BÖLÜM 39

347 32 1
                                    

3 Sene Sonra...

Hayatımın sadece bir şehir ile değişeceğini ve gerçekten mutlu olacağımı söyleseler asla inanmazdım. Sorunlarımın üstesinden kendi başıma gelebileceğimi çok geç öğrenmiş olsam da sonunda kendimi mutlu edecek bir şey bulmuştum. İstanbul benim cehennemim olmuştu ve o cehennemden kurtulup kendi cennetimi kurmayı öğrenmiştim.

Hayat bu değil miydi zaten? Kendi cehenneminden kurtulursan cennetine kavuşursun...

"Nefes hanım?"

Bilgisayarın başında hafta sonu için gideceğimiz toplantının ayarlamasınu yaparken alt düzeydeki bir sekreterin bana seslenmesi ile bakışlarımı karşıma çevirdim.

"Efendim."

Elindeki dosyaları masama indirip şirince gülümsemişti.

"Emir bey hafta sonuna kadar size izin verdiğini bildirmemi istedi."

"Anlamadım?"

"Bana söyleneni söyledim, bu dosyalar ise toplantı için çalışmanız gerekenlermiş."

"Teşekkürler." dedim şaşkın bir ses tonuyla.

Emir bey kimseye kolay kolay izin veren bir adam değildi. Özellikle de bana, hem şirket içi hemde kişisel asistanı olarak çalışıyordum ve ben olmadan düzen kuramadığı söylüyordu.

Bana özel yapılan odamdan çıkarak hemen karşımdaki odanın kapısınu tıkladım.

"Gir."

Verdiği izinle birlikte odaya girip üzerimdeki gömleği düzelterek karşımdaki adama baktım. Kumral orta yaşlarda ve bir o kadar da kadınları kendine hayran bırakacak gülümsemesi ile bana bakmıştı.

"Emir bey az önce sekreterlerden biri bana izin verdiğinizi söyledi."

Önündeki dosyayı imzalayarak kapatmış ve arkasına yaslanmıştı.

"Evet bunda bir sorun mu var?"

"Hayır yok ama ben sizin kişisel asistanınızım. Yani belirli bir düzenimiz var ve eğer ben hafta sonuna kadar izne-"

"Nefes önce bir nefes al."

Nefes almadan hızlı hızlı konuştuğumu yeni fark ederek çekingen bir biçimde gülümsemiştim.

"Kusura bakmayın ben kendimi ifade ederken fazla hızlı konuşuyorum."

"Biliyorum."

Başımı sallayarak sözlerini devam ettirmesini beklerken kahve gözleriyle beni boydan süzerek yeniden gülümsemişti.

"Hafta sonuna bir gün var ve sana bir gün izin veriyorum. Sanki bir hafta izin veriyormuşum gibi endişe etmene gerek yok. Zaten yıllık izin günü gelmeden kimseye izin vermem biliyorsun."

"Biliyorum Emir bey."

"Bak Nefes..." diyerek ciddileşmiş ve ellerini masasında birleştirmişti.

"Bu toplantı şirketim ve benim için çok önemli. En ufak bir yanlışı bile kaldıramam. Bu yüzden sana izin verdim. Sekreterin getirdiği dosyalar da o bir gün içerisinde toplantı içeriğini detaylıca öğrenmen için."

"Haklısınız Emir bey, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım."

"Güzel, o zaman çıkabilirsin."

Başımı sallayarak odadan çıkmış ve derin bir nefes almıştım. Emir beyin bu davranışları beni çok fazla şüphelendiriyordu.

Çünkü kendisi hiç bir çalışanına bu zamana kadar samimiyet göstererek konuşmazdı. Asla hata kabul etmez ve kolay kolay da asla gülmezdi. Ben ise birden fazla hata yapmıştım.

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin