaca Şirketi.
"Ne?" dedim tiz çıkan sesimle.
Uzun zamandır uğraştığımız bu toplantının ismini daha önceden öğrenmemiş olmanın aptallığıyla kendime kızarken yarın Uğur'u görecek olacağımın şaşkınlığı arasında gidip geliyordum.
Yüzüme düşen perçemlerimi geriye atarak oflamış ve ayağa kalkmıştım. Onu bir daha görmeyeceğimi düşünüyordum. Fakat ihtimallerimin de daha erken tarihinde karşı karşıya geleceğimi öğrenmiştim.
Onu gördüğümde geçmişim yüzüme bir dalga gibi çarpacaktı. Oturduğum yerden kalkarak derin bir nefes aldım.
"Evet Nefes bunu yapabilirsin, o sadece ortağımız olacak ve sende yarınki toplantıyı başarı ile gerçekleştireceksin."
Kendime gaz vererek odama doğru gitmiştim. Sadece üç saat uyuyacaktım ve eğer şimdi yatarsam sabah kesinlikle uyuyamazdım. Bu yüzden hiç uyumadan toplantıya çalışmak daha mantıklıydı.
Yatağıma uzanarak elimdeki dosyanın daha incelemediğim diğer sayfalarına göz gezdirmeye devam ettim.
Sadece bir toplantıydı, kafaya takabileceğim hiç bir neden yoktu. Zaten kendisi de beni tanımamazlıktan gelirdi. Başka bir ihtimal benim iş hayatımı çok büyük etkilerdi.
.....
Kol saatim ayarladığım dakikada çaldığında bakışlarımı dosyadan çekerek hızla ayaklanmıştım. Valizimi açarak içerisinden beyaz salaş v yaka t-shirt giyinerek altına jean pantolonunu giyinerek t-shirt pantolonumun içerisine sıkıştırdım. Bebek mavisi blazer ceketimi giyinerek hızlı adımlarla odamdan çıkmıştım.
Askıdaki mavi askılı kutu çantamı alarak içerisine telefonumu ve bir kaş eşyamo yerleştirmiştim. Çantayı yatapa atarak sade bir makyaj yaparak hazırlığımı sonlandırmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...