İri elinin içerisindeki elime bakmış ve burukça gülümsemiştim. Benim için oraya gelmiş ve bu hale düşmüştü. Yüzünde morluklar ve kollarında sargılar vardı.
"Nasılsın?" dedim sözlerinden bağımsız.
"Ben iyiyim asıl sen nasılsın?"
Elimi avcunun içerisinden çekip yanındaki koltuğa oturdum. Bakışları üzerimdeydi ve bir tepki vermemi bekliyordu. Bende bir tepki vermeyi istiyordum ama yapamıyordum.
Başımı iki yana sallayarak önüme eğdim. Ağlamak istemiyordum ama kendimi tutamıyordum.
"Hiç bir şey hissetmiyorum." dedim ağlamaklı sesimle.
Cevap vermemişti, verse bile ne diyebilirdi? Yüreğimdeki yangını asla söndüremezdi.
"Belki de..." demiş ve boğazını temizlemişti.
"İzmir'e geldiğimde adamlarıma onu kontrol ettirmeliydim."
Eğdiğim başımı kaldırıp dolu gözlerle ona baktım. Yattığı yerden önüne bakıyordu.
"Bunların olacağını kimse bilmiyordu. Bu yüzden kendini suçlama."
Sesim titrese de tınısında bir soğukluk vardı.
"Hayır." demişti bana dönerek.
"Sen gittikten sonra onu takip ediyordum. Belki bir sebep bulur ve seni yeniden buraya getirebilirim diye."
Kaşlarım çatarken yeniden önüne dönmüştü. Bu zamana kadar onu takip etmişti ve olanları fark etmemiş miydi?
"Nasıl?" dedim öfke sezen sesimle.
"Sen onu takip mi ediyordun?"
"Evet, çalıştığı yere kadar ne yaptığına bakıyordum, ama belli ki omu izlemediğim zamanlar bu işe girmiş."
Dudaklarımdan arasından gülme sesi çıktığında bana bakmıştı. Başımı başka tarafa çevirip ayağa kalkarak yüzümdeki saçları geriye atmıştım.
"Uğur Karaca birini takip ediyor ve takip ettiği kişinin uyuşturucu kullandığını görmüyor. Bu... Bu çok komik."
"Nefes-"
"Sus lütfen! Ben anlayamıyorum, bu olanların sebebini anlayamıyorum. Konu nasıl buralara kadar geldi bilmiyorum. Ben nasıl bu duruma düştüm bilmiyorum."
"Tamam, bana istediğini söyle, ama asla arkanı dönüp gitme."
"Kaldığımde ne oluyor Uğur?" dedim alayla.
"Ben burada senin yanında kaldığımda ne oluyor? Ya vuruluyorum, ya kaçırılıyorum ya da birilerini kaybediyorum!"
Ben tam olarak ne zaman kaybetmiştim kendimi? Ya da ne zamandan beri bu durumun içerisindeydim? Bedenimin içerisindeki ruhumun yavaş yavaş solduğunu hissediyordum.
"Ben artık kendi kontrolümü kaybediyorum! Kim suçlu kim suçsuz ayırt edemiyorum! Öykü'nün katili şu an sorguda ve kim bilir ne ceza verilecek! Ya da..."
Uğur'a bakıp göz yaşlarımın arasında güldüm.
"Ceza verilecek mi?"
Uzandığı yerden doğrulmaya çalışırken başımı yeniden iki yana salladım.
"Aslında, boşverin. Çünkü bir önemi kalmadı."
"Nefes..." demişti usulca.
Başımı yavaşça ona çevirip kaşlarımı çaresizce indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...