Güneşin ışığı odayı aydınlatırken uyuma çabalarını bırakarak gözlerimi açıp belimdeki ellere bakmıştım. Hala dün geceki gibi sıkıca sarılıydı.
Yavaşça ellerini belimden çözüp uzandığım yerden kalkmıştım. Arkamda hareketlendiğini görünce oraya doğru bakmıştım. Arkasını dönmüş uyumaya devam ediyordu.
Elimi kurumuş saçlarımdan geçirip ona son kez bakmış ve odadan çıkmıştım. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama baya geç olduğunu hissediyordum. Adımlarımı odama yöneltip içeri girmiştim.
Kendimi düne göre daha güçlü hissediyordum. Telefonumun yatağın üzerinde titrediğini fark edince oraya doğru adımlayarak arayan kişiye bakmıştım.
Emir Bey arıyor...
Telefonun üst çubuğunda bir çok cevapsız arama ve mesaj gördüğümde telefonu hemen açmıştım.
"Efendim Emir bey?"
"Sonunda! Nefes dün geceden beri arıyorum neden açmıyorsun?'
" Ben uyuyakalmışım kusura bakmayın."
'Nasıl korktum bilmiyorsun Nefes, neyse neredesin?'
"Bir arkadaşımın evindeyim siz geldiniz mi?"
'Evet bir otele yerleştim. Evi söyle ben geleyim.'
"Yok gerek yok, ben size bir konum atacağım orada buluşalım."
'Tamam bekliyorum.'
Telefonu kapatıp sıkıntıyla nefes vererek etrafa bakındım. Gözüm aralık olan kapıya çarptığında orada birinin olduğunu görmüştüm. Ağlamaktan gözlerim şiştiği için çok fazla net göremiyordum.
Kaşlarımı çatarak baktığımda Uğur'u görmüştüm. Elini yumruk yapmış beni izliyordu. Onu gördüğümü fark edice arkasımı dönüp gitmeye başlamıştı. Elimde telefonla peşinden koşar adımlarla çıkmıştım.
Merdivenlere döndüğünü görünce arkasından seslenmiştim ama duymamazlıktan gelmişti. Merdivenlere dönüp arkasındam koşturmaya devam etmiştim.
Dış kapıya doğru ilerliyordu.
"Uğur dur artık!"
Kısık sesimi zorlayarak bağırmış ve sonunda onu durdurmuştum. Bağırdığım için boğazlarım acımıştı. Son basamağı da inerek yanıma gitmiş ve kolundan tutarak durdurmuştum.
"Dinlemeden nereye gidiyorsun? Arkandan o kadar bağırıyorum neden umursamıyorsun?"
"Neden mi?" dedi alayla.
Ellerimi dağılmış saçlarındam geçirerek sinirle güldüğünü görmüştüm.
"Çünkü az önce yanımdan kalkıp o adamla telefonda konuştun ve ona buluşmak için konum atacağını söyledin Nefes."
Sesini yükseltmeden sakince konuşmaya çalışıyordu. Kendini kontrol etmeye çalıştığının farkındaydım.
"Kız kardeşimin vefat ettiğini öğrendi ve baş sağlığı için buraya geldi. Ne söyleseydim kusura bakmayın müsait değilim dememi mi?"
"Nefes o adam senden hoşlanıyor bunu kendi ağzınla söyledin. Bunu bile bile o adamla buluşacaksın ve inan bana acın taze diye sıkıntı çıkarmıyorum."
"Acım olmasa sıkıntı çıkaracağını mı söylüyorsun bana?"
Kaşlarımı çatmış onu dinlemeye devam ederken yumruklarını sıkıp gevşettiğini fark edebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
Literatura FemininaHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...