2 Gün Sonra...
Kamptan sonra Emir beyden uzak kalmak için iznimi kullanmıştım. Bütün herkes Emir beyin bana farklı davrandığını ısrarla söylüyordu fakat inanmıyordum. O gün bana benden hoşlandığını söylediğinde hayatımın şokunu yaşamıştım.
Uğur geldikten sonra herşey yine değişmiş ve kötüye gitmişti. Bilmiyorum belki de geçmişimde atladığım bir vardı ve bu yüzden ne zaman kendime yeni bir hayat kurmak istesem peşime takılıyordu.
Balkonuma oturmuş kahvemi yudumlarken telefon sesi ile irkilmiştim. Masadaki telefonuma oturduğum yerden bir bakış atıp kimin aradadığına baktım.
0546****
Yabancı numarayı gördüğümde kaşlarım çatılmıştı. Telefonuma uzanıp bekletmeden açmıştım.
"Alo?"
'Selam Nefes!'
"Selam da sizi tanıyor muyum?"
'Tabi doğru ya numaranı değiştirdiğinde telefonumu kaydetmemişsindir. Ben Alev.'
Oturduğum yerden hızla doğrularak çattığım kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım.
"Alev?"
'Tam olarak benim, görüşmeyeli nasılsın?'
"İyiyim de numaramı nasıl buldun?"
'Uğur ağabeyle ortak şirket kurmuşsunuz. Normal olarak o da numaranı almış. Bir kaçamak yapıp almak istedim.'
"Hm, evet şirketlerimiz ortak oldu."
'Tesadüfü görüyor musun? Ben duyduğumda çok şaşırmıştım.'
"Bende..." dedim mırıldanarak.
'Sözde evini kurar kurmaz seni ziyarete gelecektim ve ilk misafirin ben olacaktım.'
"Açıkcası ben sen meşgulsündür diye aramadım. Sonra da zaten iş başvurum onaylanmıştı vaktim olmadı."
'Olsun daha sonra da gelirim.'
"Aslında ben izne ayrıldım. İstersen gelebilirsin."
'Ne kadarlık bir izin bu?'
"Üç senedir izne çıkmıyordum. Hepsini bir araya topladım. Şimdilik bir aylık izin aldım."
'Çok güzel o zaman ben müsait olduğum bir zaman gelirim.'
"Tamam olur."
'O zaman sonra görüşürüz. Bir de numaeamı kaydet.'
"Tamam, tamam görüşürüz."
Telefonu kapattığımda sanki nefesimi tutuyormuş gibi nefes nefese kalmıştım. Düşüncelerimdeki gibi geçmişim kesinlikle peşimi bırakmıyordu.
Hava kararmak üzereyken tatlı bir esinti tenimde dolanıyordu. Uğur kamptan ayrılır ayrılmaz şehirden gitmişti. Bu yüzden onunla yeniden konuşma fırsatım da olmamıştı.
Gerçi olsa bile ne söyleyebilirdim ki...
Kapım çaldığında oturduğum yerden ayaklanıp ayaklarımı süre süre kapıya ilerlemiştim. Bartu olacağını düşünerek direk açmıştım.
"Çok açım." diyerek yanımdan geçen Bartu'ya göz devirerek kapıyı kapattım.
"Kendi evinde yemek yok mu?"
"Üşeniyorum."
Bir yandan bana cevap verirken bir yandan da mutfağa girip yemeklere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...