BÖLÜM 31

375 36 0
                                    

Son sözünden sonra hırsla koluna çarparak eve girdim. Bana yapıştığından beri başımdan bela eksik olmuyordu. Bir de utanmadan o pisliğini kardeşime de bulaştıracaktı.

Merdivenlerde bana bakan Alev'i umursamadan koltuktaki telefonumu alıp taksi numarası çevirdim.

"Nefes-"

"Alev sakın!"

Bana burada kalmam için tek bir neden bile söylemesini istemiyordum. Sinirden titreyen elimdeki telefonla taksi numarası ararken telefon elimden çekilmişti.

Öfkeli bakışlarımı hızka telefonu elimden alan o adama çevirdim.

"Senin için yaptığım onca şeyin karşılığı bu mu!"

"Sen benim için hiç bir şey yapmadın! Aksine belanı daha fazla hayatıma yayıyorsun!"

"Benim amacım sadece yarın geçireceğin kötü zamanda kardeşinin de yanında olmasını rica etmekti! Bu yüzden yanına gittim ve onunla konuştum!"

Bir hırsla omuzlarından itip üzerine doğru yürüdüm.

"Sana bunu yap diyen oldu mu! Öykü'nün yanımsa olmasını istediğimi duydun mu! Hayatıma karışma Uğur duydun mu! O pis burnunu benim hayatıma da sokarak karartma!"

"Senin hayatın zaten boktan! Sende boktansın! Ben sadece sana iyilik yapmak istedim anlıyor musun lan!"

"Uğur ağabey tamam."

Alev aramıza girdiğinde sinirden dolan gözlerimle gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Acıyan gözlerle beni süzüyordu. Cam masanın üzerindeki küçük heykeli alıp tüm öfkemle yere fırlattığımda Alev bana dönerek geri çekilmişti.

"Asıl boktan olan bir şey varsa o da sensin! Hayatın dibe çekilmiş bir karanlık ve sen o karanlığın içinde ölmeye devam ederken benim hayatımı düzene sokmaya çalışma! Önce kendi hayatını düzelt sonra başkalarına yardım edersin!"

Sözlerimden sonra koltuğa fırlattığı telefonumu da alarak koşar adımlarla dış kapıya yöneldim. Benim hayatım ondan daha temiz ve düzenliydi. Kendisi bir adamla baş edemiyordu bir de gelmiş benim hayatıma burnunu sokuyordu.

Hızlı adımlarla bahçenin kapısına ilerlerken biri kolumdan sertçe tutup kendine çevirmişti.

"O çok aşık olduğun adamın evleneceği kadının Öykü ile arkadaş olduğunu biliyor muydun!"

"Ne?" dedim şaşkınlıkla.

"Bilemezsin tabi ki de, hatta senin o ucuz sevgilinin annesi ile bilerek tanıştırdığından da bir habersindir!"

"Sen ne diyorsun be!" diyerk kolumu elinden kurtardım ve ardından hiç düşünmeden sert bir tokat attım.

Başı yana çevrilirken dolan gözlerim taşmıştı.

"Canımı yakmak için bu kadar iğrençleşmene gerek yok!"

Yediği tokat ile başı sağa doğru çevrilirken acıyan gözlerle ona baktım. Başını yavaşça bana çevirip öfkeyle gözlerime bakarken sertçe yutkunmuştu.

"Şimdi bie öfke ile çekip gideceğine yaptığınız planı yarın uygulayın. O zaman ben mi iğrençleşmişim yoksa başının üstünde taşıdığın kız kardeşin mi gör."

Omzuma çarparak yanımdan geçip gittiğinde bakışlarımı evin kapısında bizi korkuyla izleyen Alev'e çevirdim. Dudaklarına götürdüğü eli yavaş yabaş inerken gidip gitmemek arasınsa kalmıştım.

Az önce dört duvarının lafını yapıp beni evden kovan adam şimdi kalıp yarın öğrenmemi söylemişti. Gururumu ezip bir daha dönmemeye kararlı şekilse çıktığım bu eve yeniden girmek istemiyordum.

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin