Geri Döndü

347 29 33
                                    

*13 Aralık 1994*
Harry, biçim değiştirme ödevini yapıyordu. Bir anda ortak salona Mcgonagall girdi.
- Potter! Acilen Dumbledore'un odasına gitmen gerekiyor, dedi Mcgonagall. Harry bu acil durumun ne olduğuna anlam verememişti. Dumbledore'un yanına gittiğinde ise koltukta kızıl saçlı bir kadın oturuyordu. Dumbledore, Harry'nin geldiğini görünce gülümsemiş ve karşısındaki kadına dönmüştü.
- Hoş geldin Harry, seni neden buraya çağırdığımı merak ediyorsundur. Seni tanıştırmak istediğim çok önemli biri var. Harry, bu teyzen Melody Evans. Ve Melody sen zaten Harry'nin kim olduğunu biliyorsun, dedi Dumbledore.

Harry şaşkınlıkla ağzını açtı. Petunia hariç bir teyzesi daha mı vardı yani. Bu neredeyse olağanüstü derecede şaşırtıcıydı. Harry, sorar gözlerle Melody'e baktı. Melody ise Harry'e hasret dolu bir bakış attı.
- Petunia ile pek benzemiyoruz. Ama annenle çok benzerdik. Bu arada Lily benim ikizim. Gözlerini ondan almışsın. Tam bir James olmuşsun. Ben özür dilerim Harry. Bunca zaman seni bulmaya gelemediğim için. Çabalamadığım için. Belki de doğru kararlar verebilseydim her şey daha farklı olabilirdi, dedi Melody. Harry ise bu sözler karşısında sessiz kaldı. Melody'e hiç kızgın değildi. Sadece neden kendisini aramadığını merak ediyordu haklı olarak. Ağladı ağlayacak olan Melody'e sımsıkı sarıldı Harry. Sarılmanın onu iyi hissettireceğini düşünüyordu. Yanılmamıştı. Bu ani hareket Melody'i çok mutlu etmişti.
- Sana kızgın değilim ama bütün hikayeyi duymak istiyorum, dedi Harry. Melody derin bir iç çekti ve anlatmaya koyuldu.

Hogwarts yıllarını anlatmayı bitirdiğinde şimdi sıra can alıcı noktalara gelmişti: 1978.
- Yaşıyor mu? dedi Sirius bitkin bir halde. Şifacı başını salladı. Sirius çok sevinmişti. Nişanlısı kendisini bırakmamıştı, hala yaşıyordu. Fakat Melody aylarca komada kalmıştı. 3 ay boyunca komadaydı. 3 ayın sonunda ise her ne kadar eski sağlığına kavuşamasa da iyileşmişti. Sirius ile henüz evlenmeseler de ilişkileri gayet iyi gidiyordu. Bebek Elaine de kurtulmuştu. Fakat bu güzel giden günlerde hiç de yerinde olmayan şeyler vardı. Martin, Melody'e büyü yapmıştı. Zümrüdüanka yoldaşlığındaki ajandı Melody artık. Son zamanlarda mağlubiyetler artınca Dumbledore neyin yanlış gittiğini bulmaya çalışmıştı. Fakat bulamamıştı çünkü Melody'e çok güveniyordu. Melody,büyünün etkisinden kurtulunca da Martin onu tehdit etmişti. Tehditleri çok büyük tehditlerdi. Melody de sevdiklerini korumak adına Martin'in isteklerini yapmıştı. Bu istekler çok kötü isteklerdi. Melody o sırada Sirius'un bebeğine hamileydi. Martin, sırf bu yüzden bebeğini düşürmesini sağlamıştı. Bu da yetmemiş yıllarca esir tutmuştu onu. Haliyle Martin geçen yıl ölünce de Melody kurtulmuştu. Sonra da buraya gelmişti.

Hikayeyi dinleyen Harry Martin denen adamdan en az Snape'den nefret ettiği kadar nefret etti. Neler yapmıştı bu adam böyle. Akla mantığa uyacak şeyler değildi. Teyzesi ile Sirius'un önceden birlikte olduğunu anlatmamıştı Sirius. Belki de anlatmak ona acı vermiştir diye düşündü Harry. Teyzesi Sirius'a çok aşıktı bu belliydi. Ondan bahsederken gözlerinden belli oluyordu.
- Yaşadığın şeyleri hafifletemem ama bundan sonra ben yanındayım teyze, dedi Harry. Melody'nin gözleri doldu. Aklına James'in söylediği bir şey gelmişti. " Babanın ölmesinin nasıl bir duygu olduğunu bilmiyorum ya da bunu hafifletemem ama senin için erkek kardeşin görevinde olabilirim." Melody Harry'e sarıldı.
- Artık gitme vakti geldi Harry. Sen ortak salonuna geç, benim teyzenle birkaç işim var, dedi Dumbledore. Harry onayladı ve yaşananları Ron ve Hermione'ye anlatmak için yola koyuldu.

Grimmauld Meydanı 12 Numara'ya geldiklerinde Dumbledore'un ne yapmaya çalıştığını anlamıştı Melody. Yoldaşlığa gösterecekti kendisini. Ama yoldaşlık onu hain olarak biliyordu. Bu pek de kolay olacağa benzemiyordu. İçeri girdiklerinde Dumbledore cesaret verircesine Melody'e baktı.
- Dumbledore, sen mi geldin? Biz de Remmy ile konu- derken gördüğü kişiyle duraksadı Sirius. Gözlerine inanamıyordu. Karşısında gördüğü kişiyi yıllardır görmemişti. Kim bilir neredeydi bunca zamandır.
- Senin burada ne işin var? Dumbledore neler oluyor? dedi Sirius. Melody buruk bir şekilde sevdiği adama baktı. Bir zamanlar kendisine "kıvırcığım" diyen adama.
- Gidebilirim, üzgünüm gelmemeliydim, dedi Melody. Sirius Melody'e baktı.
- Hayır, madem geldin yıllarca hangi delikte olduğunu, neden öylece gittiğini açıklayacaksın. Ve tabi şimdi her şey düzene girmişken bir anda ortaya çıkıverdiğini, dedi Sirius. "Her şey düzene girmişken" bu söz canını acıtmıştı Melody'nin. Melody Dumbledore'a kısa bir bakış atıp içeri geçti. İçeride sadece Remus vardı. O da şaşırmıştı Melody'i gördüğüne.

Olanları bazı kısımları atlayarak anlatmıştı Melody. Sirius hala kendisine düşman gibi bakarken bu evde olmak istemiyordu. Gitmek isteyince Dumbledore tarafından engellenmişti.
- İnanmıyorsanız veritaserum içebilirim, dedi Melody. Remus ve Sirius başlarını iki yana salladılar. Derken eve iki kişi daha girdi. Bunlar Ester ve Marlene idi. Gördükleri manzara karşısında ikisi de şoka uğramıştı. Melody buradaydı. Bu son derece şaşırtıcıydı.
- Bu hain Evans'ın burada ne işi var be! Burada istenmediğini söylememe gerek yok herhalde, dedi Marlene katı bir sesle. Melody, Marlene'yi umursamamıştı. O şuanda Ester'e bakıyordu. Ester, Melody'e yaklaştı.
- Bu gerçekten sen misin? dedi Ester boğuk bir sesle. Melody kafasını salladı. Ester, Melody'e sarıldı. Şuana kadar onu ilk bakışta hor görmeyen ilk insan olmuştu. Tabi Harry de vardı ama o ilk başta gerçekleri bilmiyordu.
- Neden gittin Mel? Neden yaptın bunu bize? dedi Ester. Melody ise sustu. Buna bir şey diyemezdi.
- Belli değil mi? Bu hain olduğu öğrenilmesin diye kaçtı herkesten. Ama sonuna kadar kaçılmıyormuş değil mi haincik, dedi Marlene. Melody kaşlarını çattı.
- Sen ve mantığına hayranım açıkcası Mckinnon. Benim ölüm yiyen olduğumu mu düşünüyorsun? Bir muggle doğumlunun? Eğer öyleyse söyle de bileyim, dedi Melody. Marlene küçümseyici bir bakış attı.
- Yeter, kesin şunu! İkiniz de ileri gitmeyin artık, diye bağırdı Sirius. Marlene şirin gözlerle Sirius'a baktı.
- Ama aşkım, yıllar sonra gelmiş karşımıza bir de konuşuyor, dedi Marlene. Melody o an yıkıldı. Aşkım mı? Marlene sonunda Sirius'u almayı başarmış mıydı? Sirius kendisinden vazgeçmişti yani. Yine her zamanki gibi her şeye geç kalmıştı. 

Nasıl da tak diye tüm hikayeyi mahvediyorum, izleyin. Bana söveceksiniz ama değecek. Hehehe. Ve ne diyoruz,
Guess who's back? Back again. Melody is back! Tell a friend.
Neyse size iyi kudurmalarr!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin