BÖLÜM 32

397 39 0
                                    

Sevmek ne demekti? Muma ateş olmak mı? Yoksa yanan ateşe dokunmak mı?

Bence ikisi de değildi, sevmek ve aşık olmak insanların doğasındaki en kötü işgenceydi....

Giyindiğim elbisenin yırtmacını düzeltirken tıklanan kapı ile bakışlarımı aynadan çektim.

"Gelebilirsin."

Kapı açıldığında elbisemin askısını düzelterek gelen kişiye döndüm. Alev çekingen bir şekilde kapıyı ardından kapatıp hafif tebessüm etmişti.

"Giyinmişsin."

"Evet, ama arkamı göremediğim için nasıl duruyor bilmiyorum."

"Ben hemen yardım edeyim."

Hızlı adımlarla arkama geçip elbisemi düzenlerken aynadan kendime bir kez daha baktım. Gelinlikle gitmem gereken düğüne intikam elbisemle gitmek hayatımda yaşadığım en acı andı.

"Tamamdır şimdi çok daha iyi görünüyorsun."

"Teşekkür ederim." diyerek aynadan uzaklaşıp yatağın kenarındaki ayakkabıları aldım.

"Dün konuştuklarımı bir gözden geçirdim de söylediklerinden sonra haksız olduğumu anladım."

"Artık bir önemi kalmadı ki, geçmişi düzeltemiyoruz."

"Haklısın ama ben yine de özür dilerim. Eğer kalbini kıracak bir şey söylediysem gerçekten çok özür dilerim."

Ayakkabılarımı giyinip ayaklanmıştım. Karşımda bir yanıt vermemi beklerken ellerinden tutup gülümsemiştim.

"Senin hiç bir suçun yok Alev, sen sadece ağabeyini savunmak istedin. Annemle babamın da iki gün sonra ölüm yıl dönümü olduğunu nereden bilebilirdin?"

"Olsun yine de özür dilerim."

"İçine sinecekse eğer affediyorum."

Yüzündeki hüzün bir anda koca bir gülümsemeye döndüğünde ellerimi bırakıp dağınık saçlarıma baktım.

"Sade bir topuz ile gitsem nasıl olur?"

"Hayır bence dağınık maşa yapmalıyız. Kapalı bir tonda da makyaj mükemmel olur."

Hiç itiraz etmediğimde onun odasına giderek masasında saçlarımı yapmaya başlamıştık. O saçlarımı yaparken bende makyaj içim kahve tonlarda far seçiyordum.

"Biliyor musun sanırım sen ilk arkadaşımsın."

"Gerçekten mi?"

"Evet." dedim gülümseyerek. "Hiç arkadaşım olmadı. Hep ailemden vuruldum ve dışlandım."

"İlk arkadaşın olmak şu an bana çok büyük gurur verdi."

Gülerek seçtiğim farı gösterdim.

"Sanırım bu güzel durur."

Elindeki maşayı masaya indirip fara bakmıştı.

"Bence de hem fazla kapalı değil hem fazla açık değil."

Maşanın fişini çekip dönen sandalyemi kendine çevirdi.

"Saçların bitti o zaman makyaja geçelim."

Başımı sallayıp arkama yaslandığımda dikkatle makyajımı yapmaya başlamıştı. İçimde bir acı olsa da beş ayın acısını çıkartma olayını hatırladığımda istemsizce gülümsüyordum.

Bugün sadece intikamımı değil peşinde koştuğum ve beni hiç bir zaman umursamayan aksine ihanet eden kız kardeşimi de hayatımdan silecektim.

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin