Baba

477 32 15
                                    

Son birkaç gündür içini adını koyamadığı bir his kaplamıştı Melody'nin. Rahatsız ediciydi. Lily'e söylediğinde ise Lily bunun üzerine kafa yormuştu. Bir sonuç almamıştı şuanlık.
- Bu bizimle ilgili bir problem sanırım. Yoksa neden hissedesin ki böyle bir şeyi. Acaba kehanet dersine falan mı gitsek? Belki yardımı dokunur, dedi Lily.
- Sanmıyorum, Lils. Bir iki güne geçecek bir şey için boşuna uğraşmayalım.

Bir iki gün içinde geçmedi. Tam iki hafta olmuştu ve Melody uykularından hoplayarak uyanıyordu. Lily kardeşinin bu durumunun ciddi olduğuna inanıyordu. Acaba özü ile ilgili bir şey olabilir miydi? Melody'e bu konuyu ne zaman açsa Melody onu geçiştiriyordu. Lily çareyi Çapulcularla konuşmakta bulmuştu.
- Bize öyle bir şeyden bahsetmedi zambağım. Sen ne olduğunu düşünüyorsun? dedi James. Lily bilmiyorum dercesine kafa salladıktan sonra Sirius'a baktı. Sirius derin düşüncelere dalmıştı.
- Hareketlerine dikkat edeceğim. Hiçbiriniz bu konuyu Melody'nin yanında açmayın. Belli ki onu rahatsız eden şeyler var ve bu şeyler hakkında konuşmak istemiyor. Ben neler olduğunu öğrenmeye çalışırım, dedi Sirius. Lily Sirius'a minnetle baktı. Sonra da sarıldı.
- İyi ki varsın Siri, Melody sensiz be yapardı kim bilir, dedi Lily ve sevgilisini de öpüp yanlarından uzaklaştı.

Melody tek başına koridorda yürüyordu. Kabuslarında hep aynı şeyi görüyordu. Babası ile annesi kavga ediyordu ve sonunda annesi babasını bıçaklıyordu. İlk başlarda kafasına çok takmamıştı ama her gün aynı kabusu görünce kötü bir şeyler olacağını sezmişti. Annesinin babasına çok aşık olduğunu ve böyle bir şey yapmayacağını biliyordu. Kabus olduğu için annesinin öldürdüğünü görüyor olabilirdi. Ama ya babasının ölmesi? Adam zaten son ziyarete gittiklerinde ölü gibi duruyordu. Melody korkuyordu ve bunu kimseye itiraf edemiyordu. Babasını kaybetmekten çok korkuyordu. Onu hep seven, ne olursa olsun arkasında duran babasını yitirmek istemiyordu. Bunları Lily'e söyleyip onun da canını sıkmak istememişti. Halbuki böyle suskun ve modu düşük durmasının kardeşini daha da çok canını sıktığını bilmiyordu.

Köşeyi döndüğünde yere oturmuş ağlamakta olan Rita'yı gördü. Birkaç defa daha ağladığına denk gelmişti. Rita'nın yanına doğru yöneldi.
- Rita? Sürekli ağlarken buluyorun seni, neler oluyor? Anlatmak ister misin? Eğer istemezsen sorun değil ama anlatmak her zaman iyi gelir insana, dedi Melody tebessüm ederek. Rita şişmiş gözleriyle Melody'e baktı. Artık birisine anlatması gerekiyordu. İçinde daha fazla tutarsa patlardı.
- Kimseye söylemeyeceğini biliyorum o yüzden anlatıyorum. B-ben hamileyim. Hem de- derken hıçkırıklara boğuldu Rita. Ama Melody anlamıştı.

O piç böyle bir şeyi yapacak yetkiyi nereden bulabilirdi! Bir insanın hayatını mahvetmişti hem de kendisine takık olduğundan. Rita hıçkırıklarının arasından Melody'e baktı. Çok sinirlenmiş gözüküyordu.
- Ona söyledin mi? Malum şuan da Black kızıyla sevgili, dedi Melody iğrenerek. Narcissa ile birlikte olmak için kendisini kullanması aklına gelince hala sinirleniyordu.
- Hayır söylemedim, söylersem ne beni ne de bebeğimi yaşatır. Yalvarırım kimseye bahsetme, dedi Rita çaresizce.
- Bir gün o piçe gününü öyle bir göstereceğim ki ölmekten beter olacak, öldürmezsem süründüreceğim! Sana söz veriyorum Rita daha fazla kimseyi üzmesine izin vermeyeceğim. Sen de bebeğin de sağlıklı, huzurlu bir hayat yaşayacaksınız, dedi Melody. Rita Melody'e sarıldı.
- Ben teşekkür ederim Melody, bana söylediğin her şey için. Ve biliyor musun hepsinde de haklısın, dedi Rita ve ikili ayrıldılar.

Biraz hava almak için dışarı çıktığında Sirius onun yanına geldi.
- Kıvırcığım, son zamanlarda hep suratın asık. Neler oluyor bizi endişelendiriyorsun. Canını sıkan şey neyse söyle birlikte üstesinden gelelim ama böyle yapma. Ben seni böyle görmeye dayanamam, dedi Sirius. Melody uzun bir süre Sirius'a baktı öylece. Sonra anlatmaya karar verdi.
- Ben son zamanlarda kabuslar görüyorum. Yataktan fırlıyorum adeta. Ve hepsinde de aynı şeyi görüyorum. Annem babamı bıçakla öldürüyor. Babam ölüyor ve ölürken ki son sözleri "Onları kaybetme, onlarla savaş." oluyor. Ben acaba ölecek mi diye düşünmeden edemiyorum Sirius. Ben babamı kaybetmek istemiyorum ve korkuyorum, dedi Melody ve gözyaşları birer birer akmaya başladı.
- Sevgilim baba konusunda sana en iyi tavsiyeyi verebilecek kişi ben değilim ama şunu söyleyebilirim ki baban seninle gurur duyuyordur buna eminim. İspanya'ya gittiğimizde de konuşmuştu bizimle. "Kızlarıma iyi bakın, sizi hep gözetliyor olacağım bir serçe olsam bile." demişti hatta. Babanın zamanının kalmadığını söylediler, evet ama bu dünyanın sonu değil ki. Babanın ne kadar yaşayacağını tanrı bilir. Belki de hastalıktan kurtulur belli olmaz. Ama sen böyle şeyleri düşünüp kendini hırpalama. Ben ne olursa olsun, ne yaşarsan yaşa hep senin yanındayım olacağım da, dedi Sirius. Melody o an Sirius'a sahip olduğu için şükretti. Sıkıca sarıldılar.
- Benim babam, senin de baban. Bunu zaten söylemiştir sana. Bu yüzden babalık için illa da kan bağı gerekmez. Mesela Timmy ve Tina. Onlar evlatlık değiller miydi? Babamın torunlarını görmesini isterim. Göreceğine de inanıyorum. Sirius beni her halükarda mutlu etmeyi başardığın için teşekkür ederim, iyi ki varsın dedi Melody ve sevgililer sarmaş dolaş içeri girdiler.

*2 hafta sonra*
- Lily! Baykuş ikimize birden mektup getirmiş gel açalım! diye bağırdı Melody. Lily koşa koşa Melody'nin yanına gitti. Mektubu baykuşun bacağından aldılar ve açtılar.
Sevgili Kızlarım;
Babanız 19 Kasım 1977 saat 21.53'te buradaki yaşamına göz yumdu. Bu mektup ertesi sabah elinize ulaşır diye düşünüyorum. Cenaze işlemleri için sizin de burada olmanız gerekecek. Dumbledore'dan izin aldım ben. Siz iki gün içinde yola çıkarsınız. Sizi seviyorum, kendinize iyi bakın.
Sevgilerimle Anneniz
Melody mektubu okuduğu gibi yere çöktü. Hayır bu mümkün olmamalıydı. Babaları ölmemişti. Bu bir rüyaydı. Lily durmaksızın hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı. Melody de yere çökmüş bir şekilde ağlıyordu. Çapulcular hemen ikizlerin yanına gittiler. Melody'nin elindeki mektubu okuyunca da hemen ikiliye sarıldılar.
- Bu bir çeşit rüya değil mi? Ben yine o kabuslardan görüyorum yoksa babam ölmedi de mi Sirius? Lütfen ben, ben daha hazır değilim. Babam bizi bırakmadı hayır! dedi Melody hıçkırıklarının arasından. Sirius Melody'i koynuna almıştı. Sarılıyordu sevgilisine.
- Birlikte atlatacağız, sevgilim. Ben yanındayım geçecek. Sakinleşmeye çalış tamam mı? dedi Sirius güven veren bir sesle.
- Geçer mi ki? Kim bilir ne söylemek istedi de söyleyemedi. Ah benim babam, neden bu kadar erken ayrılmak zorundaydın ki, dedi Melody ağlarken. Bir yandan da Sirius'a sarılıyordu

O sırada James de hemen Lily'nin yanına koşmuştu. Lily hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
- Zambağım, iyi olacaksın. Baban da sizi bekliyor olacak sadece bu dünyada değil artık. Bu sizi izlemediği anlamına gelmez ki! Ne olur bu kadar yıpratma kendini, ben yanındayım senin gel sarıl bana. İyi gelir, dedi James ve Lily'e sarıldı. Lily ağlamayı sürdürüyordu.
- James, o gitti. Artık yanımızda değil. Sürekli bize şaka yapan, güldüren sevecen adam yok artık. Bu çok acıtıyor işte, dedi Lily. James ona daha da sıkı sarıldı.

*Flashback*
- Hadi baba çok yavaşsın, dedi Melody gülerek. Babaları bahçede onları kovalıyordu.
- Yakalayacağım sizi göreceksiniz, dedi Babaları. Lily dil çıkardı ve koşmaya devam ettiler. Fakat sonunda yoruldular ve babaları onları yakalayıp gıdıklamaya başladı.
- Baba! Çok gıdıklanıyorum, yapma! dedi Lily kahkahalarının arasından.
- Evet, baba biraz da ablamı gıdıkla! dedi Melody kahkahalarının arasından kapının yanınada duran Petunia'yı gösterirken. Bu sefer babaları Petunia'yı da katmıştı. Üç kızını da aynı anda gıdıklıyordu. Kızları bundan hoşlanıyordu. Anneleri Bianca yemeğin hazır olduğunu söylediğinde ise içeri girmek zorunda kalmışlardı.

Anılarını düşününce daha da çok ağlamaya başlıyordu Melody. Babasının varlığını yaşatacaktı. Buna karar vermişti.

Biraz da ağlayın canım, hep mutlu mu olacaksınız. Neyse baştan savma gibi oldu bölüm biraz ama idare edin artık.
İyi okumalarr!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin