BÖLÜM 36

375 36 8
                                    

Neye uğradığımı şaşırmıştım, boş boş gözlerine bakarken benden bir adım uzaklaşıp başını eğmiş ve sıkıntı ile nefes vermişti.

"Bu saatte çantan cüzdanın olmadan hiç bir şey yapamazsın, yarın gidersin."

"Aslında gerek yok, ben arabadab çantamı alsam yeterli."

Başını kaldırıp bir anda bana bakmıştı. Bakışlarımı üzerindrn kaçırarak ıslanan bedenimi sarmalamıştım.

"Sana yaptıklarımdan sonra bir kez beni dinlesen fena olmaz Nefes."

Evimin anahtarı onun evindeydi ve şu an gurur yaparak cüzdanımdaki iki kuruşla bir otel de bulamazdım. Hem zaten Uraz ile mahallelerimiz çok yakındı. En iyisi bir gece daha kalmaktı, başka çarem yoktu.

Cevap vermeden yerdeki çantamı alarak arabanın kapısını açtım. Binmek için bir adım attığımda koluma soğuk bir ten dokunmuştu.

Usulca yutkunarak ona doğru dönmüştüm. Hala kolumu tuttuğunu fark ederek bırakmış ve oturacağım kapıdan aracın içerisine uzanarak arka koltuktan ceketini çıkarmıştı.

Ben hala ne yaptığını anlamaya çalışırken ceketini omuzlarıma atmıştı.

"Gerek-"

"Üşütmek istemezsin."

Tepki vermemi bile beklemeden aracına dolanarak binmişti. Bekleme yapmadan bende binerek kapıyı kapatmıştım.

Az önce beni öptüğünde neden tepkisiz kaldığımı bilmiyordum. İçimden tokat atıp içimdeki öfkeyi kusmak gelmişti fakat bunu yapamayacak kadar yorgundum. Artık hiç bir şey için çabalayamıyordum.

Bugün benim hayatımın sonu olmuştu. Uğur bana karşı bir şeyler beslediği için mi öpmüştü ya da başka bir şey için mi inan düşünemiyordum bile...

Başımı arkama yaslamış cama damlayan yağmur damlarını izlerken telefonumun sesi ile düşüncelerimden ayrılmıştım.

Çantamdan telefonumu çıkartıp arayab kişiye bakmak istediğimde elimdeki telefon çekilmişti. Bakışlarımı hızla yanımda arabayı süren Uğur'a çevirdiğimde arayan kişiye bakıp telefonu yeniden bana uzatmıştı.

Uzattığı telefonu alıp arayab kişiye baktığımda Alev olduğunu görerek derin bir nefes alıp telefonu açtım.

"Efendim."

'Neredesiniz? Yemek hazırladım sizi beklerken uykum geldi.'

"Yoldayız yarım saate geliriz."

'Ben yedim, siz de gelince atıştırırsınız.'

"Uyuyacak mısın?"

'Bir anda ağırlık çöktü, sanırım yatacağım.'

"Tamam iyi uykular."

Telefonu kapatıp üzerime indirdiğimde yanımdan usulca öksürüp bana dönmüştü.

"Ne diyor?"

"Yemek hazırlamış onu söylüyor."

Dudaklarını birbirine bastırarak başınu salladığında bakış açımı değiştirip yeniden önüme dönmüştüm.

Sanki saatler önce bütün hislerim aynı anda kendini ipe asmıştı. Kalbim atmayı bırakmış, ruhum intihar için hazırda bekliyordu.

Allah'ın verdiği canı alacak kadar cesaretli değildim. Fakat bildiğim bir şey varsa eğer o da ben çoktan ölmüştüm. Sadece bunu yeni fark etmiştim...

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin