Bebeklerinin bulunduğu odanın cam önüne geldiğimizde Kartal beye döndüm. Ellerini beline koymuş çatık kaşlarla bebeğini izliyordu.
"Oradaki bebeği görüyor musun?"
Ses çıkarmadan başımı sallayarak yeniden bebeğe döndüm. Burnuna küçük hortum takmışlardı. Ayriyetten de göbeğinde bir hortum daha vardı.
"Oradaki benim bebeğim ve haline bir bak."
Hortumun diğer ucunda sür torbası gördüğümde içim gitmişti. Avuç kadar bebeğin bu durumda olması içler acısıydı.
"Bebeğim yaşam savaşı veriyor ve karım odada onun acısı ile kıvranıyor. Daha bir kez bile eline alıp onu emziremedi çünkü bebeğimiz o hortum olmadan nefes alamıyor. Annesinin de sütü yok. Acıyı hayal edebiliyor musun?"
"Belki bir anne olmadım ama annelik yaptım Kartal bey. Kız kardeşim yemek yemediği zaman canımdan can gidiyordu."
"O zaman Doğa'nın acısını tahmin edebilir misin?"
Başımı iki yana sallayarak yutkundum. Annenin evladı için çektiği acıyı asla yaşamadan bilemezdim.
"Annem ve kardeşimle ilk karşılaştığımda aklımda sadece onları öldürmek vardı. Hatta silahı çıkartıp onlara uzattım da, fakat Doğa buna engel oldu. Sonralarda gerçekleri öğrendiğimde ellerim kırılsaydı da anneme o silahı doğrultmasaydım dedim."
"Ön yargı ile yaklaştınız ve pişman oldunuz. Şimdi de aynısını yaptınız."
"Hayır..." diyerek bana baktığında hemen başımı eğdim.
"Annemi kaybettikten sonra tek kanımdan olan kişi o kaldı. Bu yaşıma kadar ben aile görmedim Nefes. Sevgi, şevkat asla görmedim. Bunun için kendimi acımasız yetiştirdim."
Yeniden bebeğine döndüğünde sakin bir nefes alıp onu dinlemeye devam ettim.
"Şimdi çok zor durumdayım ve çaresizim. Bebeğimi iyileştirecek bir şeyler bulsam hiç düşünmeden milyonlarımı veririm. Fakat elimden hiç bir şey gelmiyor. Bu da beni öfkelendiriyor, ben her gece gözlerimi kapatırken bu çaresizlikle kendimi yiyorum ve sadece ailemden destek bekliyorum. Uğur'un yanımda olup her şey geçecek demesini bekliyorum."
Elini cama koyup bebeğine bakmayı sürdürdü.
"Ama o senin peşinden koşuyor. Sende aileni kaybettin ve acısını en iyi ben bilirim. Fakat o acıyı yalnızca tek başına atlatabilirsin. Kendi yüreğinle konuşarak üstesinden gelebilirsin. Bir başkasının desteği ile değil."
"Biliyorum, bunu ona da anlatmaya çalışıyorum ama beni dinlemiyor."
Sesim titrediği için dudaklarımı birbirine bastırıp başımı yeniden eğdim.
"Seni tanıyorum Nefes, altı sene boyunca asistanımdın ve ne kadar güçlü olduğunu gördüm. Neden buraya gelip benimle konuşmak istediğini de biliyorum."
"Çünkü..." diyerek bana dönmüş ve omzuma dokunmuştu.
"Kardeşimle aram bozulsun istemiyorsun. Bunu kendi hatan olarak görüyorsun ama yanılıyorsun. Ön yargıdan bahsettik değil mi? Buraya gelirken bana kardeşine haksızlık ettin demeyi düşünüyordun ama neden bunu yaptın diye sormayı düşünmüyordun. İşte asıl ön yargı budur."
Haklıydı, ona haksızlık ettiğini ve benim yüzümden aralarının bozulmasını istemediğimi söylemeyi düşünüyordum.
"Karşı tarafı dinlemeden asıl olayı öğrenemezsin. Ben annemi dinlemeden ona silah doğrulttum ve sonra ön yargı ile yaklaştığım için binlerce kez pişmanlık duydum. Hala da duyuyorum..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...