Yeni Oyuncu

292 23 28
                                    

*Ravenclaw Ortak Salonu, 1993*
Herkes quidditch seçmelerinin ne zaman olacağını konuşuyordu. Iris de seçmelere katılmak istiyordu. Takım kaptanı olan Marcus Drew, gelip bir açıklama yaptı.
- Yarın seçmeleri yapacağım, katılmak isteyenler şimdi gelip adını yazdırsın, dedi Drew. Iris gidip adını yazdırdı. Astrid yanına geldi.

- Yazdırdın mı adını? Kesinlikle takımda olmalısın! Çok güzel Quidditch oynuyorsun, dedi Astrid yaz tatillerinden de gördükleriyle. Astrid takımdaydı. Iris'in iyi bir takım arkadaşı olacağını düşünüyordu.
- Yazdırdım, umarım seçilirim dedi Iris. Astrid gülümsedi.
- Seçileceğinden eminim. Hadi gel biraz dolaşalım, dedi Astrid. Sıkılmış olan Iris bu teklifi anında kabul etti.

Ortak salondan çıkıp yürümeye başladılar. Iris karşıdan gelenleri görünce Astrid'e baktı. Bunlar Weasley ikizleriydi.
- Naber Riri? Quidditch maçına hazır mısın? Yine sizi ezip geçeceğiz, dedi George. Astrid gözlerini abartılı ir şekilde devirdi.
- Sen gelene kadar iyiydim George, dedi Astrid. Bunun üzerine George kafasını iki yana salladı.
- Hayır, ben Fred'im. Hadi ama Riri, kaç yıllık arkadaşız dedi George. Astrid kaşlarını inanmayaraktan kaldırdı.
- Bana bu numaralar sökmez Georgie. Git bunu yiyecek başkasını bul, dedi Astrid.

- Annem bile yiyor bunu, sen nasıl yemiyorsun anlamıyorum doğrusu. İyi gözlemci falan mısın? Ona göre annemi annelikten reddedeceğim, dedi Fred. Astrid gülümsedi.
- Sizi iyi tanıyorum, kendinize göre ayırt edici özellikleriniz var, dedi Astrid, Fred'in gözlerinin içine bakarak. Fred kendisine bakan gözlere gülümsedi.
- Seni de herkesten ayıran özellikler var Riri, mesela ayak seslerin diğer insanlardan farklı. Senin geldiğini ayak seslerinden anlayabiliyorum, dedi Fred konuyla alakasız. İkizinin saçmalamaya başladığını fark eden George duruma el attı. Bu sırada Astrid kızarmakla meşguldü.
- Neyse kızlar bizim Lee'yi bulmamız gerekiyordu, sonra görüşürüz dedi George ve ikizini alarak oradan uzaklaştı. İkizlerin gittiğinden emin olan Iris, Astrid'e baktı.

- Ondan hoşlanıyorsun, dedi Iris yürümeye devam ederlerken. Astrid'in gözleri faltaşı gibi açıldı.
- Ne alakası var şimdi. Benim arkadaşım o. Aramızda bir şey olamaz. Hayır, hayır, hayır ondan hoşlanmıyorum, dedi Astrid. Bunun üzerine Iris zafer edasıyla gülümsedi.
- Ben isim vermemiştim ama sen çoktan kim olduğunu biliyorsun, sıkıntı yok dedi Iris. Astrid, yakalanmanın ele verdiği hüzünle Iris'e baktı.
- Sakın kimseye söyleme. Bunu bir tek sen ve El biliyor, dedi Astrid. Iris memnuniyetle onayladı ve yürümeye devam ettiler.

Elaine annesine yazdığı mektubu zarfa koyarken duraksadı. Birtakım sesler duymuştu. Bu sesler ortak salondan geliyordu.
- Benimle çıkar mısın Cho? dedi Cedric'in sesi. Elaine duyduğu şeyle kalakaldı. Cedric, Cho'dan mı hoşlanıyordu? Bunu kendisine hiç söylememişti. El, en yakın arkadaşının neden böyle bir şeyi gizlediğini anlayamamıştı. Mesela diğer en yakın arkadaşı olan Astrid, kendisine Fred Weasley'den hoşlandığını söylemişti.
- Şey, olur dedi Cho. Sonra duyduğu öpüşme sesiyle yüzünü buruşturdu Elaine. Quidditch antremanlarında sormak üzere rafa kaldırdı bu konuyu.

- Altair Black! Nasıl benim ödevlerimi çalabilirsin? dedi Hermione bağıra çağıra ortak salona inerken. Gilbert, Ron ve Harry gözlerini Altair'e çevirmişlerdi.
- Ödevini mi çaldın? dedi Ron ağzındaki ekmeği yutarken.
- Gerçek bir Gryffindor. Seni tanımak güzeldi kuzen, öbür tarafta görüşürüz dedi Harry kuzeninin sırtına vurarak.
- Bize de verseydin be Altair reis, dedi Gilbert alayla. Hermione kızgın bir şekilde Altair'in yanına geldi.

- Şimdi şöyle ki kitap kurdu hanım, tamam bu kötü oldu. Sevgili bayan Granger, ödevinizi çaldım çünkü ben Gryffindor'un Robin Hood'uyum. Zekiden alıp aptala veriyorum. Gilbert'a vermedim çünkü o listenin epey aşağısında. Tamam öyle bakma, kaşlarını çata çata erken yaşlanacaksın bak. Ben de dedim ki neden saygıdeğer arkadaşım Bayan Granger'ın ödevini ödünç almıyorum, dedi Altair. Gilbert gözünü devirdi. Bu Black kardeşlerinden çok çekiyordu zavallı. Hermione, Altair'in her şeyi alaya vurmasından bıkmıştı.
- Altair, ödevlerimi ver. Yoksa seni- derken sözü Altair tarafından kesildi.
-Evet, beni ne yaparsın? dedi Altair muzipçe. Hermione gözünü devirdi.
- Seni annene öyle bir şikayet ed- derken yine sözü kesildi.
- Tamam, gerisine gerek yok. Al ödevlerin burada, dedi Altair ödevlerini uzatarak. Hermione memnun bir şekilde ödevlerini alıp gözden kayboldu.

Seçmeler başlamıştı. Kaptan herkesi sırayla çağırıyor, onları test ediyordu. Sıra Iris'e gelmişti.
- Gel Black. Hangi pozisyon için girdin seçmelere? dedi takım kaptanı Drew.
- Kovalayıcı, dedi Iris. Kaptan onayladı ve başladılar. Iris'i izlemeye birçok kişi gelmişti. Abisi, kuzenleri, Lupin kardeşler, Black kardeşler, Elaine, Luna... Iris kendisine verilen hakkı çok güzel değerlenmişti. Tutucuyu şaşkına uğratacak bir şekilde iyi oyanayıp beşte beş yapmıştı. Bunu gören Astrid kaptanın kulağına fısıldadı.

- Söylemiştim, ona ihtiyacımız var dedi Astrid kaptanın kulağına. Kaptan Drew de bunun farkına varmıştı.
- Pekala Black. Artık takımın kovalayıcısısın. Antrenmanlar hakkında sana bilgi veririm, dedi Drew. Iris başarmıştı! Artık takımdaydı. Onu izleyenler de bu duruma sevinmişlerdi.

Annesi ve babasına mektup yazdığında ise babası onun genlerinde olan bir şey olduğunu söylemişti. İkisi de çok gururlanmışlardı kızları adına. Altair, takıma girdiğinde de aynısı yaşanmıştı. İlk maç Gryffindor-Ravenclaw'du. Iris bu maça özellikle hazırlanacaktı.

Selamm! Castleri nasıl buldunuz? Eğer hayal ettiğiniz gibi değilse bırakın ve hayalinizdeki haliyle düşünün. Değişik bir bölüm oldu. Biraz shiplerimi belli etmiş olabilirim. Ama hangisi olduğunu söylemeyeceğim kudurun. Bu arada final yapacam, final yapacam diyip duruyorum ama bu hikaye uzar gibi. En azından hepsi 7. sınıfa geçene kadar. Zaten yılları biraz hızlı geçiyorum.
Size iyi okumalar, bana iyi uykularr!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin