Çığlığıma karşı geri çekildiğinde arkama bakmadan koşar adımlarla evden çıktım. Bana onu aldattığımı ima ederken aslında onun beni aldattığınu öğrenmiştim.
Bedenim öyle şoka girmişti ki ağlayamıyordum bile. Elimdeki telefonu açarken bir yandan da hızlı hızlı yürümeye devam ettim.
Telefondan Batu'yu arayıp kulağıma koydum. Bir yandan da ana yola çıkarak taksi bakındım.
'Efendim Nefes?'
"Batu neredesin?"
'Sesin titriyor bir şey mi oldu?'
"Batu beni deniz kenarından al."
'Tamam hemen geliyorum.'
Telefonu kapatıp önümden geçen ilk taksiyi durdurdum. Taksiye biner binmez adresi verdim. Arkam bomboştu, peşimden bile gelmemişti.
Kalbim deli gibi çırpınırken elimi karnıma koyup diğer elimi yumruk yaparak dudaklarıma bastırdım. İkinci kez aldatılmıştım. Hemde karnımda onun çocuklarını taşırken...
Bu affedilemezdi, artık kendini de öldürse onu asla affetmeyecektim. Bitmişti...
Çok geçmeden deniz kenarına geldiğimde benden önce gelen Batu'ya baktım. Arabadan inip koşarak yanıma gelmişti.
"Ne oldu iyi misin?"
"Taksi..." dedim donuk sesimle.
"Taksinin parasını verir misin?"
"Tamam sen arabaya geç."
Başımı sallayıp yavaş adımlarla arabaya doğru ilerledim. Yediğim ikinci ihanetti ve en çok canımı yakan ihanetti....
Hala ağlayamıyordum, sanki göz yaşlarım bile bu duruma isyan etmişti. Arabaya binip kemerimi bağladığımda Batu parayı verip hemen gelmişti.
"Ne oldu artık anlatacak mısın? Hem bu halin ne? Geceliklerinle dışarıya çıkmışsın, Uğur nerede haberi var mı?"
"Bana bir daha Uğur deme Batu."
Kaşları anında çatmıştı.
"Aranızda bir şey mi oldu?"
"Lütfen arabayı sür, buradan bir an önce uzaklaşmak istiyorum."
Sözümü ikiletmeden arabayı çalıştırdığında bakışlarımı dışarıya çevirdim. İçimde bir çığlık vardı, artık isyan ediyordu. Pes etmem için bağırıyordu.
"Artık anlatacak mısın?"
"Anlatılmaya değecek bir şey kalmadı."
Ses tonum öyle soğuk çıkmıştı ki Batu şaşkınlıkla bana dönmüştü.
"Bizim yüzümüzden mi?"
Başımı iki yana salladım.
"Hayır."
"O zaman ne oldu? Nefes hamilesin ve senin o evi terk etmen için çok büyük bir bahanenin olması gerek."
Vardı...
"Aldatmış." dedim ve işte o zaman gözlerim doldu.
Sanki bunu dışımdan söylememi bekliyormuş gibi göz yaşlarım süzülmüştü.
"Ne? Nefes sen ne diyorsun? Emin misin?"
"Emin olmasam burada olur muydum Batu?" diyerek ona döndüm.
"Nasıl öğrendin?"
"Öğrenmeme gerek kalmadı kendi gözlerimle gördüm."
"Ne? Nasıl?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...