Yaklaşık on beş dakikanın sonunda doktor dışarı çıkmıştı. Yığılıp kaldığım koltuktan bir hızla kalkıp doktorun karşısına dikildim.
"Tansiyonundan kaynaklı bir baygınlık diye düşünüyoruz. Fakat yine de bir röntgen çektik. Hastanızın serumu bittiğinde gidebilir geçmiş olsun."
Duyduklarımla derin bir nefes alarak ağabeyime döndüm. Gülümseyerek kollarını açtığında buruk bir sevinçla sarıldım. Sırtıma yavaş yavaş vururken ondan ayrılıp elimi yüzümden geçirdim.
"Şükürler olsun, peki ya onu görebilie miyim?"
"Şu an hala baygın ama isterseniz görebilirsiniz."
Başımı sallayıp ağabeyime baktım. Başıyla bana onay verdiğinde koşar adımlarla odanın kapısını açtım. Yavaşça ardımdan kapatarak bakışlarımı ona çevirdim.
Öylece kolunda serum ile baygın bir halde yatıyordu. Derin bir nefes alarak usulca yanına yaklaşıp hemen yandaki koltuğu kendime çekerek oturdum.
Boştaki elini avuçlarımın arasına alarak defalarca öptüm. Onu böyle görmek içimi paramparça etmişti. Gözlerimin önünde yığılışını görmek dünyamı durdurmuştu.
Annemden sonra ilk defa bu kadar korktuğumu hissetmiştim. İçimdeki korku normal bir korku değildi. Sanki avuçlarımdan kayıp gitmiş gibi hissetmiştim.
Elimde başını okşayarak buruk bir tebessümle onu izlerken içimden kendimi deliler gibi suçluyordum.
Onu izlemeye devam ederken gözlerinin oynadığını fark ederek olduğum yerden kalktım.
"Nefes..." dedim yumuşak bir tonda.
Gözlerini usulca açtığında yüzünü okşayarak gülümsedim.
"Uğur..." dedi çatallaşan sesiyle.
"Buradayım güzelim, buradayım."
Çatlamış dudaklarını ıslatarak bakışlarını bana çevirdi. O mavi gözler yeniden gözlerimle buluştuğu için içimden şükrediyordum.
"Bir rüya gördüm..."
"Ne gördün sevgilim?"
Bakışlarını benden çekip etrafa bakındı. Kolundaki serumu fark edince güldü.
"Tansiyonum mu düşmüş?"
"Evet, doktor iyi olduğunu ve röntgen çektiğini söyledi. Serumdan sonra gideceğiz."
"Annem..." dedi ve yeniden bana döndü.
Kalktığım koltuğa yeniden oturarak elini bırakmadım. Bakışlarını tavana çevirip usulca yutkundu.
"Öykü'ye söylediğinin aynısını bana da söyledi."
"Ne söyledi?"
"Yanıma geldi, elimi tuttu ve başta özür diledi. Ne için diye sorduğumda yakında her beraber olacağız dedi. Daha önce Öykü daha çok küçükken ona da aynısını söylemişti."
Kaşlarım çatılırken boğazıma bir yumrunun oturduğunu hissettim. Bakışlarını bana çevirip elimi daha sıkı tutmuştu.
"Eğer bana bir şey olursa-"
"Sakın!" dedim kesin sesimle.
"Sakın Nefes, beni bırakmayı aklının ucundan bile geçirme buna dayanamam."
.....
Saatlee sonra serumu bittiğinde çıkışını yaparak hastaneden ayrılmıştık. Eve doğru giderken öylesine durgundu ki başı hep camda bakışları ise dışarıdaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...