41.Bölüm

56K 3.2K 571
                                    

Merhabalar arkadaşlarım Müptela 200 Bin oldu! Gerçekten çok teşekkür ederim, o kadar mutluyum ki anlatamam. İyiki varsınız hepinize teşekkür ediyorum ❤️

Bir süredir aklımda Instagramdan canlı yayın açmak var sohbet muhabbet etmek için. Hazır 200 Bin olmuşken bir yayın açsam mı? Açarsam gelir misiniz? Yorumlara yazın lütfen bende ona göre karar verir size haber veririm❤️

İyi Okumalar Dilerim♡

İyi Okumalar Dilerim♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Anne ben çıkıyorum."

"Ben Melahat teyzenlere gideceğim haberin olsun. Dikkat et."

"Tamam." Deyip evden çıktım ve yürümeye başladım.

Ercüment ile konuşalı tam 5 hafta olmuştu. Şu cümlenin ağırlığını anlatamazdım.

Dönmesine 1 hafta kalmıştı. Yani eğer söylediği gibi 2 ayın sonunda gelirlerse, 1 hafta sonra geleceklerdi. Ama bir değişiklik var mıydı, daha uzun sürecek miydi bilmiyorum çünkü konuşmamıştık. Hiç bir şeyden haberim yoktu ve bu çok kötü hissettiriyordu.

Aynı zaman da bu geçen süre boyunca atama için bir sürü belge işi ile uğraşmıştım. Aslında bir yandan iyi olmuştu çünkü kendi işim ile ilgili bir şeyler ile uğraşınca biraz da olsa kafam dağalmıştı.

Ama her şeyin üst üste gelmesi de çok kötüydü. Çünkü bu gün, yarın nereye atandığımı öğreneceğim tebligatlar yayınlanacaktı ve eğer başka bir şehre atandıysam 15 gün için de şehir değiştirmem falan gerecekti.

Başka bir şehre gidersem Ercüment ile 2 ay içinde üç ayrılık yaşamış olacaktık. Gerçekten o kadar karışmıştı ki işler ne yapacağımı şaşırmıştım. İkimizin de işi ertelenecek bir şey değildi. İşti adı üzerine. Bir şekilde üzülsekte, ayrı kalmak istemesekte yapmamız gerekiyordu. Ama işte insan üzülmeden de edemiyordu. Eğer Ercüment'in bu göreve gidişi böyle olmasaydı yani en azından konuşabilseydik bu süreç benim için bu kadar zor olmazdı.

Yanlış bir şey söylemek istemiyordum. Ne olursa olsun çok daha kötüleri vardı o yüzden şükrediyordum halimize.

Ercüment hayırlısıyla bir gelsin görevden o zaman her şey çok daha iyi olacaktı.

Şimdi de bir şeyler almak için alışverişe gidiyordum. Aslında Çağanla birlikte gidecektik ama onun son dakika işi çıktığı için ben tek başıma gidiyordum.

Öğlene kadar alış veriş yaptıktan sonra babamın yanına gelmiştim.

"Baba."

"Kızım, hoşgeldin."

"Hoşbulduk, napıyorsun?"

"Ne yapayım kızım öyle vakit geçiriyorum işte. Sen napıyorsun?"

"İyi bende." Diyerek sandalyeye oturdum. "Bir şeyler aldım, eve gitmeden de yanına uğrayayım dedim."

"İyi yapmışsın. Çay söyleyeyim de içelim baba kız."

Müptela | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin