Hogwarts'ta Bir Black

351 24 65
                                    

*7 yıl sonra, 1992*
- Anne! Anne geldi, mektubum geldi! dedi Iris evin içinde koştururken. Melody kızının yanına geldi.
- Ver bakalım ihtiyaç listen nelermiş. Hmm geçen sene Al'a aldıklarımızdan. Bir Diagon yolu yapmamız gerekecek. Sirius, Altair! Iris mektubunu aldı. Gelin de bir bakın uykucular! dedi Melody. Melody'nin sesiyle aşağı inen baba oğul Iris'in elindeki mektuba baktı. Bunun üzerine sarıldılar.
- Eh artık seni Hogwarts'ta sinir edebileceğim. Peeves'e bayılacaksın, dedi Altair. Iris göz devirmekle yetindi.

1 Eylül günü gelip çatmıştı. Zaman ne de hızlı geçiyordu! Melody, çocuklarının hemen büyümesine alışmak istemiyordu. Her annede olan bir şeydi bu.

- Hazır mısın kızıl yıldızım? dedi Sirius, aşağı inmekte olan kızına. Iris kendini pek de hazır hissetmiyordu aslında. Gergindi. Geçen yıl abisi Gryffindor'a seçilince evde çoşkulu bir hava olmuştu. Harry, Gilbert ve Hogwarts'ta tanıştıkları Ron ve Hermione de Gryffindor'da olunca Black ailesinin mektupları eksik olmamıştı. Iris de Gryffindor'a gitmek isterdi. Babası ve annesinin izinden gitmeyi. Ama korkuyordu. Ya Gryffindor'a seçilemezse? Babası ve annesinin dert etmeyeceğini biliyordu ama Gryffindorlu olursa daha iyi olurdu. Neyseki bu yıl tek o başlamıyordu. Kuzenleri Castor, Bertha ve Alexander da bu sene başlıyordu Hogwarts'a.

- Hazırım baba, teyzemlerle orada mı buluşacağız? dedi Iris. Sirius kızını onayladı ve Black ailesi peron 9 3/4'e gitti. Babası, annesi ve bir de Altair defalarca bu duvar hakkında ona bahsettikleri için Iris duvardan korkusuzca geçti. Melody, kızının bu hareketine gülümsedi. Iris, Melody'e fazla benziyordu. Ama annesine benzediği kadar da babasına benziyordu. Teyzesini de andırmıyor değildi. Kısacası Iris güzeldi.

Blackler, gördükleri Potterlar ve Lupinlerin yanına gitti. Kısa süre sonra da yanlarına Reguluslar geldiler. Trenin kalkmasına az kalmıştı. Aileler birbirleriyle vedalaşıyorlardı. Melody, kızını kenara çekti.

- Dinle, binan konusunda endişeli olduğunu biliyorum. Gryffindor'a seçilmen o kadar da abartılacak bir şey değil. Seçilmemen de abartılacak bir şey değil. Seçmen şapka özünde ne varsa seni oraya gönderir. Mesela bende karar vermekte zorlanmıştı. Ravenclaw'a gidebilirdim. Ama ufak bir oranla da olsa Gryffindor'a seçildim. Baban yüzünden de gergin olabilirsin. Babanın size dayattığı Gryffindor aşkı asla sizden önemli değil. Sen farklı bir binaya seçildin diye sırt çevirmez. Çünkü o bunların hepsini yaşadı Iris. Nerede olursan ol, hep en iyisi olacağını biliyorum. Bize yazmayı unutma, dedi Melody ve kızına sarıldı. Iris annesinin sözleri üzerine rahatlamıştı. Annesinin nasıl anladığını bilmiyordu. Herhalde annelik böyle bir şeydi. Herkes ailesine veda etti ve trene bindi.

Tren uzaklaşırken çıkardığı sesler uzaklaşınca aileler birer birer peronu terk etmeye başladı. Melody biraz daha boş tren raylarını izledi ve sonra kocasıyla beraber oradan uzaklaştı.

Iris; Bertha, Alex ve Castor ile aynı kompartımana oturmuştu. Tren kalkınca da binalar hakkında konuşmaya başladılar.
- Bence ben Slytherin olacağım. Tüm Blackler gibi, dedi Castor son sözü Iris'e dil çıkararak söylemişti.
-Babam ve Altair de Black değildi zaten. Onlar aslında White, dedi Iris ve Castor'a kötü bakışlar attı.
- Aman hemen gerilmeyin, hangi binalara seçileceğiz diye konuşuyorduk en son dedi Bertha uyarıcı bir tonla. İkizinin mesajını alan Alex konuştu.

- Gryffindor olmazsam abimin yatağına tezek bombası koyacağım, sonra da abim beni öldürür zaten dedi Alex memnuniyetle. Bertha ciddi ciddi dinliyordu. İkizinin dediği şeyleri görmezden gelmeye çalıştı kuzenine döndü.
- Iris sen hangi binada olursun sence? dedi Bertha, erkeklerden kurtulmak için. Iris gülümsedi. Ama nerede olması gerektiğini bilmiyordu.
- Bilmem, ama babamın izinden gitmek beni gururlandırır, dedi Iris babasını düşünerek. Babasını çok seviyordu, adeta tapardı ona. Aralarındaki bağ çok güçlüydü. Keza annesiyle de öyleydi.

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin