Hain

311 26 13
                                    

Melody ve Altair bugün taburcu olmuştu. Şimdi evlerinde duruyorlardı. Sirius göreve gitmek zorunda kalınca Melody'nin yanında Lily, Ester ve annesi kalıyordu. Evdekilerin hobisi Altair'i sevmek olmuştu. Kapı zili çalınca da Ester koşarak açtı kapıyı. Rita, Elaine ve Diggoryler gelmişti. Ester hoş geldiniz diye içeri aldı onları.

Melody, gelenleri görünce ayağa kalktı. Rita ile sarıldılar.

- Hoş geldiniz. Merhaba El, bak burada kardeş var, dedi Melody oğlunu göstererek. Elaine ellerini çırptı. Konuşmaya yeni başlamıştı Diggorylerin oğlu da aynı zamanlarda konuşmaya başlamıştı.

- Beğbeyk! Ağne bak, dedi Elaine sevinçle. Rita gülümsedi. Bu aynı zamanda Melody'i de gülümsetmişti. Diggorylerin oğlu Cedric ise uzaktan bakmayı tercih etmişti.

- Evet, kızım çok tatlı. Hadi sen Cedric ile oyna bebek uyusun, dedi Rita kızına. Elaine annesini dinledi ve Cedric'i alıp oynamaya başladı. Çocuklar oynamaya gidince büyükler sohbete başladılar.

- Olsun be Mel, bir dahaki sana benzer, dedi Rita. Melody, Rita'ya soğuk bakışlar gönderdi. Rita pek umursamamış görünüyordu.

- Bana bir tane yeter. Dahasına gerek yok hiç, dedi Melody kararlı bir şekilde. Fakat görünüşe bakılırsa Rita onunla aynı fikirde değildi.

Rita ve Diggoryler gittiğinde Sirius eve geldi. Yorgun görünüyordu. Melody'i görünce tüm yorgunluğu sanki kuş olup gitmişti. Çok aşıktı karısına.

Lord Voldemort malikanesinde oturuyordu. Aklında daha fazla muggle öldürmek, katliam yapmak vardı. Değerli destekleyicileri Patrick ve Martin de hayatını kaybedince öfkesi artmıştı. Canı sürekli daha fazla katliam yapmak istiyordu. Otururken de bazı ölüm yiyenlerin konuşmasına şahit oldu.

- Sen ciddi misin Cissy? O bulanık bir Black mi doğurmuş? Bu çok rezil bir durum! Ah, keşke Sirius doğru yolu bulsaydı da tüm ailesini katletmek zorunda kalmasaydım, dedi Bellatrix sahte bir üzüntüyle. Narcissa Malfoy ise büyümekte olan karnına baktı. Ablası çok kindar bir insandı. Ya kendisi de böyle bir şey yapsaydı? Yine aynı şeyleri söyleyebilir miydi? Cevap evetti. Çünkü Andromeda'yı öldürmek için sürekli planlar kuruyordu. Kendi kız kardeşini!

- Bella acaba lorda söylesek de şu katliamları biraz azaltsak mı? Zümrüdüanka Yoldaşlığı bizim yerimizi bulmaya yaklaştı en son, dedi Narcissa. Aklına Martin gelmişti. Narcissa ondan gerçekten hoşlanmıştı. Fakat daha sonra Lucius daha çekici gelmişti.

- Sahi bu yoldaşlık her seferinde bizim katliamlarımızı nasıl engelleyebiliyor? Bu işte bir şey var sanki. Acaba aramızda bir hain mi var? dedi Bellatrix kafasında yanan bir ampulle. Narcissa, Bellatrix'in haklı olduğunu biliyordu. İçlerinde bir hain olduğu açıktı.

- Mantıklı. Bunu lorda iletmemiz gerekiyor, dedi Narcissa. Bellatrix kız kardeşini onayladı ve lordunun yanına gitti.

Lordu içeri girmesine izin verdiğinde içeri girdi.

-Lordum, rahatsız ettim. Benim içimizde hain olabileceği konusunda şüpheler var, dedi Bellatrix. Voldemort, soğuk bakışlarla Bellatrix'e baktı.

- O zaman bul o haini Bellatrix. Bul ve bana getir, dedi Voldemort. Bellatrix onaylayarak odadan çıktı.

Bellatrix herkesten şüpheleniyordu. Bu yüzden kendisine verilen görevi kimseye söylemeyecekti. Fakat Bellatrix'in bilmediği bir şey vardı: hain onları dinlemişti. Ve hız kaybetmeden bunu yoldaşlığa iletecekti. Sonuçta artık şüpheleniyorlardı.

Regulus hemen Dumbledore'un yanına gelmişti. Geldiğinde abisinin soran bakışlarına yakalansa da bunu sonraya bıraktı.

- Hoş geldin Regulus. Ne oldu da geldin? dedi Dumbledore. Regulus derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı.

- Artık şüpheleniyorlar. İçeride bir hain olduğunu biliyorlar. Lord bunun için Bellatrix'i görevlendirdi. Haini bulmaya çalışacak. Ve en ufak bir hatamda yok olurum, dedi Regulus. Dumbledore biraz düşündü. Bu ciddi bir durumdu. Burada Regulus'un hayatı söz konusuydu.

- Fazla aktif olma o zaman bu sıralar. İlgi odağını başkasına çek. Bellatrix'i yönlendir, dedi. Dumbledore. Regulus onayladı. Bellatrix onu çok olmasa da seviyordu. Alttan alttan onu yönlendirebilirdi.

Regulus malikaneye geri döndüğünde Bellatrix ile karşılaştı. Bellatrix'in soğuk bakışları karşısında oldukça sakin bir duruş sergiledi.

- Nerelerdeydin Regulus? Bu akşam malikanede yemek düzenlenecek. Karın ile birlikte gelirsin, dedi Bellatrix şüpheli bir sesle. Regulus şimdi Bellatrix'in planını çözmüştü. Sözde yemekte herkesin hal ve duruşuna bakacaktı.

- Regina'nın yanındaydım, biliyorsun yeni evliyiz. Yemeğe de seve seve katılırım kuzen, dedi Regulus. Bellatrix pek ikna olmasa da onayladı ve içeri geçti. Regulus iyi yırtmıştı.

Akşam yemeğinin zamanı gelmişti. Herkes malikanede toplanmıştı. Bellatrix, tüm ölüm yiyenleri çağırmıştı. Fakat bu kadar kişi içinde haini bulması çok zor olacaktı.

- Merhaba ölüm yiyen kardeşlerim! Hoş geldiniz, dedi Bellatrix ve herkes yemeklerini yemeye başladı. Bellatrix ölüm yiyenlerle kısa kısa sohbetler ediyor, bazı şeyleri kavramaya çalışıyordu.

Gecenin sonunda herkes gitmeye başladığında Bellatrix pek bir şey bulamamıştı. Bu da onu çok sinir etmişti.

Biraz da işin ölüm yiyen kısımlarını görün istedim. Harry'nin doğması gerekecek, bu yüzden de bazı yerleri hızlı geçeceğim haberiniz olsun.
İyi okumalarr!

Evans Twins | Sirius Black Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin