Nefes nefese gözlerimi açtığımda birinin ellerimi çözdüğünü hissetmiştim. Bakışlarımı hızla arkama çevirdiğimde gördüğüm kişiyle donakalmıştım.
Bu Nefes'ti...
Ellerimi çözer çözmez diğerlerinin yanında giderek onları çözmeye başlamıştı. Donuk bakışlarımı hızla ondan çekip ayaklarımı çözmeye başlamıştım.
O ağabeyimi çözerken ben iplerden kurtularak ayağa kalkmış ve saniyeler içerisinde yanına giderek kolundan tutup kendime çekmiştim.
Ona sımsıkı sarılarak kokusunu içime çekmiş ve içimden şükürler ederek başından defalarca öpmüştüm. Havada kalmış ellerini bedenime sardığında gözlerimden birer damla yaş dökülmüştü.
"Uğur, Nefes hadi!"
Ağabeyim yengemi çözmüş kapıya koşarken bize de seslenmişti. Onları umursamadan Nefes'i kendimden ayırarak yüzünü avuçlarımın arasına aldım.
"İyisin, ölmedin..."
"Ne? Neden öleyim Uğur? İyiyim ben."
Dudaklarımı dudaklarına bastırıp öpmüş ve ardından alnını öperek rahat bir nefes vermiştim.
"Seni çok seviyorum Nefes, çok..."
"Bende seni çok seviyorum ama bu sevgi sözlerimizi buradan kurtulunca konuşalım mı?"
Elini sıkıca tutup başımı salladım. Ağabeyim ve yengem çoktan çıkmışlardı. Nefez'i arkama alarak yürümeye başladım. Buradan kurtulur kurtulmaz ona evlenme teklifi edecektim.
Odadan çıktığımızda etrafa bakındım, karşı kapıdan Alev ve diğerleri çıkmıştı. Ağabeyim bana başını sallayarak yengemi arkasına almış ve önden yürümeye başlamıştı.
"Dışarıdaki adamlar Uğur'un adamları, diğerleri vuruldular."
Nefes'in sözleriyle bakışlarımız ona çevrilmişti. İfadesiz şekilde omuz silmişti. Bakışlarımı ağabeyime çevirip gitmemiz için işaret verdim.
Fabrikadan çıktığımızda bir düzine adam geri çekilmiş ve başını eğmişti. Ağabeyim adamlarla konuşmak için Doğa'yı ve Alev'i yanımda bırakmıştı.
Nefes'i arkamdan önüme getirip o mavi gözlerine baktım. Gülümsüyordu...
"İyisin değil mi? Sana hiç bir şey yapmadı?"
Başını iki yana salladı.
"Ben iyiyim de sen iyi misin? Yüzün çok kötü görünüyor."
Yüzümden bahsettiğinde o kansız piçin adamlarının beni bayıltana kadar dövdüğünü hatırlamıştım. Baygınken gördüğüm şeyler...
Kendimi silkerek gözlerimi sıkıca açıp kapattım.
"Eve gidelim konuşuruz olur mu?"
"Tamam ama o adam buraya gelecek. Adamlarından biri buraya gelmesi için aramıştı."
Kaşlarım aniden çatıldı. Bakışlarımı Nefes'e çevirdim.
"Nereden biliyorsun?" dedim ciddi bir tonda.
Önce Alev'e bakmış daha sonrasında bana dönmüştü.
"Şikayetimi geri çekeceğimi söylemiştim. Bu yüzden beni dışarı çıkarmışlardı. Telefonda konuşurlarken duydum."
"Tamam, Sabri kızları al eve götür ve evin her yerine adam dik."
Ağabeyimin sözü ile bakışlarımı Nefes'in üzerinden çektim. Sabri ağabeyimin sözünü onayladığında yengem öne atıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...