BÖLÜM 65

292 28 0
                                    

"Hangi rüzgar attı sizi buraya?" dedim imalı bir sesle.

Nefes ile tartıştıktan sonra avluyu biraz dağıtmıştım. Bu nedenle onu bahçeden arka bahçeye götürmüştüm. Sıkıntıyla arkasına yaslanıp önündeki viskisini almıştı.

"Asistanım için gelmiştim, gerçi pek bir faydası olmadı."

Sesi baya sıkıntılı geliyordu. Yaslandığım yerden doğrulup onu dikkatlice süzdüm. Yüz ifadesi baya kötü görünüyordu.

"Asistan? Şu Nefes olan mı?"

Bilerek bilmemezlikten gelmiştim. Başını sallayıp viskisinden yudumladı.

"Hayırdır bir sıkıntı mı var?"

"Sen gittikten sonra bir aylık izin aldı. İşe girdiğinden beri zaten hiç izin kullanmamıştı. Hepsini bir anda kullanıp kafa dinlemek istediğini söylemişti. Bende normal olarak kabul etmiştim."

"Bunda bir sıkıntı göremedim."

"Sonra onu özlediğimi fark ettim ve aradım."

Sinirle sırıtarak başımı başka tarafa çevirmiştim. Onu gebertmemek için sabrımı milimler oynatıyordu.

"Aradığımda kız kardeşinin vefat ettiğini söyledi. Apar topar buraya geldim ama çok soğuk davrandı. Acısı taze diye öyle yapıyor sandım fakat istifa ettiğini ve İstanbul'da kalmaya karar verdiğini söyledi."

İstifa ettiğini duyduğumda içten içe şaşırmıştım. Bana bundan bahsetmemişti ve tartışma sebebimiz de oydu. Viskimden bir yudum alıp yeniden ona baktığımda bir yere dalmış viskisini yudumluyordu.

"İstanbul'da kalması için bir sebebi mi varmış?"

"Ailesinin doğup büyüdüğü şehirde kalmak istediğini söyledi. Bilmiyorum, belki de yüreğindeki o adam için de kalıyor olabilir."

Kaşlarımı çatarak "Yüreğindeki adam?" dedim. Bakışlarını bana çevirip elindeki bardağı sertçe masaya indirdi.

"Neredem bileyim, aramızda bir şey olup olmayacağını sormak istedim ama ona bile izin vermedi. Başkasını sevdiğini söyledi ve gitti."

Kaşlarımı kaldırıp başımı sallayarak arkama yaslandım.

"İlk defa reddedildim ve bu çok zoruma gitti. Yüzü kadar güzel bir yüreğe sahipti. Kalbindeki adam her kimse çok şanslı."

"Öyledir..." diye mırıldanmış havuza bakmıştım.

"Anlamadım?"

"Yani dediğiniz gibi her kimse şanslıdır."

"Başını şişirdim değil mi?"

"Yok, sorun değil." dedim başımı sağa sola sallayarak.

"Yeniden uçak bileti almıştım akşama İzmir'e dönüyorum. Fakat bu işin peşini bırakmaya pek bir niyetim yok."

"Nasıl?" dedim kaşlarımı çatarak.

Yüzündeki o hüzün silinmiş ve yerini sırıtma almıştı. Oturduğu yerden kalkıp elini uzattığında bende ayaklanıp sertçe elini tutmuştum.

"Ben kaçar inşaat için yeniden görüşeceğiz zaten."

"Dikkatli olun."

Sesimdeki imayı fark ederek gülmüş ve elimi bırakarak arkasını dönüp gitmişti. Nefes o kafede aslında istifa ettiğini ve başkasını sevdiğini söylemişti. Fakat bundan bana bahsetmemişti.

O adam da peşini bırakacak gibi görünmüyordu. Eğer tahmin ettiğim gibi şeyler yaparsa işe el atacaktım. Evin içerisine girip hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim.

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin