BÖLÜM 64

306 30 2
                                    

Uğur arabayı görünmeyen bir yere çektiğinde inmeden önce ikisine de baktım.

"İkiniz de yanımda gelmiyorsunuz, ama madem bu kadar merak ediyorsunuz o zaman uzaktan izleyin."

Sözümün üstüne söz söylenmesin diye arabadan inip önden ilerlemeye başladım. Aramızda mesafe olacak şekilde arkamdan gelirlerken derin bir nefes alarak kafeye girmiş ve etrafa bakınmıştım.

Cam kenarında masada oturan Emir beyi gördüğümde oraya doğru ilerlemeye başladım. Beni hemen fark edip ayağa kalkmıştı.

"Merhaba Emir bey."

"Nefes..." diyerek sarılmak için bir adım atmış ama geri çekilmiştim.

Bozuntuya vermemeye çalışarak oturmamı işaret etmiş ve kendi de karşıma oturmuştu.

"Ne içersin?"

"Bir bardak su alabilirim."

"Tamam." diyerek garsona iki su söylemiş ardından da bana dönmüştü.

"Kardeşin için çok üzüldüm, eğer ayıp olmazsa nasıl oldu sorabilir miyim?"

"Peşinde adamlar varmış. Kaçmaya çalışmış ama kaçamamış."

"Adamlar neden peşindelerdi?"

"Borcu varmış." diyerek geçiştirmiştim.

Elimi tutup yumuşak bir gülümseme ile gözlerime baktığında ileriden birinin öksürük sesi gelmişti. Uğur, Bartu'ya bilerek yaptırıyordu. Ellerimi ondan çekip zoraki bir gülümseme ile garsonun suyu bırakmasını beklemiştim.

"Bir ay izin aldın ama biraz daha zamana ihtiyacın varsa-"

"Aslında bende bu konu hakkında konuşmak istiyorum Emir bey."

"Ne konuda?"

Hemen kaşlatı çatılmıştı.

"Ben işten ayrılmak istiyorum."

"Nasıl? Anlamadım Nefes, neden işten ayrılmak istiyorsun?"

"İstanbul'da kalmaya karar verdim."

"Neden?"

"Bakın Emir bey..." diyerek ellerimi masaya koymuş ve doğrulmuştum.

"O şirkete çok fazla emeğim geçti aynı şekilde sizde çok fazla hatamın üzerini kapattınız ama ben ailemin doğup büyüdüğü şehirde kalmam gerektiğini anladım."

"İyi de Nefes birden gitmen benim için sıkıntılı olur."

"Sorun değil iznim boyunca nasıl idare ettiyseniz öyle devam edin. Yani yeni bir asistan bulana kadar."

"Nefes bize bir şans tanımayacak mısın?"

"Onu da düşündüm ve bir karar verdim. Benim yüreğim bir başkasına ait Emir bey, bir başkasını severken size bir şans veremem."

"Tamam o zaman..." diyerek ayağa kalkmıştı.

Bende onunla birlikte ayağa kalkıp uzattığı elini tuttum. Arkadan bardak kırılma sesini duyduğumda elimi çekip gülümsedim.

"Ben çıkış işlemlerinle ilgilenirim. Bu arada başın sağolsun."

"Sağolun Emir bey, kendinize iyi bakın."

"Sende Nefes, sende..."

Yüzüme bile bakmadan yanımdan geçip gittiğinde yüzümdeki perçemleri kulağımın arkasına sıkıştırıp garsondan hesabı istedim.

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin