Aşerme

349 29 47
                                    

- Sirius! Az gelsene! dedi Melody oturduğu koltuktan Sirius'a. Sirius hızlıca Melody'nin yanına geldi.
- Ne oldu? İyi misin kıvırcığım? dedi Sirius.
- İyiyim iyiyim de, benim canım kestane çekti. Kestane bulur musun bana? dedi Melody. Sirius bir süre düşündü, sonrasında Melody'e döndü.
- Ama Mel, ben bu mevsimde kestaneyi nereden bulayım? Başka bir şeye aşersen olmaz mı? dedi Sirius. Melody kafasını olumsuz bir biçimde salladı.
- Nereden bulacağın sana kalmış Black. Benim ve bebeğimin canı kestane çekiyor ve sen bize almıyor musun? Öyle olsun, dedi Melody. Hamilelik Melody'de değişikliğe yol açmıştı. Eskisinden daha kırılgandı. Sirius sonunda pes ederek gardını düşürdü.

Yanına James ve Remus'u da alan Sirius her yerde kestane arıyordu. Fakat ne kadar arasa da bulamayacaklarını biliyordu.
- Neden kestane acaba? dedi James kendi kendine. Sirius bunu duymuş olacak ki Remus'a yanıt verdi.
- Ben de bilmiyorum. Bir bilsem! Eninde sonunda bulmak zorundayız şu kestaneyi, dedi Sirius.

Uzunca bir yürüyüşün ardından Remus'un gözüne bir şey çarptı.
- Hey Sirius! Bunlar bizim istediğimiz kestanelerden değil mi? Yoksa bana mj öyle geliyor? dedi Remus tezgahı işret ederek. Sonunda saatlerdir aradıkları şeyi bulmuşlardı. Sirius hemen tezgahtarın yanına gitti ve kestaneleri almaya koyuldu.
- Çok sağ ol abi. Nereden buldun bu kestaneleri? Hiçbir yerde yok, dedi Sirius. Tezgahtar gülümsedi.
- Ben bunları Türkiye'den getirdim. Kendi ülkemde her mevsim yetişebileceği bir ortam hazırladım, dedi Tezgahtar. Sirius, Türkiye'yi birkaç defa duymuştu. Adama teşekkür ettiler ve kestaneleri Melody'e götürdüler.

*5 ay sonra*
Melody'nin doğumuna bir ay gibi bir süre kalmıştı. Aralık ayının dondurucu soğuklarında evde oturuyordu. Ester de onunla aynı kaderi paylaşıyordu. Hamileliklerini öğrenince kocaları onların görevlere gitmesini engellemişti. Bu yüzden şimdi Blacklerin evinde oturmuş, sohbet ediyorlardı.
- Hadi oradan be! Benim çocuğum bana benzeyecek, dedi Ester kararlı bir ses tonuyla. Melody onunla aynı fikirde değildi.
- Bilemiyorum Via, bana Remmy'e benzeyecekmiş gibi geliyor, dedi Melody.

Kapı zilinin çalmasıyla karnı burnunda olan Melody kapıyı açtı. Karşısında Lily'i görünce şaşırdı. Normalde gün boyu karargahta oluyordu. Gelişinin önemli bir nedeni olmalıydı. Lily içeri geçtikten sonra koltuğa oturdu ve konuşmaya başladı.
- Çok önemli bir şey var. Yeni öğrendim buraya gelmeden önce. Son zamanlarda kötü de hissediyordum zaten, dedi Lily. Melody ve Ester birbirine baktı. İkisi de anlam verememişti.
- Lils, sadede gel ne oldu? dedi Melody. Lily derin bir nefes aldı ve konuştu.
- Ben hamileymişim, dedi Lily. Söylediklerinin üzerine Melody ve Ester şok içinde Lily'e baktılar. Bunu duymayı beklemiyorlardı.
- James'e söyledin mi? dedi Ester. Lily başını olumsuz bir biçimde salladı. Bu da demek oluyordu ki Lily'e yardım edeceklerdi.

Lily, James'e baş başa bir yemek yerken söylemek istediğini söylemişti. Bunun üzerine romantik bir akşam yemeği hazırlamaya koyuldular. Tüm hazırlıklar bittiğinde ise Melody yorgunluktan eve gitmek istediğini söylemişti. Eve gidince de uyumuştu.

James eve geldiğinde yemek masasını gördü. Romantik bir şeyler olacağını sezmişti. Lily'nin tedirgin ve telaşlı bir hali vardı. Çift sofraya oturduğunda Lily artık zamanının geldiğini biliyordu.
- James, benim sana söylemek istediğim çok önemli bir şey var. Duyunca ne tepki vereceksin bilmiyorum ama, dedi Lily.
- Ne oldu Lily-çiçeğim? İyisin değil mi? dedi James.
- İyiyim, merak etme. Söylemek istediğim şey başka. James ben hamileyim. Bizim bir çocuğumuz olacak, dedi Lily. James kısa süreli bir şokun ardından Lily'e sarıldı.

Ertesi gün James karagaha girerken gördüğü herkese aynı şeyi söylüyordu.
- Biz hamileymişiz! Çok güzel değil mi? Dedi James. Bunun üzerine insanlar da tebrik ediyorlardı. Artık Çapulcular bir şeyden emindi. O da artık yeni Çapulcuların doğucağıydı.

Lily, şifacıya gittiğinde bebeğin bir aylık olduğunu ve oldukça da sağlıklı olduğunu öğrenmişti. Bu yüzden mutlu hissediyordu. Melody ise doğumuna bir ay kaldığı için gergindi. Bebeğine kavuşmasına az kalmıştı.

Lord Voldemort bir şeyler planlıyordu. Bu şeylerin iyi olmadığını herkes biliyordu. Artık Dumbledore'u öldürmek için sürekli saldıracaktı.

Bu kitabın sonlarına doğru yeni bir kurgu yayınlamayı planlıyorum haberiniz olsun. Bu arada günler nasıl geçiyor? Benim berbat da.
İyi okumalarr!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin