Genç Ölüm Yiyen

512 40 23
                                    

Black Malikanesinde bir koşuşturmaca vardı. Karanlık lord geliyordu evlerine! Walburga Black, biricik oğluna seslendi.
- Regulus! Birazdan kuzenlerin Bella ve Narcissa gelir. Sakın ha karşılamayı unutma. Bu arada Bella'nın kocası Rodolphus ve Narcissa'nın nişanlısı Lucius da gelecek. Haberin olsun! dedi Namı değer Bayan Black -Walburga- Regulus ise onaylayan bir ses çıkardı ve odasına geri döndü.

Evdeki koşuşturmanın sebebi kendisinin bir ölüm yiyen olacağıydı. Normalde 7. Sınıfta başlatıyordu ama Regulus'a 6. Sınıfta ölüm yiyen yapma kararı almıştı karanlık lord. Regulus'un bazen keşke Sirius ile gitseydim diye düşündüğü oluyordu ama çok geçti. Her ne kadar ağabeyiyle sürekli mektuplaşsa da onu özlemişti. Ayrıca Regulus'un bildiği bir şey varsa o da ölüm yiyen olmak istemediğiydi. Ancak seçim şansı yoktu. Yine birileri onun adına karar vermişti. 5. Sınıfın başında ölüm yiyen olmak için can atsa da şimdi o halinden eser yoktu. Regulus bir an önce bu baskıdan kurtulmak istiyordu. Ölene kadar da bu baskıdan kurtulamayacağını düşünüyordu. Onu sakinleştirecek, hayatına renk katacak biri de yoktu. Regulus Sirius gittiğinden beri yalnızdı. Yapayalnız...

Regulus koşarak kapıyı açtığında karşısında kuzenlerini bulduğunda şaşırmadı. Bella yapmacık bir samimiyetle Regulus'a sarıldı.
- Ah canım kuzenim, duyunca çok sevindim. Ona hizmet etmek çok büyük bir onurdur, dedi Bellatrix. Regulus onaylar gibi yaptı. Kuzenlerinin arkasındaki silüeti gördüğünde ise bir tiksinti kapladı içini. O gelmişti: Karanlık Lord.
- Merhaba, Black. Bu şerefe birazdan ulaşacaksın. Seni doğru yolu bulduğun için tebrik ederim, dedi Karanlık Lord buz gibi sesiyle. Regulus gülümsemekle yetindi.

Boş bir odaya geçtiler ve işlem başladı. Regulus'un kolu çok acıyordu. Ama hiçbir şekilde bağırmamıştı. Gözünden bir iki damla yaş düşmüştü o kadar. Sonunda bittiğinde Karanlık Lord gülerek;
- Aramıza hoş geldin Regulus dedi. Yemekte herkes Regulus'u kutladı. Regulus ise kendinden iğreniyordu. Hissettiklerini kimseye açamamak onu daha da çok geriyordu. Karanlık Lord, ilk görevinin Hogwarts'ta verileceğini söylemişti. Barty bunun için delirirdi.

9 3/4'te
Regulus sonunda o iğrenç Black Malikanesinden ayrılıp Hogwarts'a gidiyordu. Bundan son derecede mutluydu. Ama hiçbir şey eskisi gibi değildi, olamayacaktı da. Regulus düşüncelerinin değişme sebebi hakkında epey kafa yormuştu. Sonucunda ise tek bir isme ulaşmıştı: Regina Dawson. 5. Sınıfta kimseye belli etmeden defalarca onunla sohbet etmişti. Sürekli görüşleri hakkında tartışmışlardı. Regulus ise onu haklı bulmuştu. Tabi bu Gryffindor'dan nefret etmediği anlamına gelmiyordu. Gryffindor lulardan pek hoşlanmazdı.

Bir kompartıman bulmaya çalışırken Sirius ve arkadaşlarını gördü. Bir şeye gülüyorlardı ve mutlu da görünüyorlardı. Regulus abisine ölüm yiyen olduğunu söyleyememişti. Abisinin ondan nefret edeceğini düşünüyordu çünkü. Biraz daha ilerlerken Regina, Alice, Lily ve Ester'in olduğu kompartmanı gördü. Onlar da derin bir sohbet içindelerdi. Onlara bakarken Regina ile göz göze geldi. Regina hemen gözlerini kaçırmıştı.

Sonunda bir yer bulduğunda oturdu Regulus. Birkaç dakika sonra yanına Barty geldi.
- Dostum, Lucius söyledi sonunda olmuşsun! dedi sevinçle. Regulus onayladı. Her şey bu kadar hızlı yayılmak zorunda mıydı gerçekten?
- Göstersene ben de çok istiyorum! Dedi Barty çocuk gibi. Regulus ise kaşlarını çattı. Arkadaşının bu kadar sorumsuz olması onu her zaman rahatsız ederdi.
- Tanrı aşkına Barty, nasıl göstereyim? Burada herkes görebilir. Yatakhanede gösteririm, dedi Regulus başından savmak istercesine. Barty ise yüzü düşmüş bir şekilde onayladı.

Hogwarts'a geldiklerinde yine Dumbledore konuşmasını yapıyordu.
- Evet, çocuklar yeni bir dönemde yine karşınızdayız. Bu senenizin iyi geçmesini umuyorum, dedi Dumbledore ve seçmeler başladı. Regulus ise hemen döneceğini söyleyip büyük salondan çıkmıştı. Arkasından duyduğu sesle irkildi.
- Hey Black! Benimle arkadaş olduğunu biri biliyor mu? Eğer öğrenip sana kötü davranıyorlarsa ben daha yanına yaklaşmayabilirim, dedi Regina. Regulus o an kendini kötü hissetti. Cidden böyle mi hissettirmişti ona?
- Hayır, seninle bir alakası yok Gina. Ben sadece neyse boşver, dedi Regulus. Regina merakla Regulus'a baktı.
- Reg, neler oluyor? İyi görünmüyorsun. Bana anlatabilirsin. İyi sır saklarım. Eğer anlatmak seni rahatlatacaksa ben her zaman buradayım, dedi Regina. Regulus'un anlatmaya çok ihtiyacı vardı. Onu yargılamayacak birine de. Regina bu iki koşulu da sağlıyordu. O mükemmel biriydi. Regulus iki saniyeliğine Regina'ya bakıp;
- Şuanda anlatamam, gece yarısı boş derslikte buluşalım mı? dedi Regulus. Regina gülümseyerek Regulus'a baktı.
- Tabi, olur dedi ve uzaklaştı Regina.

Gece yarısı olduğunda ikisi de boş derliğin yolunu tuttu. Regulus her ne kadar Regina'nın onu yargılamayacağını bilse de yine de tepkisinden korkuyordu. Geldiklerinde oturdular ve konuşmaya başladılar.
- Gina ben çok kötü bir şey yaptım. Ben bunu istemiyordum ama zorundaydım. Karar çoktan verilmişti. Ben Sirius kadar cesur da değilim, dedi Regulus.
- Her ne yaptıysan bu sana olan bakışımı değiştirmez. Dedi Regina. Regulus güçlükle devam etti.
- Ben ölüm yiyen oldum. Bana ilk görevimi vereceklermiş, dedi Regulus. O an rahatlamıştı sanki. Regina Regulus'a şefkatle baktı. Sonra da beklenmedik bir şey yaparak Regulus'a sarıldı. Bunu beklemeyen Regulus ilk başta afallasa da o da karşılık verdi. Ayrıldıklarında ise Regina konuşmaya başladı.
- Madem istemiyorsun, Dumbledore ile konuş Reg. O illaki bir yolunu bulup seni koruyacaktır, dedi Regina. Bu filir mantıklıydı ama şimdi Dumbledore a gidemezdi.
- Şuanda gidemem. En azından şimdilik, dedi Regulus. Biraz daha konuştuktan sonra ayrıldılar.

Regulus o an kendisine bir şeyler olduğunu hissetti. Daha önce hiç böyle bir duygu yaşamamıştı. Regina ile olan bağı gün geçtikçe kuvvetleniyordu.

Bu bölümü Regulus'un koluna adıyorum. Çok çekti. Regulus doğru yola gelecen aslanım.
İyi okumalar!!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin