BÖLÜM 94

292 23 1
                                    

Karşımda sessizce başını eğmişti. Gözlerinden acısını görebiliyordum, rüyam gerçeğe dönüyordu. Ailem gerçekten beni çağırıyordu.

"Uğur..." dedim zorla yutkunarak.

Konuşamıyordum, şakaklarımdan gözyaşlarım akarken boğazımdaki düğüm acıyan canımı daha da yakıyordu.

Dudaklarını ıslatan göz yaşları ellerimi öperken kıpkırmızı olmuş gözlerini bana çevirdi.

"Tedavisi var, seni kurtaracağım."

"Hayır." dedim karnımı okşayarak.

"Bebeklerime bir şey olursa yaşamamın da bir anlamı kalmaz."

Başını iki yana sallayarak alnıma bir öpücük bıraktı.

"Bebeklerimiz de sende kurtulacaksın sevgilim. Söz veriyorum üçünüzü de kurtaracağım."

Gözlerimi kapatıp burnumu çektim. Daha önce de beni bırakmayacağını ve gözümden dökülen her bir göz yaşı için dünyayı tersine çevireceğini söylemişti. Ama ilk o bırakmış ilk o gözyaşlarımı dökmüştü.

"Tutamayacağın sözler verme." dedim titreyen sesimle.

Alnımdaki dudaklarını yüzüme çevirip gözlerime baktı.

"Biliyorum, biliyorum sana çok büyük bir hata yaptım ama kendimi sana affettirmek için canımı bile veririm."

Dudaklarımı birbirine bastırarak çaresizce kaşlarımı indirdim.

"Ben bir aptallık yaptım, çocukluk yaptım. Beş yaşındaki bir çocuk gibi hareket ettim. Seni dinlemedim ve başkasına derdimi anlattım. Büyüklük sende kalsın Nefes'im, sen beni affet. Çünkü ben sensiz nefes alamam, yaşayamam."

Alnını alnıma dayayıp titreyen soluğunu yüzüme vururken acıyla dudaklarımı araladım.

"Seni Allah affetsin Uğur çünkü en büyük odur."

Kapattığı gözlerini açtığını hissetmiştim. Bense gözlerim kapalı ağlamaya devam ediyordum.

"Uğur bey, Nefes hanım."

Benden uzaklaştığında gözlerimi açıp gelen hemşireye baktım.

"Çıkışınız yapıldı, taburcu olabilirsiniz."

Uğur gözyaşlarını elinin tersiyle silip başını sallayarak bana döndü. Yüzüme bakmadan konuştu.

"Ben bir daha doktorla görüşüp geleceğim. Alev gelir şimdi, sende onunla hazırlanırsın."

Sessiz kalmayı tercih etmiştim. Çıkıp gittiğinde gözlerimi sıkıca kapatıp ellerimle yüzümü kapattım. Dayanamıyordum, hayat her seferinde beni bir kez daha vuruyordu.

Pes etmek istiyordum ama yapamıyordum. Başlarda kardeşim içim diye yola çıktığım bu savaşta onu kaybetmiştim. Sonra Uğur için yeniden ayağa kalktığımda ayağıma çelme takıp beni yeniden düşürmüştü. Şimdi ise bebeklerim için savaşmak zorundaydım.

"Nefes..."

Alev usulca koluma dokunduğunda ellerimi hızlıca yüzümden çekip gözyaşlarımı sildim.

"Güçlü davranmak zorunda değilsin Nefes, en azından benim yanımda. Çünkü her ne olursa olsun ben senin dostunum."

"Bende."

Kapıdan Batu'nun sesini duyduğumda çenem titremişti. Hastalığımı biliyordu ve karşımda güçlü kalmaya çalışıyordu.

Uzandığım yataktan Alev'in yardımıyla doğrulup ikisine de bir bakış attım.

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin