BÖLÜM 96

670 29 6
                                    

Odanın kapısını kapatır kapatmaz içimdeki hıçkırıkları dışarıya bıraktım. Bir elimşe duvardan tutunarak ilerlerken bir yandan da göğüs kafesimi sıkarak adımlamaya devam ettim.

Ben bizi ne hale getirmiştim, ben sevdiğim kadını nasıl bir hale sokmuştum. Gözlerimin önünde acıyla kıvranırken onu sadece uzaktan izleyebilmiştim.

Neden sürekli yüreğimin tam ortasına ev yapan insanları kaybediyordum...

"Uğur ağabey iyi misin?"

Tutunduğum duvardan uzaklaşıp Alev'e cevap vermeden derin bir nefes aldım.

"Değilim Alev değilim..."

Yaklaşmak istediğinde yanından geçip koşar adımlarla merdivenleri inmeye başladım. Her şeyi ben mahfetmiştim...

"Uğur ağabey!"

"Ne oluyor?"

Batu avludan bana doğru gelirken dış kapıyı bir hırsla açtım. Karşımda yengem ve ağabeyim vardı.

"Hayırdır nereye?"

Ağabeyime cevap vermeden aralarından geçip arabama doğru hızlı adımlarla ilerlemeye devam ettim.

"Kartal koş kendinde değil! Peşinden git kendine bir şey yapar!"

Yüzüne baktıkça ona ne kadar acı çektirdiğimi görüyordum. Ne zaman o deniz gözlerime baksam içinde boğuluyordum.

Arabayı evin bahçesinden çıkartıp debiz kenarına doğru son gaz sürmeye devam ettim.

Ne zaman mutlu olsam her seferinde bir şey yapıp batırıyordum. Annemin acısı bana öyle hatalar yaptırıyordu ki bunun en büyüğü sevdiğim kadındı.

Ağabeyimin arabası arkamdan beni sollamaya çalışıyordu. Bulanık gören gözlerimle önüme geçmesine engel olarak arabayı sahile sollayarak frene yüklendim.

Frenin sesi koca sahili inletmişti. Dişlerimi sıkmaktan yorulmuştum, gözlerimi her kapattığımda onun o ağlamaktan kızarmış ve hayal kırıklığıyla bana bakışı beni karşılıyordu.

Direksiyona bir kaç kez sertçe vurup arabadan bir hırsla indim.

"Uğur! Ne oluyor!"

Sahilin kumlarına bulaşan suların sesleri kulaklarımı doldururken karanlık kumların ışıltısını kapatmıştı.

Denizin önünde durup ellerimi saçlarıma geçirdim.

"Uğur!"

"Deliriyorum lan!"

Çaresiz bağırışlarımı ağlayış esir almıştı.

"Gözlerinin içine her baktığımda içim paramparça oluyor!"

Denize haykırıyordum, İstanbul'a haykırıyordum. İstanbul onu bu hale getirmişti, üstüne bende yaralarını daha da genişletmiştim.

"Acıyor lan acıyor!"

İçimdeki öfkeyi boşaltamıyordum, nefesim gidiyordu.

"Allah belamı verseydi de o hatayı yapmasaydım!"

Olanlar aklıma geldikçe kafayı yiyecek gibi oluyordum. Yüreğimdeki acı akli dengemi yitirtiyordu. Belimdeki silahı çıkartıp şakağıma doğrulttum.

"Uğur! Yapma lan!"

"Ona karşı yaptıklarımı düşündükçe kafama sıkmak istiyorum!"

"Böyle iyi mi olacak sanıyorsun! Kafana sıkınca acın dinecek mi sanıyorsun! Arkanda bıraktıkların ne olacak! Nefes'i yalnız mı bırakacaksın!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 08, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin