Bir hırsla odama girmiş ellerimi saçlarımdan geçirmiştim.
Dört Saat Öncesi...
"Bir nedenim var ve bu yüzden yanımda tutuyorum ağabey."
'Ne nedenin olabilir Uğur! Kız korkudan ölecek mesajı bile yanlış yazmış!'
"Beni anlamıyorsun ve bağırarak üste çıkmaya çalışıyorsun."
'Sana bu zamana kadar elimden geldiği kadar iyi davranmaya ve iyi bir ağabey olmaya çalıştım Uğur. Ama belli ki hiç başaramamışım. Anneminizin bana emanet ettiği kardeşimi tanınmaz bir hale getirmişim.'
"Ben tanınmaz bir hale geldim ağabey. Sadece benliğime döndüm ve bir daha da bu ile annemizi karıştırma."
'O kızı bırakıyorsun ve sana emanet ettiğim şirket ile ilgileniyorsun. Başka bir olayını daha duyarsam işler hiç iyi olmaz.'
"Ağabey-"
Telefonu yüzüme kapatmıştı. Ağabeyim ilk defa telefonu yüzüne kapatmış ve benimde soğuk konuşmuştu. Elimdeki telefonu sertçe masaya indirerek öfkeyle nefes almış ve gözlerimi bir kaç saniyeliğine kapatmıştım.
Şimdiki zaman...
İncinen elim gün geçtikçe hafif hafif morarmaya başlıyor ve yumruklarımı sıktıkça canımı yakmaya devam ediyordu.
"Özgür!" dedim gür sesimle. Bağırmamın hemen ardından içeriye giren adamın yakasından tutup kendime çektim.
"O Tarık'ın numarasını bulun hemen bana!"
"Tamam efendim."
Yakasını iterek bıraktıktan hemen sonra elimi sakalımdan geçirip bir öfkeyle odadan çıkmıştım.
Hızlı adımlarla aşağıya inip ön bahçeye çıkarak bütün adamların önümde toplanması için gürlemiştim. Hepsi saniyeler içerisinde önümde toplandığında derin bir nefes alarak tek tek göz gezdirdim.
"Nefes'in başında duran iki kişi bir adım öne çıkın."
Sakin kalmaya çalışıyor ama asla başaramıyordum. Sözlerimle birlikte öne çıkan iki adama baktım. Başlarını önlerine eğmiş ellerini karnında birleştirmişlerdi.
"Sayit arka bahçedeki odunlardan bir tane getir."
"Hemen efendim."
O kadar öfkeliydim ki başka bir hata yapmış olsalardı bu kadar sabrım taşmazdı.
"Kaldırın kafalarınızı!"
İkisi de kafalarını kaldırıp yere bakmaya devam ederlerken arka bahçeye gönderdiğim adam elinde uzun ve kalın odun parçasını bana uzatmıştı.
"Size o kadına göz kulak olun demedim mi?"
"Dediniz efendim." dediler ikisi de. Uzatılan odun parçasını elime alıp çatılı kaşlarımla tam karşılarında dikildim.
"O telefon hanginizindi?"
"Benimdi efendim."
Tam karşımdaki adamın sözü ile çenesinden tutup bana bakmasını sağlamıştım.
"Hadi o kadın bilmiyordu da kendini kurtarmak için böyle bir işe kalkıştı. Peki ya siz! Siz nasıl böyle bir dikkatsizlik yaparsınız!"
"Rahat yemek yemesi için avluda olacağımızı söylemiştik. Biz gider gitmez bir kırılma sesi geldi ve mutfağa girdiğimizde midesinin bulandığını söyledi. Ayakta duracak hali yoktu ve arkadaş ona yardım etmek için koluna girdi. O sırada almış olmalı efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
Romanzi rosa / ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...