Gökyüzünde özgürce uçan bir kuş ve o gökyüzüne ateş eden bir savaşçının hikayesi.
Leyla özgür bir kuş, Ercüment vatanı için dağlara, taşlara gerekirse gökyüzüne ateş edecek bir savaşçcı.
Özgür kuşlar bir kafese hapsolur mu? Savaşçılar silahlarını...
Merhabalar! Dün bölüm atamadım çünkü aşı olmuştum ve yazmaya halim yoktu. Bölüm gelmeyeceği zaman bir gece önceden profilimde duyuru olarak paylaşıyorum ama çoğu kişinin haberi olmuyor. Paylaştığım duyurulardan haberdar olmak için profilimi takip edebilirsiniz 💓 O zaman Wattpad sorun çıkarmadığı sürece duyurlarım size bildirim olarak geliyor ✨
İyi Okumalar Dilerim♡
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabah Ercüment'i uyandırmamaya özen göstererek yataktan kalkıp mutfağa geldim. Ses çıkmasın, Ercüment uyanmasın diye kahvaltıyı oldukça yavaş hazırlamıştım. Her şey hazır olunca mutfaktan çıkıp tekrardan yatak odasına geldim.
"Aşkım." Dedim yatağın yanına gelip.
"Hı." Dedi uykulu uykulu.
"Hadi kahvaltı hazır."
Bu sefer hiç tepki vermedi.
"Aşkım hadi." Dedim uzatarak.
Yine tepki vermedi.
"Bak biraz daha kalkmazsan ben gitmek zorunda kalacağım ve tek başına yapacaksın."
"Ne?" Dedi uykusunun arasında gözlerini bile açmadan.
"Gideceğim diyorum."
"Nereye gideceksin?" Dedi ve diğer tarafa doğru döndü. "Daha askerliğin bitmedi senin." Deyince kahkaha atmaya başladım.
"Uyanda teskeremi ver hadi." Dedim kahkahalarımın arasında.
Gözlerini açıp başını yastıktan kaldırdı.
"Ne teskeresi?"
"Ee askerliğim bitmemiş ya?"
"Ne askerliği?" Dedi bu sefer de. Tekrardan kahkaha attım. "Ne oluyor ya?"
"Bir şey yok hayatım." Dedim ve ona doğru yaklaşıp yanağından öptüm. "Hadi kahvaltı hazır."
Odadan çıkarken arkamdan "Ne askerliği Leyla?" Diye bağırdı. Gülerek mutfağa girip çayları döktüm. Bir kaç dakika sonra Ercüment geldi. Yüzünü yıkamış, uykusu dağılmıştı.
"Ben az önce sana askerliğin bitmedi mi dedim?" Diye sordu masaya otururken.
"Evet." Dedim gülerek.
"Rüya görüyordum."
"Anladım canım onu."
"Niye beni uyandırmadın? Yardım ederdim."
"Yeterince yorgundun zaten." Dedim. "Hem bir şey yapmadım kahvaltı hazırladım sadece."
"Neler yaptın ben yokken?"
"İşe gittim geldim sadece."
Ercüment konuşacağı sırada telefonu çalmaya başladı. Masadan kalkıp koltuğun üzerinde duran telefonunu aldı ve sesini kıstı.